Belkileresıgınanadam: Sonra korkum ağır basıyor, hiçbir bok yapamıyorum.

Belkileresıgınanadam: Karşına nasıl çıkacağımı bile bilmiyorum.

Renklerindenarınankadın: Bir gün kapıyı açtığımda seni göreyim.

Renklerindenarınankadın: Karşımda duruyor ol.

Belkileresıgınanadam: Bir gün kapıyı açtığında karşında duruyor olacağım.

Isıtıcının çıkardığı 'tık' sesi nedeniyle mesaja cevap vermedim. Fincanıma suyu boşaltmak için harekete geçmiştim ki, duyduğum kapı sesiyle onu da yapamadım. Isıtıcıyı bırakıp kapıya doğru ilerledim. Mercekten bakmak gibi bir huyum olmadığı için kapıyı zaman kaybetmeden açtım.

"Selam." dedi Leyla ciddi bir ifade ile.

"Selam."

"İçeri de almayacaksın herhalde..." dediğinde şaşkınlığımdan kurtulup kapıyı araladım.

İçeri geçip hareket etmeden durdu. "Gel." dedim mutfağa doğru ilerlerken. "Kahve yapacaktım ben de."

Aramızdaki gerginlik net bir şekilde kendini belli ediyordu. Her ne kadar Leyla ile eskisi gibi olmayı istesem de, olamayacağımın farkındaydım. Güvenimi sarsmıştı. Bu benim hayatımdaki en önemli şeydi. "Bunlar ne? Bunları da mı o aldı?" diye sordu bonibon dolu kavanozu göstererek.

"Evet." dedim kısaca. "Onları da o aldı."

Kahveleri masaya bırakıp Leyla'nın karşısındaki sandalyeye oturdum. Neden burada olduğunu bilmiyordum ama merak da etmiyordum. Ona kızgındım. Kızgınlık neyse de, ona kırgındım. "Temmuz." diye mırıldandı kahvesine bakarken.

"Efendim?"

"Bak, buraya seninle her şeyi bir bir konuşmaya geldim." dediğinde derin bir nefes aldım. "Hata yaptım biliyorum ama beni de anla. En yakın arkadaşım sendin. Zaten çok az konuşan bir insandın ve o çocuk ortaya çıktıktan sonra beni tamamen boşladın, hiç konuşmamaya başladın. Sanki bir anda birisi sana büyü yaptı ve sen kendini dünyadan soyutladın. Eskisi gibi gülüp eğlenmiyorduk, benim istediğim şeylerin senin için bir önemi kalmamıştı, ilgilendiğin tek şey telefonundu. Kıskandım kabul ediyorum, seni kaybetmek istemedim. Sana seçenek sunduğumda onu seçtin! Kim olduğunu bile bilmediğin birisini bana tercih ettin. Çok zoruma gitti Temmuz, o kadar yaşanmışlığımız varken beni böylece gözden çıkarman zoruma gitti. Ama üzgünüm. Eskisi gibi olmak istiyorum. Yeniden dostun olmak istiyorum."

Yüzümde tek bir mimik dahi oynamıyordu. "Sıra bende sanırım." diye mırıldandığımda kaşlarını kaldırdı. "Öncelikle, dediğin gibi ben zaten soyut bir insandım. Bunun onunla ya da herhangi bir başkasıyla ilgisi yok. Sadece benimle ilgisi var. Evet onunla çok fazla konuşuyordum çünkü bana iyi geliyordu. Bunu anlayıp benim adıma sevinmen gerekirken bana seçenekler sunmayı tercih ettin. Ben de onu seçtim. Çünkü o beni senden iyi tanıyordu. Sen beni o tercihten önce gözden çıkarmıştın zaten. Yaptıklarını unutmadım ama tek tek yüzüne vurmayacağım. O kadar yaşanmışlığımız var diyorsun, neden buna saygı duyup susmayı denemedin? Neden gidip benimle ilgili olan bir meseleyi Derya ve Şeyma'ya anlattın? Leyla, ben seninle yeniden dost olamam. Sana güvenmem imkansızken bunu bekleme benden. Düşman olmayacağım tabii ama eskisi gibi de olamam."

Sustu bir süre. "Özür dilerim." dedi sonrasında.

Omuz silkip ayağa kalktım. "Bittiyse ders çalışacağım."

"Peki, gideyim."

Kapıya kadar onunla yürüdüm ve onu evden gönderdikten hemen sonra odama çıktım.

Belkileresıgınanadam: Leyla geldi.

Belkileresıgınanadam: Hayır evinin önünde nöbet tutmuyorum, sadece gitmeden son kez dönüp bakmak istedim ve Leyla'yı gördüm.

Belkileresıgınanadam: Tamam, cevap vermediğine göre içeri girdi.

Belkileresıgınanadam: Yine moralin bozulacak.

Belkileresıgınanadam: Yine sinirleneceksin.

Belkileresıgınanadam: Ve ben yine sadece buradan yazmakla yetineceğim.

Belkileresıgınanadam: Lütfen kafana takıp kendini yeme.

Belkileresıgınanadam: Hiçbir şey yapamıyor oluşum beni deli ediyor zaten.

Renklerindenarınankadın: İyiyim.

Belkileresıgınanadam: Emin misin?

Renklerindenarınankadın: Evet, iyiyim.

Renklerindenarınankadın: Gerçekten iyiyim.

Belkileresıgınanadam: Eren ile pes atıyor olmama ne diyorsun?

Renklerindenarınankadın: Şaka yapıyorsun?

Belkileresıgınanadam: O kadar ciddiyim ki...

Renklerindenarınankadın: Ya inanmıyorum size.

Renklerindenarınankadın: Hangi ara bu kadar samimi oldunuz siz?

Renklerindenarınankadın: Ayırca o Erene söyle, yarın gelip beni playstation salonuna götürecek.

Belkileresıgınanadam: Olmaz.

Belkileresıgınanadam: Playstation'ı ilk benimle oynayacaksın.

Belkileresıgınanadam: Bu kadar çok istediğin bir şeyi başkasıyla yaşamana izin verir miyim sanıyorsun?

Belkileresıgınanadam: Sabret, yakında beraber oynayacağız.

Belkileresıgınanadam: Bak, senin için evimizin bir odasını ps salonu yaparız.

Belkileresıgınanadam: İstediğin zaman oynarız.

Belkileresıgınanadam: Çocuklarımıza da öğretiriz.

Renklerindenarınankadın: Oha çok güzel fikirmiş.

Renklerindenarınankadın: Ps salonu fikri yani.

Belkileresıgınanadam: Evleniyoruz o zaman?

Renklerindenarınankadın: Damardan giriyorsun gölge...

Belkileresıgınanadam: Zafere giden yolda her şey mübahtır güzelim.

Belkileresıgınanadam: Var ya,

Belkileresıgınanadam: Ben seninle evlenirim.

Belkileresıgınanadam: Üç de çocuk yaparım.

Belkileresıgınanadam: Seni de krallar gibi yaşatırım.

Belkileresıgınanadam: Sen sabret,

Belkileresıgınanadam: Bir gün şu yazdıklarımı tek tek yaşayacağız.

🍒

TEMMUZ |TextingWhere stories live. Discover now