-9-

4.8K 250 46
                                    

Merhabaa! Destekleriniz için teşekkür ederim. Sizi seviyorum =) Ciddi anlamda yanımda olanlar var gerçekten bu destek gözlerimi yaşartıyor. Daha fazla yorum gelirse çok sevinirim.

İTHAFENLER;
ZeynepSudeKarakas-directionerzyn-SuffeRingg-buse2020-Writer_Buket-BeyzaUzmen-videogamess-SethinApollyonu-Hannah_izabel-reyyanXOharry-directioner6135-irem_725_

İyi Okumalar

Ona köpek yavrusu bakışlarımı yolladım. Yüzünden kararı anlaşılıyordu. Planı saçma buluyordu ve kesinlikle yardım etmeyeceği çok belliydi ama bunu yapacaktı. Elinde sonunda bana yardım edecekti. Zorundaydı.
“Lütfen.” diye mırıldandım. Başımı yana kırıp gözlerimi büyütmek işe yarıyordur umarım.
“Bu-bu çok çocuksu Ella.”
Ona gözlerimi kısarak baktım. Haddini aşıyordu. Kimse benim planıma çocuksu diyemezdi. Ayağı kalktım. “O lanet kıçı kırık adam bana neler olduğunu anlatsa ben bu yollara başvurmam.” Odama doğru yürürken böyle olamaz diye düşündüm. İçimdeki gergedan arkasını döndü. “Ve Nora bana yardım etmek zorundasın. Sende işin içindesin ve bana bunu borçlusun.” Göz kırptım. “Bilirsin altın kural arkadaşlar birbirlerinin arkasından iş çevirmez.”

Havalı bir şekilde arkamı döndüm ve anahtarlarımı dolaptan alıp dışarı çıktım. Bu lanet sıcakta neden dışarı çıktığımı bile bilmiyordum. Benim artistliğim bu kadardı işte. Sonra tekrar eve girdim ve Nora’nın bu kız salak bakışları altında odama ilerledim. Uyumak istiyordum ama önce ılık bir duşu hak etmiştim. Yaşasın sürtükler!

HARRY

“Son bir kez daha.” Dedi ses koçu Lilly. Ona gözlerimi devirmek istedim amacı çok belliydi. Lanet yönetim kim bilir nerden getirmişti bu kızı. Tekrar söylemeye başladım aynı şarkıyı… Ki bu benim en iyi söylediğim şarkıydı. Hatalı söylemediğimi biliyordum. Kızın tek amacı yakınlaşmaktı bunu ifadesine bakarak da anlayabilirdiniz. O kıza benim sevdiğim bir kadın var demek istiyordum ama muhtemelen kimse kızın bana yakın davrandığını düşünmezdi. Genel de bana şizofren kanısı konarak olayı bitirirlerdi.

Şarkıyı söyleyip bitirdiğim de onun gözlerini kırpıp el çırpmasını umursamadım. Ceketimi koltuğun üstünden alıp stüdyodan çıktım. Sıkılmıştım ve bu kadın bunu hak etmişti. Stüdyolara veda ederek binadan çıktığım da karşımda grup arabasını buldum. İtiraf edeyim bunu beklemiyordum. Gülümsemeye çalışarak arabanın içinde oturdum. Çocuklar hep bir ağızda selam verirlerken “Ne arıyorsunuz burada?” diye sordum.

Louis sırıttı. “Yemeğe gideceğiz.”
Gözlerimi devirdim. Yorgundum, kravatımı gevşetirken “Buna gerek var mıydı? Evde de takılabilirdik.” Diye fikrimi söyledim. Niall çığırdı. “Yemeklerini yemekten bıktım.”

Ona gözlerimi devirdim. Bundan sonra ona yemek yapmayacaktım. Aç kalıp ölebilirdi umurumdu olamazdı. Zayn omzuma vurdu. “Günün nasıl geçti seksi patron?”
Gülümsedim. Bu lakabı sevmiştim. Bir an Ella’nın bana bu şekilde seslendiğin hayal ettim. Kesinlikle yatak odasından çıkamazdık. Kendi fikrime bir kere daha güldüm.
“Bu lakap hoşuna gitti.” Dedi Liam ve hepsi gülmeye başladı.
Omuz silkip “Öğreniyorum.” Diye cevap verdim.
“Neyi? Sekreterlere nasıl kur yapacağını mı?” diye sordu Louis. Tam bir şeytan.
“Hayır. Biliyorsun ki biz senin gibi hayal aleminde değiliz Lou.”

Çocuklar gülerken ortada pis espriler döndü. Sadece gülmekle yetindim. Çok yorgundum. Aklımın bir köşesinde Ella vardı. Oradan hiç gitmeyecekti, biliyordum. Kravatı gevşettim ve gözlerimi kapadım. Oğlanları duyabiliyordum.

“Yeni ses koçumuz nasıl?” diye sordu Niall. Sesindeki sapıklığı bizden başka kimse anlayamaz.
Çocuklar gülerken “Tam bir sürtük.” Diye cevapladım. Ortalık biran sessizliğe büründü ve bakışları üstümde hissettim. Gözlerimi açtığımda hepsi bana bakıyorlardı.
“Hadi ama!” dedim “Öyle davranıyor.”
Niall omuz silkti. Zayn susmam için omzuma vurdu. Sustum ama bu kızgınlıktan gelen bir susmaydı. En yakın arkadaşlarım bana inanmıyorlardı bile. Restorana gelen kadar sessizlik hakim oldu sonra arabadan indik. Niall-Liam ve Louis önden ilerlerken biz Zayn’le arkadan ilerliyorduk.
Zayn bana kısaca “Niall ses koçundan hoşlandı.” Diye cevap verdi. Hah! O saftan beklediğim şeydi.
“O kız sürtük.” Diye yanıt verdim. Soru sormadığın biliyordum ama anlayacak tek kişi Zayndi. Başını sallayarak onayladı.
“Ellayı her gün görmek acı veriyor. Daha doğrusu uzak olması. Yakınken uzak olması.”
“Bişeyler yapmalısın.”
“Yapamam Zayn.”

Çocuklar içeri girerken Zayn onlara birazdan geleceğimizi haber verdi ve beni bir köşeye doğru çekiştirdi. Bende ona ayak uydurdum. Sanırım biraz gevşemem gerek. Zayn sigarasının içinde bulunduğu kutudan bir tane çıkardı ve ağzına koydu. Ondan izin almayarak bende aldım ve ağzıma koydum. Gözleri hayır dese de omuz silktim. İlk benim sigaramı sonra kendi sigarasını yaktı.

“Çok benziyorsunuz. Bu kadar benzerlikle birbirinizi öldürmediğinize şaşırıyorum.” Güldüm.
“Oda artık bir deli.” Diyerek kahkaha attım.

Sigaranın ciğerlerime ulaştığını hissediyordum. Rahatlıyordum. “Bugün onu gördüm.”
“Nasıldı?” diye sordu Zayn dumanı havaya bırakırken.
“Yorgundu. Otobüsle gelmiş.”
Zayn anlamıyormuş gibi yüzüme baktı. Sigarayı iki parmağımın arasında biraz daha sıkılaştırdım.
“Harry, onun parası bitmiş. O kalabalık bir ortama girecek biri değil.”
Haklıydı. Nasıl olmuştu da bu ihtimali düşünememiştim.
“Zayn o bana söylemez ama sana söyleyebilir.”
“Ne yani onu mu arayacağım?”
Başımı onu onaylayarak salladım. Zaten oda süründürmek yerine kabul etti ve bitmiş sigarasını yere atıp üstüne bastı. Telefonunu çıkardı. “Hoparlöre al.”

Hoparlöre alıp kulağımıza doğru yakınlaştı. Birçok kez çaldı ve en sonunda açtı. Uykulu sesi beni ona bir kez daha aşık etti. Onun sesine aşık oldum.
“Ne var Zayn?”
Gülmemek için dudaklarımı ısırırken Zayn bozuldu.
“Sana ne.”
“Sen gerizekalı mısın? Hem arıyorsun-“
“Kes sesini Ella!”
Zayn dirsek attım. Onla böyle konuşması can sıkıcıydı. Bana gözlerini devirdi. Sıkıntılı sesi duyuldu.
“Yine ne öteceksen öt! Güzellik uykumdan uyandırdın da.”
Zayn kıkırdadı. “Sen de haklısın, güzelleşmen için bir ömür uyumalısın.”
Zayn’e bir tane çarpmak istedim ama bakışlarım onu susturmaya yetti. Lanet herif! Benim kızım dünyadaki en iyi kızdı. Ya da kadınım.
Bozuk sesi tekrar duyuldu. “Ne söyleyeceksin Zayn?”
“Paraya ihtiyacın olup olmadığını merak ettim.”
Ona ters bir bakış attım. Kesinlikle ağzından laf alabilecek bir kapasitesi yoktu.
Birkaç saniyelik uzun bir sessizlik oldu. Arada Nora’nın sesini duyduk. “Ella ben Kevin ile buluşmaya gidiyorum.” Gibi bişey diyordu. Ella derin bir nefes aldı. Ona ya da bize cevap vermedi.
“Ella?”
“Zayn ona söyle benim hiçbir şeye ihtiyacım yok olmayacakta.” Ardından telefon kapandı.


NORA

Kevin’nın elini sıkıca tuttum. Elimi havaya kaldırıp dudaklarını avucumun içine bastırdı. İçimdeki hareketlenmeyi yok saymaya çalıştım ama pek becerebildiğim söylenemezdi. Biraz dikleştim ve karıncalaşmayı önlemeye çalıştım. Başparmağıyla rahatlatıcı bir şekilde elimin üstüne masaj yapıyordu. Çoktan uykum gelmişti bile. Onun dokunuşları öylesine rahatlatıcıydı ki. Tüm o aksi davranışlarımı alıp başka bir diyara götürüyordu. Farklı bir yer sunuyordu bana. Her şeyime rağmen bana bakması o kadar farklıydı ki. Kimse bana bakmamış, kimse bana böyle dokunmamıştı. Kahvelerimiz geldiğinde Kevin garsona teşekkür etti.

“Nasıl gitti günün?” diye sordum.
“Sen olmadığın zaman çok kötü.” Omuz silkti. “Bunu biliyorsun.”
Güldüm. “Ben ciddiyim.”
“Bende sevgilim.”
Bu yeni kelimelere alışmak benim için çok zordu. O bana her sevgilim dediğinde kime dediğine bakmak için etrafıma bakınıyordum. Alışamıyordum.
Ellerimi ondan çekip kahveyi yudumladım. O içmek yerine bana baktı. Rahatsız hissediyordum.

“İş aradın mı?”
“Hayır.”
Yüzündeki memnuniyetsizliği görebiliyordum.”Nora ne zamana kadar böyle devam edecek?”
“Nasıl?”
“Ella ne zamana kadar depresyonda kalacak ve sen ne zamana kadar ona bakacaksın?”
Ona kötü bir bakış attım. Bu hoş değildi. Kahveyi tekrar yudumladım. Bana bakmaya devam etti ama benden cevap alamayacağını gördüğünde kollarını kavuşturdu ve arkasına yaslandı. Pencereden dışarıya odaklandı.

Ella’ya gücüm yetene kadar bakacaktım çünkü o benim her zaman küçük kardeşim olmuştu. Ama anlamadığım Kinney’in neden bunu sorguladığıydı. Günümüzü mahvetmeye meraklı gözüküyordu.

“Neden sordun?” diye sordum.
Masaya doğru eğildi tekrar ve elimi ellerinin arasına hapsetti. Gözlerinden bir hırıltı geçti.
“Kaçamayacağına söz ver.” Dedi ve elimi daha çok hapsetti. Usulca başımı salladım.
“Nora ben artık evlenmek istiyorum.”
“Kimle?” diye sordum hızla. Beni terk mi edecekti?
Güldü. “Senle. En yakın zamanda hatta evet dersen şimdi gidip evlenebiliriz.”
Sanırım rüya görüyorum ya da şizofren oldum.

*

Hastaneye girmede önce Nora’ya baktım. Gergin gözüküyordu. Aslında dün eve geldiğinden beri öyle gözüküyordu. Hadi ama bir plan bu kadar korkutmamalıydı. Basit bir plandı. “Hazır mısın?” diye sordum. Başını salladı. Ama pek hazırmış gibi gözükmüyordu. Ona gözlerimi devirdim. “Senden çocuk yapmanı istemiyorum, Nora. Sadece ağlayıp sikik yalanımızı devam ettireceksin!”

Başını hızla salladı. Gözbebekleri daha çok büyümüştü sanki. Acaba çok mu psikolojik baskı uyguluyordum. Omuz silktim ve hastanenin sensorlu kapısı açılmadan önce “Şimdi.” Dedim. Nora kızarmış yüzüyle zora ağlamaya çalışırken oldukça komikti. Zorlandığını biliyordum ama bunu hak etmişti. Üst kata doğru ilerlerken Nora’nın hıçkırıklarını duyuyordum. Tanrım nasıl bu kadar iyi ağlayabiliyordu? Ben mutsuzsam iyiyim numarasını bile yapamıyordum.

Nora’nın elinde göz yaşartıcı görene kadar böyle düşündüm sonra onun kafasına vurdum. “Onu bana ver yakalanacaksın.” Diyerek elinden alıp cebime attım. Omuz silkti. Pislik bir arkadaşa sahiptim ve çok şanslıydım.

Doktorun odasını hızla çaldım. Nora arkamda ağlamaya devam ediyordu. Tüm herkesin gözleri bize dönüktü. Bugün randevim olduğu için rahattım.

İçeri girdiğimiz de doktor hıçkırık sesleriyle irkildi. Dudaklarımı ısırdım. İşte başlıyorduk.

“Ian şey bu arkadaşım Nora. Çok üzgünüm. O sevgilisinden ayrıldı ve durmadan ağlıyor. B-bende şey bilirsin.” Omuz silktim. Beni başıyla onayladı. “Şöyle oturun Bayan Nora.” Dedi Nora hıçkırıklarıyla birlikte oturdu. Doktor korkmuş gözüküyordu.
“Ona yardımcı olabileceğini düşündüm.”
Doktor hiçbir şey demedi. Sadece Nora’yı inceliyordu. Umarım inanmıştır. Tanrı’ya inansın diye dua ettim.
“Bayan?”
“Davidson.” Dedi hıçkırıklarının arasından. “Nora diyebilirsiniz.” Birkez daha hıçkırdı ve gözyaşlarını sildi.
“Öncelikle sakinleşin.” Nora’nın gözleri kıpkırmızı olmuştu. Doktor anlayacaktı. O göz yaşartıcıyı götüne sokacaktım.
“Ağlamaktan perişan oldu.”
“Neden terk ettiğini söyledi mi?” diye sordu ama Nora onun yerine inleyerek “Su istiyorum, su.”
Doktor onu başıyla onayladı ve bana döndü. Ah bu planda yoktu işte. “Ella rica-“
“Ella yanımda kalsın. Beni bırakıp gitme.” Diye ağlamaya devam etti Nora. Elimi sıkıca tutu az kala bende inanacaktım. Doktor bu sefer telefonuna doğru elini kaldırdı ama bir ilahi güç buna engel oldu. Ayağı kalkıp odadan çıktı. Kapıyı kapatmayı unutmaması çok daha iyiydi.

Dolaba yöneldim ve o kadar isim arasında aramaya başladım. “O dolapta mı?” Başımı sallayarak onayladım. Vakit kaybedemezdim. Mavi dosyalarının arasında bulamayınca kırmızılara yöneldim. “ O kadar iyi rol yaptın ki bir ara ben bile inanacaktım.”
“Bu lanet göz yaşartıcı gözlerimi çok fena yakıyor.”
“Salak.” Diye cevap verdim. Ona karşı bencilleşmiştim. Soyadlarını bakıyordum hızla ama yoktu. Bulamıyordum lanet olsun. O dosyayı istiyordum. İçindekilere ihtiyacım vardı. Gözlerim hızla tarıyordu ama yoktu. Burada olduğun biliyordum, hissediyordum.
“Hızlı ol!” dedi Nora. Acele etmek beni daha da telaşa sokuyordu.
“Arms, Martin, Styles, Green-“
“Salak orada işte!” diye bağırdı Nora.

Okuduğumu soyadı fark edince hızla dosyayı kaptım ve içine bakmadan çantamın içine attım. Sadece 10 saniye sonra doktor elinde bir bardak suyla içeri girdi. Ah! Gergedanlar beni seviyor. Doktor bana baktı sonra Nora’ya.
“Sakinleşmiş gözüküyorsunuz.” Diye mırıldandı suyu uzatırken.
“Susayınca uysallaşıyorum.” Dedi Nora suyu içtikten sonra.
Nora’nın hıçkırıkları devam ederken “Sizi yalnız bıraksam iyi olur.” Diye mırıldandım ve odadan can havliyle kendimi attım.

Koridorda insanların bakışlarından kaçamaya çalışırken boş bir yer arıyordum. Okuyacağım boş bir yer. Meraktan ölecektim. Tuvaletin nerede olduğunu bilmiyordum ve sorarak zaman kaybedemezdim. Yaşadığım aksiyon kalbimin zaten daha hızlı atmasını sağlarken zaman kaybetmek beni öldürüyordu. Ya biri yakalarsa?

Koridor ben ilerledikçe ıssızlaşırken kendimi bir temizlik odasında buldum. Kapkaranlık bir temizlik odasında. Hangi akla hizmet buraya girdiğimi bile bilmiyordum. Elimle kapının yanını ışığı açmak amacıyla yokladım. Ve elimin takıldığı nesneye tıkladım. İçerisi aydınlandığın gülümserken küçük bir kız çocuğunu çığırmasını duydum.

“Seni geri zekalı! Işığı kapat yoksa yakalanacağız!”
Sadece küçük bir kız çocuğu olmadığı konusunda anlaşalım.

SINIR: +100 VOTE-30 YORUM
ÖNEMLİ!
MERHABA IMM. YORUM KONUSUNDA SIKINTIMI BELLİ EDEYİM. İLGİ AZ OLDUĞU ZAMAN YAZASIM GELMİYOR VE YORUMLAR FELAKET AZ. BU BENİ KIRDI. 

Çıldırtan Aşk 2-(Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin