Yeni kız Bölüm 68

Start from the beginning
                                    

"Ben. Benim durumum biraz karışık. Hakkımda konuştuğunuza göre anlatmıştır Ayaz. "
"Hakkındaki tüm detayları bildiğim söylenemez. Beni ilgilendirmez de zaten. Damdan düşer gibi hayatına damlamış birine her şeyini anlatacak değildi ya." Derken sıkıntılı bir ifadeyle başının çevirdi. "Ben vurulmadan gitsem iyi olacak."
"Yanıma gel sana bir şey söyleyeceğim." Dedi Eren elini uzatarak. Önce ona sonra eline baktı Kız. Yutkunarak bir iki adım yaklaştı ve yanına oturdu. "Resmi olarak tanışmadık ben Eren." Dedi. Kız tereddüt ettiyse de daha fazla yabani görünmek istemediğinden karşılık verdi. "Bende Esel."
"Memnun oldum Esel." Derken yaslandı ve dudaklarını ısırıp yüzünü izledi. "Ayaz gibi kendini dış dünyadan soyutlamış biriyle tanışman ve ona bu kadar yaklaşabilmen, aslında onun sana kendini bu kadar yaklaştırması beklenmedik bir şey."
"Garip." Diye mırıldanırken kız Eren'e bakmadı. "Evet. Öyle."Dedi. "Oldukça garip. Tıpkı göründüğü gibi, kendi sınırları içinde buzdan bir şatosu vardır. Korkutucu, ürkütücü, karanlık ve tehlikeli. Ama içine ulaşabilirsen, en derinlerine dokunmayı başarabilirsen kışın en soğuk anında bile üşütmez seni. Üşüyemezsin çünkü bir süre sonra o buzlar senin ısı kaynağın olurlar. Ayaz için bir tasvirde bulunsaydım eğer, Tıpkı beyaz gülleri anımsatan soğuk bir ölüm meleği derdim."
Esel, anlayamadığı bir lisanı konuşuyormuşcasına yüzünü izlerken başını eğdi.
"Bana niye anlatıyorsun bunları?" Başını kaldırıp Eren'e baktı tekrar. "Ondan uzak dur demeyecek misin?"
"Hayır."
"Yaklaşma o tehlikeli demeyecek misin?"

"Hayır."
"Her şeyin sonu var ama bu işin bir sonu yok..." Derken sözlerini tamamlamadı ve Eren'in gözlerine baktı. "Neden? neden susuyorsun? Korkuyor musun?"

"Hayır." Derken dudaklarını ısırdı.
"Seni anlamıyorum. Ciddi misin? Kafa mı buluyorsun? İyi misin kötü müsün? Kimsin sen?"
Kısa bir kahkaha attı Eren. Sahi, belkide başından beri kendine sormak istediği en önemli soruydu?

"Kimim ben?" Diye mırıldandı. "Haklısın. Şuan verebileceğim tek cevap geçici bir misafir olur sanırım." Dedi ve gözlerine baktı. "Neden?" Diye sordu.

"Ne, neden?"
" Bana kızgın gibisin. Tanımadığın birine neden bu kadar kızgın olabilirsin?" Diye sorduğunda irkildi Esel. Haklıydı sahiden. Ona neydi, neden öfkeli hissediyordu ki.

"Değilim. ben sadece anlamıyorum. Birinin hayatına girip sonrada hiç bir şey olmamış gibi giden insanların, işleri düştüğünde sebep oldukları insanlara tekrar gelip böyle yumuşak davranmalarını anlamıyorum. " Derken yutkundu. İleri mi gitmişti.Bekledi ve usulca gülümsedi Eren. "İkiyüzlü olduğumu mu düşünüyorsun?"Yutkundu Esel. "Tanımıyorum seni." Dedi.
"Açık sözlüsün. Öfkelisin. Bu bazen hata yapmana neden olabilir. Kimin neden gittiğini yada neden döndüğünü her zaman bilemezsin. Bazen öyle olmak zorundadır."
"Yalnız kalmanın ne demek olduğunu bilmiyorsun sen? Bilmeyen birinin böyle söylemesi doğal." Derken kaşlarını çatarak başını çevirdi. Onu izledi Eren. Başını usulca eğerken ona yaklaştı.
"Yalnız mısın? Ailen yok mu?"

İrkilirken gözlerini kocaman açtı kız ve tekrar başını çevirdi: "Ne ilgisi var?"

"Söyle hadi" Dedi. Bekledi ve mırıldandı kız.
"Yok."
Eren'in gözlerinde acıma belirtisi aradı Esel. Herkesin sergilediği o bakışı... Ancak yoktu. Yumuşak bakışlarıyla onu izledi Eren. Yeşil gözlerini, küçük burnunu sivri çenesini ve dudaklarını. Uzun kıvırcık mavi saçları ve üzerinde oluşturduğu o asi havasına bakarken dudaklarını ısırdı. "O halde, ona hayatında hiç kimseye sarılamayacakmışsın gibi sarıl. Onu hiç bırakmayacakmışsın gibi bekle."
Şaşırmıştı Esel. Ne dediğini anlamak ister gibi yüzünü inceledi. Öyle keskin ve hoş bakışları vardı ki, birini büyülemek istese zorlanmayacağını düşündü. Bakır saçları, yüz hatları, oldukça çekici bir aurosu vardı. Deli gibi kızsanız bile tuhaf bir sakinleştirici gibiydi. Ona baktıkça Ayaz'ın neden ona bağımlı olduğu anlaşılıyordu. Fark etmeden sesi çatladı Esel'in:
"Neden böyle söylüyorsun? O senin sevgilin değil mi? Sana deli gibi aşık. Bak ben, bu tür konulardan çok anlamam. İki erkeğin birbirine aşkını yada birlikte olmasını. Doğrusunu yada yanlışını bilmem. Ama o sana, senin bir sözünle ölebilirmiş gibi bakıyor. Ben bir başkasında daha böyle bir bakış görmedim."
Gözlerini kapadı Eren ve tekrar açtığında Esel'İn öne dökülen buklesini kulağının arkasına geçirdi.
"Biliyorum." Dedi. "Bu da bizim aşmamız gerek bir sorun. Vermemiz gereken bir sınav. İnsanlar birbirlerini sevip aşık olabilirlerler Esel. Bu elimizde değil, ama bazı kurallar vardır. Dokunmamız gereken insanlar vardır. Biz bunu başaramadık. Bu dediğin karanlık bir aşk. Ama sen durumu düzeltebilirsin."

"Nasıl?"
"Biraz bekle. Eminim seni en içten duygularıyla sevecektir. O yalnız bir çocuk Esel, tıpkı senin gibi. Birbirinizi tamamlayabilirsiniz. Onun aradığı şey bir beden değil, bir ruh. Yalnızca aşık olacağı değil aynı zamanda sevileceği bir ruhu arıyor. Benim ruhumu paylaşıyor. Ne yaparsa yapsın onun yalnız kalmasına izin verme."
"Böyle söyleme. Gidecek mişsin gibi konuşuyorsun. Eğer yalnız kalmasını istemiyorsan asıl sen yanından ayrılma."
Yüzünü tutarak Esel'in alnına küçük bir buse kondurdu Eren.
"Anladım ben. Sevgi dediğin böyle birşey işte. Sen sakın vaz geçme. Onun ruhunu kurtaracak tek kişi sensin."

Kapının dışında sırtını duvara yaslamıştı Ayaz. İki çocuğun sohbetini dinlemek bu kadar yakabilir miydi insanın canını? Yakmıştı işte. Derinlerinden gelen bir damla yaşı yanağına doğru süzülürken yutkundu. Vazgeçmek, unutmak. Nasıl yapardı insan? Sevdiği birinin acı çektiğini izlerken, ölüme adım adım yürüdüğünü bilirken ve düşünceleri böylesine içine işlerken bu duruma nasıl son verirdi?

                                                                                                  &

                                                                                                                                                                                             &

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ölümcül Saplantı (+18)Where stories live. Discover now