7. bölüm / duygu.

1.7K 456 0
                                    


duyguların duygusuzlaştığı zamanların içinde yaşamak da zormuş. düşünebiliyor musun? düşünmene gerek yok aslında. ya yaşıyorsun ya da o odanın içinden bir zamanlar geçtin veya geçiyorsun. kimileri duygularına esir oluyor birilerini görünce, kimilerine de duygu deyince "sevgilisi var mı?" diye sormadan edemiyor.

insanların duygularının olması ve hayatlarına bu hislerle yön vermesi kendi içinin rahatlığı için çok güzel bir şey. işler sadece mantıkla da yürümüyor. bunun üzerine az buçuk duygulardan da serpiştirmek gerekiyor. ki duygular genellikle mantık gemisinin rotasını belirlemede ağır da basmıyor değil. mantık, duygunun önüne geçmesi gerekirken, duygu genellikle önde oluyor. "aferin kız sana duygu!" demeyeceğim. ki buradaki duygu bir somut insan evladı değil. soyut bir şey.

fazla duygu değişikliliği iyi olmayabiliyor ama sürekli duygu ve düşüncelerin değişimi insana iyi de gelebiliyor. bunda sürekli değiştirmek insan karakterini etkiler ama diğer türlü karaktersiz olmaktansa, en kötü başka ne gibi etkileyebilir ki? bu değişimler oldukça, bir öncekinin insana kattığı kalmalı. insan bu şekilde daha fazla tecrübeye sahip oluyor.

mesela bu hafta seni etkileyen durumlar içindeysen, düşüncelerini ve duygularının adını koy. sana yararı mı yoksa acıdan başka bir şey yok mu? o işaretlediğin acıya basan duygularının üzerini çiz bir sonraki hafta. ya da bir ay sonra... hiç fark etmez. öyle düşünmene veya hissetmene sebep olan olayları da yaz bir kenara. daha sonra yine sana o hissi yaşatan insanları da yaz, kalemi kağıda basa basa. izi kalsın arka sayfada. her sayfa değiştirdiğinde ne kadar derin olursa da olsun, o iz her sayfa değişiminde azar azar yok olmaya mahkum çünkü. bütün her şeyi not ettikten sonra, seni kötü duygular içine sokanları bir küme içerisinde topla. sonra onları ilk önce beş ile, daha sonra iki ile çarp da demeyeceğim! öyle diyecek olsam direkt yedi ile çarp derim değil mi? o negatif duyguları hissetmene sebep olan durumları, olaylar ve insanları bir yere toplayınca hepsini tek tek irdele ve sonra düşünmeye başla. ve bir sonraki hafta, ay veya seneler sonra onlarla yaşamak isteyecek misin? ya da aynı şeyleri hissetmek sana acıdan başka bir şey verecek mi vermeyecek mi? onu da düşün. daha sonra bir sonraki zamanda bunların hepsini toplu olarak sildiğinde ne kaybedeceksin onun hesabını kitabını yap. istersen senin adına ben o hesap, kitap işini yapabilir ve sonucu da söyleyebilirim. o üzerini işaretlediklerin hayatında olsalar ya da olmasalar senin hayatından hiç bir şey ek-sil-me-ye-cek! iddiaya var mısın? kaybetmekten çok kazanmaktır bu. deneyip görebilirsin.

bu duygu meselelerine girmeden direkt mantık yoluna sapsaydın aslında, onları bir kenara yazmak zorunda kalmayacaktın. karşılaştıktan hemen kısa bir süre sonra hayatından çok çabuk bir şekilde silebilirdin. ama sen kaşındın. mesela şunu da hiçbir zaman unutma; hayatta kimse senden daha fazla önemli değildir. iyi ya da kötü zamanında insanlar olur veya olmaya çalışırlar. ama kendinle baş başa kaldığın zamanlarda kimse sana yardımcı olamaz. özellikle gece uyumadan önceki o an var ya? o zaman tüm dünyayı irdelersin, düşünürsün. içinden çıkamadığın mevzulara girdiğin zaman anlarsın ki o çıkmaza girdiğin sokaklara sebep olanlar hayatında olmazsa, o sokaklara hiç girmeyecektin. o yüzden ilhan şeşen "duygularıma esir oluyorum, seni görünce." diyor ya? sen esir olma işte. ben de içinden çıkamadığım sokaklara girdikten sonra çıkmaya çalıştım ve çıktım. o günden sonra ne zaman duyguların sana yol gösteriyor derseniz, hatırlamıyorum!

hatırlamıyorum.Where stories live. Discover now