1. BÖLÜM: TAŞINMA

613 17 4
                                    

Nakliye kamyonundan gelen gürültülü motor sesine uyandım. Başka bir yere taşınmanın verdiği rahatsızlık tekrardan içime doğdu. Buraya taşınmak istemediğimi milyonlarca kez babama söylemiştim. Ancak o, ısrarla buraya taşınmanın benim için daha yararlı olacağını savunup durmuştu.

Kendimi tanıtmayı unuttum sanırım. Adım Ada. Üniversite 1. sınıf öğrencisiyim. Kendi hakkımda böyle düşünmüyorum ama babamın ve çevremdekilerin söylediklerine göre asi, uyanık, çılgın ve çok güzel bir kızmışım. Kahverengi saçlı,renkli gözlü sıradan bir kızım. Bu söylenenlere pek inanmıyorum, bana göre ben utangaç ve duygusal bir kızım. İlk başlarda sevmezdim ama artık tenis oynamayı seviyorum ve beni gurulandıracak kadar başarılı bir sporcuyum, ancak kendimle övünmeyi sevmem.

Sadece babamla yaşıyorum,onun dışında başka kimse yok. Annem nerede diye soracaksınız. Bunu söylemekten nefret ediyorum ama annem ben 10 yaşındayken vefat etti. Zavallı kadın akşam vakti sahilde gezerken iğrenç bir adam tarafından tecavüze uğramış. O iğrenç adam annemi bıçaklayıp bir kenara atmış.Piknik yapmaya giden bir çift annemi bulmuş,ipuçlarına göre adamı bulmuşlar ve hapse atmışlar.Annemden daha fazla bahsetmek istemiyorum ama bu olayın bana verdiği bir ders var: Hiçbir erkeğe güvenmemem gerekiyormuş, benim için tek erkek BABAM.

Babamın 'Hadi Ada yeni sitemize geldik.' demesiyle kendime geldim ve etrafıma bakmak için yerimden doğruldum. Gerçekten çok güzel bir yer olduğu sitenin girişinden belliydi.Korumalar, gidip gelen spor arabalar ve gördüğüm kadarıyla birbirinden şık giyinmiş insanlar...

Çok güzel bir yerdi burası aslında, ama eski evimi ve oradaki anılarımı bırakmak istemiyordum. İstemeye istemeye yeni evimize doğru yürürken çevreme bakınmaya başladım. Birbiriyle konuşup gülen, özel spor alanlarında spor yapanlar, yürüyüş yapanlar ve başkaları... Bu site insan doluydu. Yemyeşil korusu masmavi deniziyle adeta bir cennetti sanki. Tek sorun herkesin bize yeni geldiğimiz için sanki uzaylı gibi bakmasıydı.

Hızlı adımlarla merdivenleri çıktım babamın kapının kilidini açmasını beklerken içimi bir heyecan sardı. Yeni evime alışmam gerekiyordu. Belli ki çok uzun süre burada kalacaktık. Babam kapıyı açamayınca 'Baba sen bırak ben hemen açarım' dedim ve hemencecik kapıyı açtım. Yeni boya kokusunu çok severdim ancak yolculuk sırasında bir şeyler yememiştim ve açtım bu yüzden midem bulanmıştı.Hızla ayakkabılarımı çıkardım ve hemen odama doğru ilerlemeye başladım. İçeri girdiğim zaman gördüğüm manzara karşısında şok oldum.

Bu oda neredeyse sitenin yarısı kadardı. Deniz manzarasını,yemyeşil koruyu ve neredeyse sitenin sonunu görebileceğim kocaman bir balkonu vardı. Çift kişilik dev bir yatak manzarayı görebilmem için özellikle ayarlanmış, kitap okumayı çok sevdiğim için de bana özel kocaman bir kütüphane yapılmış, yuvarlak masa ve çevresinde 4 tane sandalye ile daha bir çok şey ile odam harika görünüyordu. Duvarlarda her zaman istediğim İngiltere ve Fransa ile ilgili tablolar vardı. Resimlerimin olduğu 15 fotoğraflık çerçeve yatağımın başında asılmış duruyordu. Kitap okurken rahat olabilmem için bir puf minder bir koltuk vardı ayrıca balkonda manzarayı izlerken oturabilmem için de tek kişilik salıncak tarzı bir koltuk vardı.Ancak filmlerde bu kadar güzel olabilirdi bu oda. Ama ben kimm bir filmde oynamak kimm...

Bir kaç dakika dalmış olmalıyım ki babamın yanıma gelmiş olduğunu görmemişti.Birden babam elinin omzuma koyunca irkildim ve hemen arkama baktım. Babam bir kahkaha attı 'Merak etme seni kesmicem şuan güvendesin. 'Gözlerimi devirerek'Bugün de her zaman olduğun kadar komiksin baba,yine noldu ne isticen benden?' diye ukalaca sorunca babamın yüzündeki gülümseme yavaş yavaş sönmeye başladı.Kendisine laf atılması hoşuna gitmeyen, sert bir adamdı.' Odanı güzel bulmuşsun anlaşılan ama evin diğer bölümleri bakmadın hadi gel sana evi gösteriyim.' dedi babam tekrar gülümseyerek.'Off baba çok üşendim şuaaannnnn sonra bakarım' diyecektim ama adamı kırmak istemedim buralara yerleşebilmemiz için adam gece gündüz uyumadan çalışmıştı. 'Peki olur'dedim çok uzatmadan.

Bu ev tahmin ettiğimden de harikaydı. Kocaman bir balkonu olan kocaman bir salonu içi son teknoloji ile döşenmiş bir biçimde benim oraya yapışıp dağıtmamı bekliyordu adeta. Mutfağı ise Amerikan mutfağı biçiminde yapılmıştı ama benim için farketmezdi. Ben mutfağa çok acıkırsam yemek yapmak,abur cubur toplamak veya kitap okurken içmem için kahve hazırlamak nedeniyle girerdim. Babamın yatak odasına ve tuvalete bakmama gerek yoktu.

Hemen içine kitaplarımı zar zor sığdırdığım kocaman bavula yöneldim. İçinden en son aldığım kitabımı çıkardım, mutfaka gittim kendime nescafe hazırladım ve odamın balkonundaki salıncaklı koltuğa yayıldım. Bu güzel ve huzurlu manzara karşısında kitap okuyup nescafe içmek kadar güzel bir şey olamazdı herhalde. Hiç bir şey kitap okumamı engelleyemezdi. Bayılırdım ben kitap okumaya, okumayı gerçekten çok istersem en gürültülü yerde bile rahatlıkla kitap okuyabilirdim, benim için hiç farketmezdi.

Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım bile babam yine beni korkutmak için sessizce yanıma gelice yine aynı tepkiyi vererek gözlerimi devirdim. Gözlerimi devirmek ben de bir alışkanlık olmuştu. Babam heyecanlı bir şekilde 'Hadi Ada, daha seni okula kaydettirmemiz lazım, 2 gün sonra okullar açılıyor ve son kayıt günümüz de bugün, hadi kızım bırak şu kitabı elinden, her zaman okuyosun zaten yeter kitap okumanın da belli bir zamanı vardır. Ayrıca...' Babamın daha fazla devam etmesini istemiyordum, kitabın arasına ayracımı koydum ve hemen ayağa kalkıp babama susmasını istediğimi belirten bir bakış attım. Allah razı olsun hemen beni anladı ve sustu.

Okula benim de gelmem gerekiyodu nedenini bilmiyordum, herhalde ben babamın gözünde hala bir anaokulu çocuğuydum ve okuldan önce arkadaşlarımla tanışmam gerekiyordu. Oradaki herkesin gözünde iyi bir izlenim bırakmam gerekiyordu,bu konuda yeteri kadar bilgili olduğum için bir kez daha moda sitelerine teşşekkür ettim.Hemen bavulumu açtım ve içinden en güzel görünen kıyafetlerimi çıkardım.Kıyafetlerin ardından aynanın karşısında 15 dk geçirmem güzel görünmeme yetmişti.Kulaklıklarımı kulağıma taktım ve kendi iç dünyama bir yolcuğa çıktım.Benim için müzik kadar anlamlı ve sonsuz bir şey yok.Gerekirse yemem içmem müzikle beslenir yaşamımı devam ettirirdim.Kim bulduysa müziği Allah ondan da razı olsun yaa.

Babamın zoruyla sitenin içinde bulunan üniversite gitmek için merdivenlerden indim. Babam arabayla gitmeyi teklif etti ama ben yürümeyi de çok seviyordum ve babamın teklifini reddederek onu yürümeye ikna ettim. Yürüdükçe gelen gençlerin sesleri okula yaklaştığımızı ifade ediyordu. Birkaç dakika sonra karşımıza devasa bir bina çıktı. İşte burası OKULDU...

UkalaWhere stories live. Discover now