1

7.2K 248 49
                                    

Küçüktüm ben. Ama önce elimden bebeğimi aldılar. Küçüktüm ben. Ama önce elimden kalemimi aldılar. Küçüktüm ben. Ama önce elimden masumiyetimi aldılar.

Şimdi oyuncak bebeğimin yerine gerçek bebekler,kalemim yerine evlilik yüzüğü,masumiyetimin yerine de kadınlık koyacaklardı. Bir kefene sarıp celladıma vereceklerdi beni. Ve duamı da ailem dediğim insanlar yapacaktı. Buna nasıl dayanacağımı ise kimse ama hiç kimse söylemeyecekti. İşte ben o gün büyüyecektim. Kadın olacaktım.

******

Çaresizlik. Tek kelimeyle hayatımın özetiydi. Ben kendimi bildim bileli çaresiz bir kız olmuştum çünkü . 7 yaşında hayranlıkla başlayan 15 yaşında aşk oluvermişti çünkü. Bir adam benim kolumu kanadımı kırıvermişti çünkü. Ömer Aşkar yüreğimin habersiz celladı. Sevmiştim onu. Çok sevmiştim hem de. Yavuz Güngör gibi adamın kardeşi olmama rağmen gizli gizli onu görmeye gitmiştim. Ama o. O beni hiç sevmemişti. Onun gözünde Ömür'den farkım hiç olmadı. Bunun canımı kül etmesi yetmezmiş gibi bir de abimin Hakan Kara ile evleneceksin saçmalığı çıkmıştı. Ben o herifle evlenemezdim. Daha doğrusu ben kimseyle evlenemezdim. Madem Ömer Aşkar beni sevmiyordu o zaman okula gitmek istiyordum. Ama bu seçeneğim de abimin Ömer Aşkar sevgimi öğrendikten sonra son bulmuştu. Yavuz Güngör! Selim abimden sonra bir dikdatöre dönüşmüştü. Eskiden benimle ip atlayan adam karşısında tir tir titreten bir azrail oluvermişti. Ah Selim abim. O varken hem Yavuz abim güzeldi hem annem. Benim annem bu kadar sessiz bir kadın değildi ki. Etrafa neşe saçardı. Halama  da kök söktürürdü. Ama abimden sonra gülmeyi bile unutmuştu.

Gerçi soyadı Güngör olan kimse o günden sonra eskisi gibi olmamıştı. Güngörler ve Güngör konağı. O konak zoraki aşkların ve mahkumiyetlerin durağıydı. Ben o konakta her şeyi görmüştüm. Birbirine deli gibi aşık ama kaynana şirreti yüzünden işkenceler çeken Gül ablayı, ailesinin zoruyla evlenen hayallerinin yok olmasıyla can çekişen Canan ablayı, Savaş abinin takıntılı aşkı yüzünden hayatının aşkından vazgeçen Ömür ablayı ve abimin elinde her gün ölen Ayşe ablayı. Hepsinin acısına en yakından şahit olmuştum. Ve her gün kendime senin kaderin onlara benzemeyecek demiştim. Ama benim kaderim onlardan çok daha beter olmuştu işte. Bana Bedir ve Gül aşkının zerre tanesi bile olmayan şefkat  Ahmet ve Canan evliliğinin getirdiği hayal yıkımının yüz katı daha fazla yıkım Ayşe ve Yavuz çiftinin bin katı daha nefret Ömür ve Savaş ikilisinin yüzbin katı daha nefret yazılmıştı. Kabul etmek istemiyordum ama hakikat apaçık ortadaydı. Ben yeniktim.

"Kızım. "Kapımı çalınırken gözümden süzülen yaşı elimle silmiştim.

"Gel anne."dedim titreyen sesimle. Annemide üzmek istemiyordum. Ama böyle bir şeye dayanmak o kadar güçtü ki.

"Kızım Hakan seni bekliyor. Alışverişe gideceksiniz. "Alışveriş öyle mi? Ah kendi ellerimle cenazem için alışveriş yapacaktım öyle mi?

"Sadece ikimiz mi? Siz gelmiyecek misiniz?" Annem kapıdan içeri girerken yatağa yanıma oturmuştu. Saçlarımı okşarken elimi tutmuştu.

"Bu düğün için değil. Biraz tanışın,konuşun diye. "O herifi tanımak istemiyordum. Hatta yüzünü bile görmek istemiyordum. Allah kahretsin! Ne günah işlemiştim de Hakan Kara ile evlendiriliyordum.

"Anne ben o adamla tanışmak konuşmak istemiyorum. Ya neden anlamıyorsunuz ben istemiyorum evlenmek!" Annem çaresizce suratıma bakarken onunda elinden bir şey gelmiyordu. Farkındaydım. Ama yine de bit umut yardım istiyordum. Küçük bir kız çocuğu gibi beni kurtarmasını istiyordum. Annesinin paçalarına sarılan küçük bir çocuk gibi.

"Yavrum ben de babanla evlenirken onu tanımıyordum. Ama sonradan tanıdım ve sevdim. Belki sen de-" öfkeli bir tonla bölmüştüm lafını.

"Ben onu tanıyorum anne. Unuttun mu kuzenim o benim. Onun kötü biri olduğunu biliyorum. Adam öldüren bir katil olduğunu biliyorum yani. "Annem kolumu kavrarken

MASUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin