6

13.5K 97 21
                                    

 ... Ne yani şimdi de patronum beni mi kaçırıyor?

  Anlık şoku atlatmam birkaç saniyemi aldı.

"Sen ne yapıyorsun? Beni hemen bırak! Durdur arabayı yoksa atlarım!" 

Deli gibi bağırıyordum.

Dikiz aynasından bana baktı.

"Aaa. Hayatını kurtardığım için teşekkür etmen ne büyük incelik!"

Afallamıştım.

"Sen neyden bahsediyorsun?"

"O telefon görüşmesi normal değildi tamam mı? Bunu anladım ve seni eve bırakmayı teklif ettim. Kabul etmeyince çıkmanı bekledim. Ve tam bir godoman herif benimle aynı zamanda siyah Porsche'nun içinde seni bekliyordu. "

Aynadan tekrar bana bakıp kafasını salladı ve dudaklarını ince çizgi şeklinde büzdü. 

"Yani... Gerçekten önemli değil."

Duraksadım ve bir süre cevap vermedim. Bir ara sokağa girip arabayı durdurdu.

"Neler oluyor bana anlatacak mısın?"

Cevap vermedim. Ona kalkıp da "Ben bir fahişeydim ve pezevengim peşime düştü çünkü en gözdesi en çok para edeni bendim." diyemezdim. Ben düşünürken arkasını dönüp sorgulayıcı bakışlarla bana baktı. Bir şey bulmalıydım.

"İşler biraz karışık. Eski çalıştığım yere  maaşımı ödemediği için dava açmıştım. Geri çekmem için zorluyorlar." dedim ve ellerimi iki yana açıp omuz silktim.

Kaşlarını çattı.

"Ne yani sırf bunun için Türkiyeden buraya kadar gelip iş yerini bulup, peşine adam mı taktırmış?"

İnanmamışa benziyordu. Kafa salladım. Devam etti.

"Adam tam bir manyakmış."

 Önüne döndü ve arabayı çalıştırdı. İnanmıştı. Şaşkınlığımı gizlemek adına gözlerimi yola çevirdim. 

*                      *                   *
Arabayı durdu.
"Hadi in."
Nerede olduğumuzu anlayamamıştım.

"Nereye geldik?"

Arabadan indim. O da indi. Kapıyı kapatıp bana baktı.

"Umarım açsındır."

Öğle yemeğinde hiçbir şey yememiştim ve evet açtım. Bu sefer geldiğimiz yer öyle lüks ve burjuvaya hitap eden bir yer değildir. Bildiğimiz Türkiye de ki esnaf lokantalarını andırıyordu. Bu adamın içinde ne vardı böyle? Melek gibiydi bana çok iyi davranıyordu. Bu benim alışık olduğum bir şey değildi. İnsanlar bana bir mal gibi davranır, açlığım tokluğum veya hastalığımla ilgilenmezlerdi. Nasıl olduğum onlar için önemsiz küçük bir detaydı. Bu davranışlar beni tuhaf hissettiriyordu. Bu hissettiğim şey sanırım değerli hissetmekti. Önem kazanmaktı. Ben önem kazanıyordum. Ve bu beni deli gibi korkutuyordu. Birisi için az da olsa değerli olmak? Bu bana çok yabancıydı.

  Masaya oturduk.

"Ne yersin? Burası çok güzeldir."

Gülümsedim.

"Hangi yemeği senin favorin."

"Imm... Aslında pek çok favorim var."

Güldü ve göbeğini sıktı. Bende güldüm.

"Ama en iyisi sanırım sığır yahnisi."

Gülümsedim. Çoğu kez olduğu gibi bu kez de gülümsedim. Yüzümde tebessüme neden olan bu adam beni etkilemişe benziyordu.

" Tamam benimki de ondan olsun."

*                          *                        *

Yemeğe gömülmüştüm. Tanrım! Gerçekten bu adamın damak zevki mükemmeldi. Tattığım en güzel şeylerden birisi olabilirdi.

  Bana bakarak küçük bir kahkaha attı.

" Galiba çok sevdin."

Ağzımın kenarlarından soslar akıyordu.

" Bu çok güzel bir şey... "

*                             *                             *

Arabayı kaldığım otelin önünde durdurdu. Arabadan inmeye yeltendiğimde kolumdan tuttu.

"Sen, çok hoş bir kızsın. İyi geceler."

Sıcak bir gülümsemeyle bana baktı. Duraksadım. Utandım. Tuhaf hissettim.

"Teşekkür ederim. Her şey için. İyi geceler." 

Gülümsedim ve arabadan indim.
Kalbim deli gibi atıyordu.

Bana ne oluyordu böyle? Kalbimi ilk defa bu kadar güçlü hissediyordum.


FAHİŞEحيث تعيش القصص. اكتشف الآن