3.Bölüm

16.2K 163 4
                                    

Sonunda maaş günüm geldi. Yeni hayatımın 1 ayı geçmiş bulunmakta.

Sabah 8 akşam 5 çalışma saatlerine artık alışmaya başladım. Eskiden sabah 8 de kalkmak benim için bir işkence olsa da şimdi mecburiyetten buna da alıştım.

 Memur olmanın en güzel yanından biride cumartesi , pazarın tatil olması sanırım.

İlk maaşımla daha ne yapacağıma karar veremedim. Babam emekli olduktan sonra aldığı maaş doğal olarak düştü.

Bir de İzmir’e yerleştiğim için bana bir ev tutmuştuk. Eşyalarımın çoğunu babamın emekli parasıyla almak zorunda kaldık. Herhalde maaşımı aileme yollarım.

Her zamanki gibi önce kendini düşünmek yok!

Tek başıma yaşadığım bir evim var. Ne kadar kirada da otursam tamamen bana ait bir yer.  Belki de ilk defa ait olduğum yer.

Evim 2 odalı, salonum mutfakla bir, hani şu Amerikan tipi dediğimiz mutfak türlerinden. Annemin sinir olduğu mutfak türlerinden. Neymiş yemek kokusu tüm salona sinmiş oluyormuş.

Ama yemek yapmayı çok iyi bilmediğim için benim açımdan hiçbir sıkıntı yok. Tam tersi hep istediğim gibi bir evi bulabildim.

 Dış kapı küçük bir antreye açılıyor. Sol tarafı mutfak ve salona, sağ tarafı ise 2 odaya ve evdeki tek banyo- tuvalete.

 Babamın emekli parasıyla salona köşe takımı alıp karşısına küçük bir televizyon koydum. İki odadan birini yatak odam yaptım. Tabii çok fazla orada yattığım söylenemez. Çünkü hayatımda ilk defa tek başıma bilmediğim bir şehirde kalıyorum.

Ve ben evde yalnız kalmaktan deli gibi korkarım, ha bir de karanlıktan. O yüzden 1 ay içinde sadece televizyon izleyerek uykuya daldığım için salonda yatmayı tercih ediyorum.

Salondayken evin her yerine olan bir hâkimiyetim oluyor. Ne olur olmaz diye hani hırsız falan girerse diye.

Evde tek başıma kaldığım sürece bir sürü hırsız senaryoları yazmakta üstüme yoktur.  Diğer odayı ise ailemin gelme olasılığından dolayı misafir odası yaptım.

 Babam az olan emekli parasıyla bana yaptığı yardımın karşılığını anca maaşımı yollayarak verebilirim. Belki onlara araba alırım. Babam hayatı boyunca hiçbir zaman lüks arabalara binen biri olamadı.

Her zaman artık bende iyi bir arabaya bineceğim diye söyler dururdu. Ben de merak etme baba bir işe gireyim sana araba alacağım derdim. Artık vakti geldi. Annemi arasam iyi olacak.

“Alo, anne?”

“Mehparem, nasılsın kızım?”   “İyiyim anne siz nasılsınız, ilk maaşımı aldım da hemen sizi arayım dedim”

“İyi yapmışsın kızım bizde babanla oturuyorduk. Ee ne yapmayı düşünüyorsun ilk maaşınla?”

“Anne, araba alacam size, babama söyle istediği araba modeline baksın, kredi çekelim öderim ben bir şekilde.”

“Olmaz kızım, senin ilk paran kendine harca.”

“Anne, kendime de harcarım sen babama söyle halledelim biran önce kredi çekeyim bende. Hadi öptüm. Görüşürüz.”

“Ben de öptüm yavrum dikkat et kendine.”

Yarın pazartesi yine sabah erkenden kalk işe git, uykumdan fedakarlık etmek istemiyorum.

Hep derdim uykumdan daha çok sevebileceğim birini bulursam işte o zaman evleneceğim diye.

Belki bulurum belli mi olur…

Hayallerimi Gerçekleştirebilir misin? Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα