*Yemin*

95 16 44
                                    

Genç oğlan, sabah gördüğü o yeşil gözlü kızı unutamıyordu. Sürekli onu düşünüyordu.

Bir yandan da kendine sormadan edemiyordu "Acaba ona aşık mıyım?" diye. Ama her türlü bu dediğinin çok saçma bir şey olduğunu biliyordu.

O daha önce kimseye aşık olmamıştı, şimdi neden durduk yere daha bu sabah gördüğü bir kıza aşık olsun ki?

"Belki de bu ilk görüşte aşk dedikleri şeydir..." diye kendi kendine düşünürken aniden zilin çalmasıyla sınıfa doğru koştu. Sırasına geçip öylece hocayı beklemeye başladı.

En arkada oturduğu için önceki ders sınıfı pek fazla dikkate almamış, bütün ders uyumuştu. Çünkü zaten hoca kendini tanıtmaktan başka bir şey yapmadığı için aklına başka bir şey gelmiyordu. En arka sıraya oturduğundan dolayı da dikkat çekmemişti.

Şimdi ise can sıkıntısından sınıftaki diğer öğrencileri teker teker inceliyordu. Ta ki gözü ona takılana kadar...

Daha sabah çarpıştığı kız ile aynı sınıfta olduğunu görünce "Neden ilk ders mallık edip farketmediysem?" diye kendi kendine bir şeyler mırıldandı.

Sonradan o yeşil gözlü kızın arkasının boş olduğunu görünce "Işte fırsat!" diyerek en arka sıradan kızın arkasına geçti.

Anthony: Selam :3

Kestane rengi saçları olan kız, duyduğu ses ile arkasını döndü ve daha sabah karşılaştığı çocuğu gördü. İlk başta şaşırsa da pek belli etmedi.

Dulce: Selam....

Anthony: Demek siz de bu sınıftasınız...

Dulce: Bunu daha yeni mi fark ediyorsun?

Anthony: Affedersiniz, önceki ders canım sıkıldığı için uyumuştum da. Kimseye dikkat etmedim.

Dulce: Şu SİZLİ konuşma şeklini bıraksan artık. Karşında Donald Trump'ın kızı durmuyor yani.

Anthony: Onun ben de farkındayım. Neyse, madem artık aynı sınıftayız, neden benimle biraz daha samimi bir şekilde konuşmuyorsun?

Dulce: Kusura bakma ama en samimi halim bu. Hem... Neden daha bu sabah tanıştığım birisiyle samimi konuşayım ki?

Anthony: Bilmem. Belki yeni arkadaşlar edinmek için olabilir mesela...

Dulce: Gider misin başımdan?

Anthony: Hayır :3

Dulce: *iç çeker* Beni dinle, benim yeni bir arkadaşa falan ihtiyacım yok. Şu an arkadaşım olanlar bana yeter de artar bile. O yüzden şimdi beni rahat bırak.

Anthony: *Dulce'nin defterindeki çizimleri görür* Vay, onları sen mi çizdin?

Dulce: Ha? Şey... Evet. Nolmuş ki?

Anthony: Çok yeteneklisin. Anime mi izliyorsun?

Dulce: E-Evet...

Anthony: Hangi animeleri izledin daha önce?

Dulce: (İsim vermek istemiyorum. Birkaç tane anime ismi söylüyor işte :3)

Anthony: Ben de birkaç tane anime izliyorum. Ama galiba sen bu işleri benden daha iyi biliyorsun. Artık bana da birkaç tane önerirsin.

Dulce: Eğer beni rahat bırakacaksan neden olmasın...

Anthony: *kısık sesle* O konuda biraz şüpheliyim...

Dulce: Bir şey mi dedin?

Anthony: Hayır, sadece birazdan hoca gelecek dedim.

Dulce: O zaman yerine otur.

Anthony: Sen çok zekisin yaa... -,-

Dulce: Ne sandın?

Anthony: Off...

Kırmızı gözlü çocuk ister istemez sırasına geçer ve oturur. Biraz sonra ise hoca gelir.

Tabi bu genç oğlanın umrunda değildi. Onun tek ilgilendiği şey yeşil gözlü kızın o yumuşacık kestane rengi saçlarıydı. Dokunmak istiyordu onlara, o ipek saçlara.

Kendisi de biliyordu hayalinin ne kadar imkansız olduğunu ama umrunda değildi. Yine de belki bir umut diyerek kendini teselli etmeye çalıştı.

"Ne olursa olsun, sen benim olacaksın..."

Complejo Amor (Antholce vs Danulce)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin