Cevap yok.

Daha fazla oturamayıncaya kadar oturdum, sonra kalkıp evin önünde volta atmaya başladım.

Bu kadar uykucu olduğunu bilmiyordum, Pamir Erez.

Uyuyorsun değil mi? Beni görmezden gelmiyorsun, değil mi?

Yazarken kalbim sızlamıştı.

En sonunda aramaya karar verdim. Mesajlarıma cevap vermiyorsa, uyanmayı hak etmişti artık. Numarasını bulup arama tuşuna bastım ve kulağıma götürdüm. Sonra bir saniye de olsa kalbim atmaktan vazgeçti sanki. Tekrardan dünü yaşıyor gibi hissettim.

Aradığınız numaraya şu an ulaşılamıyor. Lütfen sinyal sesinden sonra mes-

Telefonu tutan elim yana düştü. Kendimi toparlamaya çalıştım. Belki de şarjı bitmişti. Tabi ki, dün aklına bile gelmemiştir şarja koymak.

Tekrar kapının önüne gittim ve iki kere, uzun uzun zile bastım. Demir Amca evdeyse en azından o açardı kapıyı, bu saatte rahatsız ettiğim için de özür dilerdim sonra. Yeter ki onu görebileyim.

Beş dakika kadar yine ses çıkmayınca bu kez zile basarken kapıya da vurmaya başladım. Utanç, çekingenlik hissi kalmamıştı bende.

Kapı kolunun dönme sesini duydum, içim rahatladı, sonunda Pamir duymuştu sesimi.

"Nerdesin sen? Dün geceden beri ne kadar merak ettim biliyor musun?" dedim ama sesim cümlemin sonuna doğru zayıflamıştı çünkü kapıyı açan Pamir değil, babası Demir Amcaydı.

"Arya, kızım bu saatte ne işin var burada?"

"Pamir'i görmeye gelmiştim, Demir Amca, odasında değil mi?" diye sordum, neredeyse davet edilmeden içeri girecektim. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Şimdi babası evet deyip beni içeri alacaktı zaten.

"Pamir seninle değil mi?"

Aldığım nefes boğazımda soğudu sanki. "Pamir dün eve gelmedi mi?" diye sordum kısık bir sesle.

Demir Amca başını iki yana salladı. "Ben de hafta sonunu beraber geçireceksiniz sanmıştım. O yüzden bu saate kadar uyudum," dedi kapıyı tam açıp içeri girmem için davet ederek. Gerçekten de üzerinde pijamaları vardı, yüzü de yeni uyanmış gibiydi.

"İçeri gel, anlat bakayım ne oldu, yüzün soldu evde değil deyince."

Kıpırdayamadım yerimden. Sadece gözlerimi kapattım ve sakinleşmeye çalıştım. Pamir, nerdesin?

Demir Amca kolumdan tutarak içeri girmeme yardım etti ve salona götürüp bir koltuğa oturmama yardım etti. İçeri gitti, geldiğinde elinde bir bardak su vardı.

"Arya? İç şunu kızım, titriyorsun. Belki su iyi gelir."

Başımı iki yana salladım ama hayır kelimesini yanıt olarak kabul etmeyip içmeme yardım etti. Sonra tekrar sordu.

"Dün bir şey mi oldu?"

Cevap veremedim. "Ben..." dedim sadece. Daha az önce su içmiş olmama rağmen boğazım kurumuştu.

"Evet? Sakince anlat hadi, korkacak bir şey yok." Yanıma oturdu ve bana doğru döndü konuşmam için.

"Dün P-Pamir beni a-arkadaşımın evine b-bıraktı, a-akşam da almaya g-geldi ve..."

"Ve? Kavga mı ettiniz?"

Başımı iki yana salladım.

"Başınıza bir şey mi geldi?"

Bana AitsinWhere stories live. Discover now