~4~

264 10 0
                                    

Gözlerimi büyük bir kargaşa sesiyle açtım. Nerdeydim ben? Burası biyerden tanıdık geliyodu ama hatırlamıyodum. Birsinin koşarak bana doğru geldiğini gördüm. Belki ona nerde olduğumu sorabilirdim. Bana doğru koşan kişiye seslenerek "hey sen ben nerdeyim biliyormusun?" sanki beni duymamış ve görmemiş gibi hala bana doğru koşuyodu. Hala durmayınca tekrar sesleneckken koşarak benim içimden geçti. Ne yaptı o. İçimden geçti. Ben sesle konuşacakken birinin bana baktığını gördüm. Ama o beni görüyodu. Noluyo ya. Bana bakan adamın yanına gitmeye başlayackken arkamdan gelen çığlıklara döndüm. Kadının biri kollarından iplerle bağlanarak bi tahta parçasına asılmış karşısındaki admın yanışını çığlıklarla izliyodu. Adam tamamen yanarken bir kadının küçük bir bebeği değişik bir şeyin içine bırakması dikkatimi çekmişti. Bebeği götüren kadın kucağındaki başka bir bebeği az önce götürdüğü bebeğin yerine koydu. Gözlerim tekrar çığlık atan kadına döndüğünde kadının tamamen buza dönmüş olduğunu gördüm. Ardından adamın birinin el hareketiyle buz tamamen parçalara ayrılmıştı. Karşıdan gelen iki kadının değişik bir şeyin içindeki çocuğa yaklaştıklarını gördüm. Ama kadınlarının ikisinin gözündede korku vardı. Kadınlar yavaşça çocuğa dokunduklarında çocuk tamamen buz oldu ardından alev alev yandı.

Gözlerimi kanter içinde açtım. Hemen etrafıma baktım. Odamdaydım. Tanrım o nasıl bir rüyaydı. Kalkıp hemen yüzümü yıkamalıydım. Ve öylede yaptım. Sonra sesle konuşmaya başladım. "Ses ordamısın. Ses ben çok kötü bir rüya gördüm." Sofia ne gördün? "Çok kötüydü. Çok korktum." Tamam korkma Sofia sadece bir rüyaydı. Şimdi bize rüyanda ne gördüğünü söyle. Ağlayarak anlatmaya başladı . "Bilmediğim biyerdeydim. Sonra bana doğru koşan bir adam gördüm ama o beni görmüyodu hatta beni duymadı ve koşarak içimden geçti. Ama başka bir adam beni görüyodu hatta bana bakıyodu. Sonra arkamda gelen çığlık sesleri duydum. Arkamı döndüm. Kollarından bağlı bir kadın vardı. Karşısında bir adam vardı. Adam alev alev yandı. Sonra kadının biri bir bebeği değişik bir şeyden içeri bıraktı ardından kucağında başka bir bebekle geri döndü. Götürdüğü çocuğun yerine koydu getirdiği başka çocuğu. Ondan sonra ellerinden bağlı olan kadına dönüğümde buz olduğunu gördüm. Buz olan kadın sonra paramparça oldu. Sora iki kadının küçük beşikteki çocuğa yaklaştı. Küçük bebek önce buz tuttu sonra alev aldı. Çok kötüydü." Sofia sen bunları simdi görmemeliydin. Daha zamanı vardı. Sana bakan kişi nasıl biriydi? "Kıvırcık saçları vardı başka bisey hatırlamıyorum." Gözlerimden iki damla yaş süzüldü. Bu da neydi simdi bu rüyaları en son 7 yaşımdayken görmüştüm neden simdi tekrar görmeğe başlamıştım. Başım agırıyordu. Hemde çok kötü. Yataktan yavaşça kalkıp mutfağa indim. Dolabı usulca açıp elime aldığım evri kesiciyi bir bardak su yardimiyla içtikten sonra tekrar usulca odama çıktım. Terlemiştim. Odanın penceresini açıp sessizce dışarı doğru eğildim ve içime temiz havayı çektim. Pencereyi kapatıp yatacakken bir kaç kişinin odamı izlediğini fark ettim. Biraz daha dikkatli baktık tam sonra bunun rüyamdaki bana bakan kıvırcık saçlı çocuk olduğunu anladım. Yaninda 3 tane daha adam vardı. Hic bir şey yokmuş gibi pencereyi kapatıp yatağıma oturdum. "Ses eğer veni duyuyorsan neler olduğunu bir an önce anlatır misin lütfen." Sofia güzel kızım. Sana her şeyi anlatacağım ama sözümü kesmeden dinleyeceksin tamam mi? "Tamam"
Sen daha yoktun. Baban yoktu. O vardi. O ve onun caniliği. Kaçtım. Ondan da hayatından da kaçtım. Babanı gördüm. Ona o an aşık oldum. Buldular beni. Geri götürdüler saraya. Tekrar kaçtım. Babanı görmek umuduyla ona sığınmak umuduyla tekrar kaçtım. O gün birbiriniz olduk. Yakalandık. Oda tanrıymış. Güçlerimiz ayrı element olduğu için ölüme mahkum tutluduk. 7 ay. Tam 7 ay sonra sen doğdun erken doğmuştun. Sana zarar gelmesinden o kadar korkmuştum ki saray hizmetçilerinden biri bana yardim etti. Seni kaçıracağını sana iyi bakacağını söylemişti ama yakalanmis. Öleceğimiz gün seni beşikte yatarken gördüm. Karşımda sevdiğim adam alev alev yanıyor beşikte sen çığlık çığlığa ağlıyordum. Benide başka şansım yoktu. O hizmetci seni bir portaldan bırakmış. Hangi portal olduğunu bilmeden o acaleyle birakivermiş. Yerine getirdiği bebeği senin yattığım beşiğe koymus. Ben yok olmuştum babam yok olmuştu. Herkezin korktuğu sen yok olmuştu. Kimse gerçeği bilmeden buna inanmıştı işte. Senin yok olduğum gerçeği tüm gezegeni huzura kavusturmustu. Senden ölümüne korkuyorlardı. İste senin ruyadan gördüğün buydu. Rüyanda tüm gerçekleri gördün Sofia.
Onu lafını hic kesmeden sonuna kadar dinlemiştim. Ama anlamıyordum. Aklım almıyordu. "Peki o adam rüyamdaki beni gören adam nasıl benin gördü de diğerleri göremedi."
Sofia o gözcüdür. Akademiye gidecek olan her birey önce onun gözüne görülmesi gerekir. O gördüğü kişiyi akademiye götürmek için akademi muhafızlarıyla birlikte gördüğü kişinin yanina gelerek
Ses bir anda konuşmayı kesmişti. Bu sessizlik hiçde hoş değildi.
"Bisey mi oldu?"
Sofia hemen hemen kaçmam lazım. Acele et. Geliyorlar Sofia. Geliyorlar.
"Kim geliyir?"
Sofia bana güven ve hemen kaç.
Sesin dediğini yapıp. Odadan hızla cikip. Üzerime hırkanı alip kapıyı açtım. Telefonu odada unuttuğumu hatırlayıp bir hızla odaya çıkıp telefonu cebime atıp yanıma bir miktar da para aldıktan sonra koşar adim aşağı inmeye başladım. O kadar hızlı hareket etmeye çalışıyordum ki ayağım bir anda kaydı ve yere düştüm. Magazinlerdenim köşesine çarpmıştım. Ve kafam kanıyordu. Kahretsin ne kadarda şansliyidim. Kafama elimle baskı yaparak evden çıktım ve kapıyı gürültülü şekilde çektim. O an aklımda sadece neyden ve kimden kaçtığım sorusu vardı. Sese güveniyordum. Neden bilmiyorum ama ona sebepsizce güvenmek istedim. Koşarak vardığım ağaçların sık olduğu bir yerde durup biraz soluklanmaya başladım. O kadar süredir koşuyordum ki ciğerlerim patlayacaktı. Kısa surede nefesimi düzene sokarak tekrar koşmaya başlamıştım. Koşmam en sonunda uçurumun kenarında son bulmuştu. Çok da yüksek sayılmayan kayalıklardan birine oturup denizin kokusunu içine çekerek nefesimi düzenledim. Arkamdan gelen fasılalarla oraya doğur döndüm.
"Küçük tanrıçamiz demek burdaymış." Gözlerim karşımdaki admin gözlerine değdiğinde gözlerinin siyahını içimde hissetmiştim. Ses nereye gitmişti. Beni tek başıma bırakıp nereye gitmişti.

***********
Vote ve yorum yapmayı unutmayın

*************

Kayıp Tanrıça -Buzul Çağ-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin