bölüm.10

281K 11.3K 1.2K
                                    

Bu bölümde hikayenin ilk kısmını, Uygar'ın anlatımıyla yapacağım...
Keyifli okumalar..
*********

Uygar

Holding'in işlerini bitirip kafamı dağıtmak için Otel'in gece klübüne gidiyordum. Yoğun bir gün olmuştu. Önemli bir toplantının sonunda Mısır'da açılacak yeni otelimin, yerine ve mimarisine karar verip imzayı atmıştım.

Otel'e girdiğim ve etrafıma baktım. Resepsiyon da beni bekleyen Eda'yı görünce kaşlarımı çattım. Ben istemedikçe hayatıma girmek kimsenin haddi değildi. Yanıma yaklaştı ve gözlerime baktı. Sinirle sordum.
"Ne işin var senin burada?"
Cilveli bir şekilde gülümseyerek cevap verdi.
"Seni görebilirim umuduyla geldim. Ve galiba bu gece oldukça şanslıyım!''
Dolgun dudaklarını dişlerinin arasına alarak, konuşmaya devam etti.
''Seni çok özledim Uygar.''

Normalde kolundan tuttuğum gibi dışarı atardım ama son günlerde kafam çok doluydu. Belki biraz rahatlamak iyi gelirdi. Kafamı boşaltmama ihtiyacım vardı. Ellerini ceketimin yakalarına koyarak hafifçe okşadı ve baştan çıkarıcı bir şekilde "Hadi ama Uygar. İnan bana pişman olmayacaksın!"

Bakışlarım ellerine kaydı ve asansörü işaret ettim. Sinsice güldü ve arkamdan gelmeye başladı. Bana ait olan süit daireye girdiğim an burnuma gelen  kokuyla birden sarsıldım. Sanki o kızın kokusu odama sinmişti. Ya da beynim bana oyun oynuyordu. Zihnimde kızın yüzü belirdi ve avuçlarımı sıkmaya başladım. Bu kız sürekli beynimdeydi ve olmadık anlarda ortaya çıkıyordu.

Yatağa baktım. Onu son gördüğüm anı düşündüm. Bana bakan o ürkek gözlerini, teninin o enfes kokusunu, titreyen dolgun dudaklarını hatırladıkça kendime öfkeleniyordum. Başımı sağa sola salladım ve bu düşüncelerimden kurtulmak istedim. Ama olmuyordu. Bu saçmalıktı. Hırsla başımı çevirdim. Kendime bir viski doldurmak için bara gittim. Bu kızı aklımdan atmam lazımdı. Ne oluryordu bana böyle? Sadece birkaç defa gördüğüm bir kıza karşı hissettiğim bu istek beni şaşırtıyordu. Ben duygusuz bir adamdım. Bu saçmalık artık bitmeliydi!

Eda zaman kaybetmeden yanıma yaklaşarak, elimde ki viski bardağını aldı ve bir yudum içti.
Burnunu boynuma yaklaştırıp, ateşli bir şekilde fisıldamaya başladı.
"Kokunu özledim Uygar. Birlikte geçirdiğimiz o ateşli geceleri özledim.''

Ona cevap bile vermeden viski şişesini alarak yatağa oturdum. Eda peşimden gelerek önümde diz çöktü ve kravatımı gevşetip çıkardı. Bir kaç düğmemi açarak dudaklarını köprücük kemiğime bastırdı.
Sonra yine fısıldayarak,
"Kokuna bayılıyorum. Beni baştan çıkarıyor!" dedi.

Onu tutup sertçe yatağa yatırdım. Ve üzerine uzandım. Ellerimi elbisesinden taşan dolgun göğüslerinde gezdirince gülümsedi ve gözlerini kapatıp inledi. Birden aklıma yine Zeynep geldi. Boynunda ki morlukları gördüğüm o anı düşündüm. Ona birinin zarar verdiğini düşündükçe daha fazla öfkelenmeye başladım ve dişlerimi sıkarak bağırdım.
"Lanet olsun!"

Olmuyordu! Lanet olasıca kızı zihnimden atamıyordum.
Şaşkın bir şekilde bana bakan Eda'ya Eda'ya bağırdım.
"Git buradan!"

Eda dolmuş gözlerle bana bakıyordu. Burnunu çekerek sordu.
"Neden? Ne yaptım ki!"
Onun sesine bile tahammül edemez bir haldeydim. Tekrar bağırdım.

''Sana git dedim!"

Dişlerimi sıkıyordum. O kızı beynimden çıkarmıyordum. Eda'nın çıkmasıyla, yerimden kalkarak  duvara sert bir yumruk attım ve haykırdım.
"Yeter artık! Çık aklımdan."

KESKİN (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin