70. Bölüm "Ruhum Zangır Zangır Titriyor." Part 1

Comenzar desde el principio
                                    

"Yandı ama geçti şimdi. O kadar acımıyor." Dedim. Ahmet amca pamuğu bırakıp başka malzemeler aldı. Sonrasında ne yaptı bilmiyorum ama canım yanmamıştı.

"Geçti gitti bile." Dedi Ahmet amca çantasını toplarken. "Pansumanını yaptırmayı sakın ihmal etmeyin. Şimdi gelelim şu mide problemine. Ne gibi sıkıntı var midende?" diye sordu.

Benim cevap vermeme fırsat tanımadan Yağız araya girdi. "Birkaç haftadır mide problemi var. Sürekli kusarken yakalıyorum onu. Zaten düzenli yemek de yemiyor. Yediğini de çoğu kez çıkartıyor."

"Hiç de değil sevgilim, abartıyorsun bence. Ayrıca her yediğimi çıkartmıyorum. Bu gece açlıktan bulandı midem. Muhtemelen o yüzden kustum."

"Her şeye de bir bahanen var güzelim. Açken de tokken de kusuyorsun işte."

"Haklısın galiba." Dedim. Düşününce gerçekten aç da olsam tok da olsam midem bulanıyor kendimi kötü hissediyordum. "Davette de midem kötü olmuştu. O zaman da çok yediğim için diye düşünmüştüm." Diye kendi kendime mırıldandım.

"Miden davette de mi kötüleşmişti? Hiç bana bahsetmedin güzelim?" dedi Yagız beni kolunun altına çekerek.

"O yüzden lavaboya gittim ya hayatım." Dedim düşünmeden.Endişelenmemesi için Yağız'a o gece bu durumdan bahsetmemiştim.

"Makyajını tazeleyeceğini sanıyordum." Dedi. Şaşkın ve düşünceli görünüyordu.

"Sen endişelenme diye söylememiştim." Dedim mahcup bir ifade ile.

"Söylemeliydin ama." Dedi sinirli bir şekilde. Kolunu omzumdan çekerek ayağa kalktı. Bu kadar büyük bir tepki vereceğini düşünmemiştim.

Ahmet amca aramızda oluşan bu kısa süreli gerginliği fark etmiş olacak ki "Miden birkaç haftadır hassas yani." Diyerek araya girdi. Başımı sallayarak onu onayladım. "Konuşmanızdan anladığım kadarıyla sorun yemek ile ilgili değil. Her şekilde bulantı ve kusman oluyor."

"Evet." Diye cevap verdim. Yağız ellerini cebine sokmuş konuşmadan bizi dinliyordu. Kaşları çatılmıştı ve bir hayli düşünceli görünüyordu.

"Yorgunluk var mı peki?"

"Hı hı." Diye onu onayladım ama aklım sadece Yağız'daydı.

"Uykusuzluk çekiyor musun?"

"Aksine gereğinden fazla uyuyorum."

"Kokulara karşı bir hassasiyetin var mı?"

"Evet duyduğum bütün kokuları tüm hücrelerime kadar hissediyorum." Yağız gözlerini halıya dikmiş bizi dinliyordu fakat benimle göz temasına girmiyordu. Onu kırmıştım, bunu fazlasıyla belli ediyordu.

"Adetinde bir gecikme oldu mu?" diye sordu Ahmet amca. Yağız'ın gözleri bir anda halıdan çekilip şaşkınlıkla benim gözlerime kilitlenmişti. Ben de en az onun kadar şaşkındım. İma ettiği şey beni bir an beni heyecanlandırsa da böyle bir durumun olmayacağından neredeyse emindim.

"Hayır." Dediğimde Yağız'ın gözünde az önce gördüğüm ışık sönmüştü. Ahmet amca çenesini sıvazlayıp birkaç saniye düşündükten sonra çantasını alıp ayaklandı.

"Yine de bir gebelik testi yaptırmanızı tavsiye ederim kızım. Adette bir gecikme olmadan da gebe kalınma ihtimali var. Belirtiler ilk anda bana gebeliği çağrıştırdı. Aynı zamanda bir dahiliye uzmanına da görünmelisin, kan değerlerine bir baksınlar yorgunluk ve uyku haline kansızlık da sebep olabilir."

Başımla onayladıgımda Yagız "Tamam baba sağolasın. Seni de gece gece buraya kadar yorduk." Dedi Ahmet amcaya.

"Olur mu öyle şey oğlum, seve seve gelirim siz iyi olun yeter. Kızım pansumanını sakın aksatma üç gün içinde bir ilerleme olmazsa da hemen dikiş atarız."

HIRÇIN GÜVERCİNDonde viven las historias. Descúbrelo ahora