Önce perdeleri kapattı. saat akşam üzeri 5 ti.perdeler kırmızı olduğu için odanın içi kızıla döndü birden. hoca :
-karşıma otur oğlum. şimdi senden ne görüyorsan söylemeni istiyorum dedi,
     bi yandan da malzemelerini hazırlıyordu. su dolu leğene bir şişenin içindeki yeşil bir sıvıyı boşalttı.

-Çocukları görüyorum, köşeden bizi izliyorlar, korkuyorlar dedi. söyle onlara gitsinler burdan evladım dedi hoca.
     hoca öyle der demez hepsi kayboldu. kaybolurlarken bi tanesinin gözünden yaş aktı. yine içim darlanıyordu. derin nefes alıyordum. başka şeyler düşünmeye çalışıyordum
-başka ne görüyorsun oğlum dedi.         gözümün önüne bir takım hayaller geldi. böyle sanki bir delikten bakıyormuşum gibiydi. ağaçlık,ormanlık bir alanda hocanın kızı esma yerde yatıyordu. bağırıyordum esma ,esma diye. kekeme değildim ama. sonra iki cin geldi. ayaklarından tutup sürüye sürüye götürdüler esmayı. hocamın beni titretmesiyle kendime geldim.

-ne gördüm çocuğum ,anlat hemen dedi.

+ hocam bişey görmedim dedim yutkunarrak. evladım söyle ne gördün korkma dedi. terlemeye başladım. sonra hoca torbasından eski görünümlü bir kitap çıkardı. şimdi meseleyi öğreneceğiz bu ifridi çağırıp onunla konuşacağım dedi. eğer leğendeki yeşil su normal su rengine dönerse işimiz kolay def etmesi zor değil ama kırmızıya dönerse uğraşıırız dedi hoca.

hoca lafını esirgemiyordu. çocuk üzülür mü korkar mı demiyordu. demesi mantıksız olurdu zaten ben her şeyi görüyordum ve biliyordum. hoca bişeyler okumaya başladı. arapça değildi bu arapçaya benzerdi. sadece suleymane enühayni cinn kısmını anlayabildim

kulaklarımda bir tizz çınlama vardı. hoca etrafa bakmaya başladı. geldi evladım ,görüyor musun onu dedi. hocanın tam arkasındaydı. öyle pis bir yüzü vardı ki,diğer cinlere benzemiyordu onu hep arkası dönük görüyordum düğünlerde bu sefer çirkin yüzünü gördüm. odayı pis bir teke kokusu sardı. hocam arkanızda dedim. hoca gözümü yumdu ve kitaptan okumaya başladı. ifrit yok oldu. gitti hocam dedim. evladım sus konuşma diye bağırdı hoca o ara gözüm suyun rengine takıldı. kırmızıya dönüyordu. içimdeki korku hiç olamdığı kadar artttı. kulağıma üç dört kişinin aynı anda fısıltısı geliyordu

eyy allahın emirleriine karşı gelen ifrit bu ademoğlundan ne istiyorsunuz. neden görünüyorsunuz dedi hoca

     hocanın önünde boş bir sayfa vardı. birden harfler belirmeye başladı orda. hoca da dikkat kesilmişti sayfaya. kağıda yazıyordu kırmızı renkte bir mürekkep yada sıvıyla. belki leğendeki suyla. hoca okudu yazıyı: biz ona görünmedik, ona verilen şey o dur. ne demek istediğini anlamamıştım.

bu ademi neden rahatsız ediyorsun kafir ifrit. allahın yasaklarını neden çiğniyorsun. bilmez misin kıyamet günü ateşe atılacağını. ya kavmini de alıp gidersin yada arşın rabbine and olsun seni bu dünyada yakarım dedi hoca. o öyle der demez kağıtta tekrar yazı belirmeye başladı. hocanın gözleri irileşti. titrek sesiyle okumaya başladı:

evladım sen daha doğmadan annene büyü yapılmış. size yakın birisi yaptırmış bu ifrit seni korkutmak için gelmiş ama senin onları görmenin sebebi bu büyü değilmiş. benim kafam allak bullak oldu ne neymiş ne ne değilmiş karıştı beynimde

Korkum, yerini gizeme bırakmıştı. ifrit, bu çocuğu rahat bırakmazsan seni yakacağım dedi. hoca çok kararlı ve sert konuşuyordu. birden o kağıt tutuştu .hoca bismillah diyerek kitabı açtı ve bir şeyler okumaya başladı. leğendeki kırmızı sudan baloncuklar çıkmaya başladı. kaynıyordu su resmen. fokurdamalar artıyordu su leğenden taştı .hoca daha yüksek sesle okumaya başladı su yavaş yavaş durulmaya başladı ve en sonunda kesildi kaynaması ama hala dumanlar çıkıyordu. hoca kitabı kapadı. çetin bir ifrit. bişeylere güvendiği belli dedi. hocam ben size yalan söyledim. görmedim bişey dedim ama gördüğüm şey şuydu: esra yerde yatarken 2 cin onu aldı türdü .bunu gördüm dedim. hoca yere doğru baktı...

Türkiye'de Yaşanmış Cin ve Hayalet Olayları 4 Where stories live. Discover now