Bölüm 25 : Korkutan Kriz

Start from the beginning
                                    

"Zeynep?" 

Yeniden cılız bir sesle, "Hım?" dedi. Başka ne diyeceğini bilemiyordu. Hem teslim olmak istiyor hem de korkuyordu. Teslim olmanın getireceği şeylerden korkuyordu. Efe'ye bir kez teslim olduğunda, bu bir gecelik bile olsa genç kızın kalbinde sarması mümkün olmayan yaralar bırakabilirdi.

"Olabilecekler seni korkutuyor mu?" 

Başını kaldırıp onun gözlerine bakmaya öyle utanıyordu ki, derin derin nefesler almaya başladı. Olacaklar onu korkutuyordu. 

"Efe ben-"

Genç adam fısıltıyla, "Yalnızca bu gece," dedi. "Bana bir ömür vermiyorsun..bari bir gece ver." 

Sesindeki acı ve umut öyle yakıcıydı ki, Zeynep gözlerinin dolduğunu hissetti. Başını kaldırıp gözlerine bakmaya cesaret etti. Siyah gözlerin radarına girdiğinde karnına bir yumruk yemiş gibi irkildi. Kelebekler sürüyle kalbini ele geçirdi. 

Efe'nin gözleri umutla parlıyordu. Aşkı gözlerinden akıp geliyordu sanki. 

Sesinin titremesine engel olamayarak, "Tek bir şartla..." diye fısıldadı. 

Efe'nin yüzü aydınlandı. "Ne istersen..."

"Bana..aramızda olanlar hakkında sorular sorma. Bana bir şey sor-sorma..bana hiçbir şey.." Nefesi tıkandı ve sustu. Efe'nin gözlerindeki hayal kırıklığına bakılırsa genç adam onun ne demek istediğini anlamıştı. 

Başını eğerek, "Peki." diye mırıldandı. "Sen nasıl istersen yeşil badem." 

Zeynep o sözü duyunca kalbine buz gibi bir suyun serpildiğini hissetti. Ateşi bir nebze olsun dinmişti. O kelimeleri bir daha onun ağzından duyamayacağını düşünmüştü. Korku kalbini öyle ele geçirmişti ki, Efe'nin bir daha kendisine aynı şekildi gülmeyeceğini bilmek uykularını kaçırıyordu. Onu bir daha göremeyeceğini bilmek. 

"Düğünden sonra seninle bir şeyler yemeye gidelim mi?" 

Zeynep başını onaylar bir biçimde salladı. 

"Ne yiyelim istersin?"

Zeynep gülümsemesini saklayamadı. "Bu sefer balık yemeyelim..."

Efe öyle bir sırıttı ki, Zeynep'in kalbi aydınlandı. Onun asık suratını hatırladıkça canı sıkılıyordu. Bir insana gülmek bu kadar mı yakışırdı? Bir insan suratını astığında onun gülen yüzü bu kadar mı özlenirdi?

"O zaman hamburger yiyelim...olur mu? Patates kızartması da olur...nasıl?" 

Zeynep utanarak gözlerinin içine bakmaya devam etti. Yanaklarını alevlerin sardığını hissediyordu. "Ben siyah kola içerim ama..." 

Efe kollarını sıkılaştırarak onu kendisine çekti ve dudaklarını alnına bastırdı. Zeynep'in eli ayağına dolandı. Gözlerini hissettiği mutlulukla yumdu ve burnunu onun boynuna gömmemek için kendisini zor tuttu. Onun sahiplenici tavırlarına kendini teslim ettiğinde başına gelecekleri düşünemiyordu bile.

"O söylediklerim..." Genç adamın sesi adeta bir fısıltıya dönüştü. "...eğer seni incittiysem özür dilerim Zeynep. Biliyorum...acımdan böyle davranıyorum ama seni incitmeye hakkım yok." 

Zeynep sessiz kaldı. Gözlerini yumarak onun ne kadar yüce gönüllü olduğunu düşündü. Kendi acısından önce Zeynep'in iyi olup olmadığını önemsiyor ve söyledikleri için özür diliyordu. Bazen aralarındaki bu güçlü kuvvetli bağa hayret ediyordu. İnsanların belirli bir yaşa geldiklerinde böyle güçlü duygular hissedebileceğini düşünürdü ama Efe'nin gözlerine baktığında onunla beraber bir geçecek bir ömürün izlerini görebiliyordu. Ne var ki o ömürü yaşamaya Zeynep'in cesareti yoktu. 

Aşk Engel Tanımaz |TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 3Where stories live. Discover now