"Biraz zaman versen olmaz mı?" Sesim tam korkak bir küçük kız çocuğu gibi çıkmıştı. Bunu farkındaydım.

"Zamanın bir işe yaramayacağını biliyorum. Hatta daha da zor olacak. O yüzden küçük kendini bana bırak. Canını yakmayacağım. Söz veriyorum. "Ihh! Seni tanımıyorum bile. Neden güveneyim ki? Anne nerdesin? Küçük kızın korkuyor anne. Nerdesin? Abi! Peki sen? Hani sen olduğun sürece kimse korkutamazdı beni? Nerdesin abi? Kurtar beni kahramanım.

Tepkisiz bir şekilde dikilirken eli gelinliğimin arkadaki iplerini çözmeye başlamıştı. Kalbimin sesini duyabiliyordum. Canımı şuracıkta verecektim. İpleri çözerken önüme geçmişti. Gelinliğimin üst kısmı bosbolken yandan aynaya tekrar bakmıştım. Straplez gelinliğimin ipleri çözüldüğünde nerdeyse göğüslerimi açıkta bırakmış gibi duruyordu. Bilseydim bu gelinliği hiç ama hiç almazdım.

Canavar bir adım atarak bana yaklaştığında bu sefer sadece kafamı yere eğmiştim. Bir an önce bitsin istiyordum bu çile. Ya da hiç yaşanmasın. Ama bu pek mümkün görünmüyordu zira Hakan Kara gelinliği göğsümden düşürmüştü. Ve gözümden bir damla yaş düşüvermişti. Üst tarafım çıplaktı ve karşımda bir canavar vardı. Gelinliğin etek kısmından kendim çıkarken kafamı asla kaldırmıyordum. Kaldırdığım anda koşarak kaçardım çünkü. Altımdaki baksırım üstümde ise hiçbir şey olmayışını kaldıramazdım.

Kafam yerde eğik halde dururken boynuma değen dudaklarla irkilerek geri adım atmıştım ama sanki bunu yapacağımı bilirmiş gibi geri adım attığım anda o da ileri adım atmış dudakları boynumdan ayrılmamıştı. Duvarla onun arasına sıkışırken sadece boynundaki dudakları hissediyordum. Bedenini benden uzak tutuyordu. Ve yavaş yavaş dudakları ıslak yanaklarıma doğru çıkmıştı. Dudaklarıma yaklaşırken derin soluklarla

"İlk defa bir kadının yüzünü öpüyorum. "Demiş ardından dudaklarıma kapanmıştı. Ben ağlıyordum. İlk öpücüğümü böyle hayal etmemiştim. Hiç ama hiç böyle hayal etmemiştim hem de! Karşılık vermememe karşın

"İzin ver tadına bakayım dudaklarının. "Demişti. Karşılık vermeden bakılmıyor muydu bu tada? Ama karşılık vermedikçe de boğulacak gibi hissediyordum. En sonunda dizilerde gördüğüm sahnelerle bir şeyler yapmaya çalışmıştım. O an önce tebessüm etmiş ardından beni korkutan bir sesle derinleştirmişti öpmesini. Beni duvarda öperek yürüterek yatağa getirmişti. Bir anda kendimi yatakta bulurken kapattığım gözlerim açılmış ve canavarı bulmuştu. Vahşi bir aslan gibi bana bakıyordu gerçekten. Kendini zor tutuyormuş gibi bir hali vardı. Ve sanırım zaten zor tutuyordu.

Dudakları tenimde dolanmaya devam etmeye başlamıştı. Bazen kendini dizginlemiyor ve canımı yakıyordu. Sonrasında hemen yüzüme bakıyor ağlayan gözlerime donuk bir ifadeyle bakıyordu.

Ardından vücudumdaki son parçada çıkarken önce hayatımda hiç hissetmediğim bir acı sonrasında ise sonrasını hatırlamıyordum. Ben ölmüştüm. Bir canavarın karısı olmuş ve ölmüş!

*****

Ben şimdi hırsızdım. Ben şimdi iftiracı. Ben şimdi katildim. Ben şimdi kötüydüm. Tüm suçları işleyen ve müebbete mahkum olmak değil de aslında bu... Bu hiç-bir şey yapmadan müebbet yemekti.

Daha 18imde boynuma ipler geçirilmişti. Neden peki? Yaptığım bir hatanın bedeli değildi bu. Yapamadıklarımın kefaretiydi. Yeterince hayır diyemeyeşimin bedeli. Acıyan kalbimden af dilemeliydim bu yüzden. En çok da neden af dilemeliydim biliyor musunuz? Hayatı bu kadar iyi gösterdiğim için. Ona acımasızlığı ona mutsuzluğu anlatamadığım için af dilemeliydim.

Tepkisiz ve hareketsiz bir şekilde yatıyordum yatakta. Ara sıra titriyor içime gömdüğüm hıçkırıklara bir yenisini ekliyordum. Yan tarafıma bakmaya ise cesaretim yoktu. Titreyen gözlerle yanıma baktığımda üstü çıplak sırt üstü yatan bir canavar görmüştüm. Dün gece beni öldüren bir canavar. Gözümden bir damla yaş akarken gözyaşım önümde tuttuğum ellerime düşmüştü. Bakışlarımı ellerime çevirdiğimde parmaklarımdaki kınada boğulmuştum adeta.

MASUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin