13. bölüm

36.9K 997 260
                                    

Keyifli okumalar aşkolarımmm❤️

Hava o kadar soğuktu ki avuçlarımın arasına aldığım çay bardağıyla ısınmaya çalışıyordum. İçeride yanan şömine yavaş yavaş tüm evi ısıtmaya başlasa da bana yetmiyordu bu sıcaklık.

Bir peynir dilimini ağzıma atıp bakışlarımı camdan dışarı çevirdim. Bahçe yeşil, sarı renklerle süslenmiş bir tablo gibi duruyordu karşımda. Yaklaşık geleli iki saat olmuş olmamıştı ama ben burayı çok sevmiştim. Daha üst kata bile çıkmamıştım oysaki.

"Artık kar yağabilir mi lütfen?" Dedim oflayıp. Aralığa girmek üzereydik ve sadece kuru soğuk vardı.

"Cem, pazartesi günü yağacağını söylüyordu. Orada mahsur kalacak diye ödü kopuyor."

Bir kahkaha attım. Gözümün önüne gelen saçları kulağımın arkasına sıkıştırıp bakışlarımı çevirdim ela gözlerine. O da kahvaltısını bitirmiş çayını içiyordu.

"Yazık yaa, sırf biz buraya gelelim diye boşu boşuna gönderdin abimi oraya. İnternet falan da zor çekiyor diyordu."

Alayla güldü.

"Bırak çalışsın, işi ne. Annen bir şey dedi mi?"

Az önce ağzıma etmişti ama söylemedim.

"Yoo, sorun yok dedi."

Sahte sahte gülümsedim.

"İyi bari. Üşür müsün dışarıda, gezdireyim seni?"

"Yok yok üşümem, gidelim. Burayı halledeyim."

Bitirdiğim fincanı masaya koyup ayaklandım. Bulaşık makinası yoktu, elimle halledecektim artık.

"Tamam, dışarıda ki odunları getireyim bende."

Ayaklanmış giderken söylendim.

"Böyle Tarzan gibi dolaşmasana Onur. Üşütüp hasta olacaksın."

"Bir şey olmaz, alışkınım."

"Soğuğa yiğitlik olmazmış..." Parmağımı kaldırmış onu çocuk gibi uyarırken bu sahneyi bir yerden hatırladığım aklıma geldi.

"Ayy babannem girdi bir an içime herhalde." Dedim kıkırdarken. Hafifçe gülüp kafasını iki yana salladı.

O evden çıkarken hızlı hızlı kaldırdım tabakalarımızı. İki parça bir şeydi zaten hemen hallettmiştim. Odaya girdiğimde Onur da şömineyle uğraşıyordu.

Koltuktaki çantamı alıp yukarıya çıktım. Sol tarafta iki kapı, sağ tarafta ise tek kapı vardı. Önce soldaki odalara girdim. İkiside aynı şekilde dizilmiş odalardı. Beyaz tek kişilik bir yatak ve bir komodin. İkisininde balkonları ortak, küçük bir yerdi. Normal bir yerdi aslında ama olduğu konumdan dolayı bu basit odaya bile hayran kalmıştım.

Oradan çıkıp sağ odaya geçtim. Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı.

"Oha."

Az önceki odaların iki katı olan odanın büyüklüğünü birkaç adım atıp ilerleyince anladım. Kapının sol tarafında kalan kocaman iki kişilik yatak değildi şaşırdığım. Yatağın hemen karşısında, birkaç adım ilerisinde olan kocaman küvetti tam olarak şaşırdığım. Birde onun sağında kalan ve gökyüzüne bakan kocaman pencere. Allah'ım o kadar güzeldi ki karşımdaki manzara dudaklarımı kapatma gereği bile duymadım.

"Onur..." Diye seslendim kapıdan. Merdivenlerden çıkıp vardı yanıma. Dudaklarımı kıvırıp şaşkınlıkla gülümserken söylendim.

"Burası o kadar güzel ki..."

YAZ YAĞMURU (Mahalle Hikayesi)Where stories live. Discover now