BÖLÜM 13 (FİNAL)

795 57 25
                                    

MERHABA SEVGİLİ ARKADAŞLAR. KORKU HİKAYEMİZİN FİNAL BÖLÜMÜYLE KARŞINIZDAYIZ. HEPİNİZE KEYİFLİ OKUMALAR DİLİYORUM. İNŞALLAH EN KISA SÜREDE, YENİ BİR HİKAYE İLE KARŞINIZDA OLMAK DİLEĞİYLE. SEVGİYLE KALIN.

Keyifli bir haftasonu sona ermiş, ailelerimizle vedalaşıp uğurladıktan sonra, askeriyenin yolunu tutmuştuk. Annemi, babamı ve kardeşimi görmek, onlarla ve İlyas'ın ailesiyle güzel zaman geçirmek, beni bir nebze toparlamıştı. Artık bu olayı çözmeye daha da hevesli bir hale gelmiştim. Ailemin varlığını bir kez daha hatırlamış, yaşamanın güzel olduğunu bir kez daha anlamıştım. Keşiften döndüğümüz gün uzun saatler boyunca İlyas ve ailesiyle gezmiştik. Şehrin pazarına gidip yaptığımız alışverişin ardından, konakları gezmiş ve güzel bir akşam yemeğiyle günü sonlandırmıştık. Ertesi günü ise herkes kendi ailesiyle geçirerek tamamlamıştı. Veda gününde ailelerimizi birlikte uğurlamış ve dönüş yoluna birlikte çıkmıştık. İlyas ve ben heyecan dolu ve bu işi çözeceğimize dair kararlılıkla donanmış bir ruh haline bürünmüştük. Ancak çözmek istediğimiz şeyin birçok sırrı açığa çıkaracağını bilmiyorduk. Bunun üstesinden gelebilecek miydik? Her şeyi zaman ve yaşanacak olaylar gösterecekti.

Çarşıda bir süre vakit geçirip, çay bahçesinde son çaylarımızı içtikten sonra yola çıkmış ve kısa sürede askeriyeye varmıştık. Nizamiye biraz hareketli görünüyordu. Sonuçta bizim gibi ailesiyle kalmak için izne çıkan askerler de dönüş yolundaydı. Askerlik görevimizi yapmak için döneceğimiz bu mekana, musallat olmuş üç tane ruhun kurtulması ve bizden uzak durması için elimizden geleni yapmaya dönüyorduk. Bu nedenle pek hevesli bir giriş yapmamıştık. İçeri girdiğimizde ilk olarak koğuşa doğru gittik. Koğuş kapısının önüne istirahat eden, yerlere oturmuş ya da karşıdaki kamelyaları seçmiş askerler bulunuyordu. Belli ki yemin töreninden sonraki iki gün, serbest zaman olarak verilmişti. İlyas ve ben etrafa bakmadan önce dolaplarımıza doğru ilerledik ve üzerimizi değiştirmeye başladık. Ardından koğuşta, yatakların altında tuttuğumuz valizlere sivil kıyafetlerimizi yerleştirerek, teslim ettik. Şimdi sıra iki gündür uzak kaldığımız bu yere yeniden adapte olmaya gelmişti. 

Geri dönüşümüz ile birlikte planlarımı yapmaya başlamıştım. Artık çok fazla zaman yoktu. Bir an önce neler olduğunu ortaya çıkarmalıydık. İlyas, Mert ve ben bu işin içinde olacaktık. Eğer kabul ederlerse, Okan ve Serkan'ı da bilgilendirip, yardımlarını isteyecektik. O gece gördüğümüz ve açamadığımız kapıyı açmalı, neler bulabileceğimize göz atmalıydık. Böylece kendimize yeni bir yol çizebileceğimizi düşünüyordum. Ancak o kapının ardında bizi nelerin beklediğini bilmiyordum. Bu nedenle ne kadar kalabalık olursak, o kadar iyi olacaktı.

Akşam üzeri olmuş ve her gün görmeye alıştığımız bu yere dönüşümüzün üzerinden birkaç saat geçmişti. Yemek saati yaklaşmış, askerler yavaş yavaş yemekhane kısmına doğru toplanmaya başlamıştı. Hemen İlyas ve diğerlerini aramayı düşünmemiştim. Kendime ve onlara biraz zaman vermeli, beynimizi dinlendirmeliyiz diye düşünüyordum. Onlarla uygun bir zamanda konuşacak ve planladığım şeyi açıklayacaktım. İlyas ve Mert konuyu zaten biliyordu. Ancak diğer arkadaşlarımın nasıl tepki vereceğini kestiremiyordum. Bizim deli olduğumuzu düşünebilir, hatta taşın altına ellerini koymak istemeyebilirlerdi. Bu nedenle konuşmayı bekletip, en doğru şekilde anlatmanın yolunu arıyordum.

Yemekhaneye doğru ilerlerken Mert gözüme takıldı. Onu gördüğümü farkedince tebessüm ederek el sallamıştı. Ben de aynı karşılığı vererek yanına yaklaştım. İlk olarak söze o girdi:

"Naber Erhan? İzin nasıl geçti?"
"Iyiydi, çok iyiydi. Bizimkiler geldi. Biraz güç kazanmamı sağladılar. Ya sen? Sen çıkmadın mı?"
"Bir günlük çıktım. Ailem kalmak istedi ama, ben havamda değildim. Biliyorsun işte, bu olup bitenlerden sonra nasıl olayım ki?"
"Ah, sahi. O konuda konuşmak için toplanacağız. Önemli bir konuşma yapacağız. Belki de bu olayı aydınlatacağız. Seni haberdar edeceğim."
"Ne? Nasıl? Tamam tamam, peki. Heyecanla bekliyorum."

ASKERDEOù les histoires vivent. Découvrez maintenant