2. Yeni Bir iş

19.3K 179 3
                                    

Yeni memurluk hayatıma babetlerle başladığıma inanamıyorum!

Arkadaşlarım o kadar da uyarmıştı ' Yapma Mehpare, bari üniversitede giyemediğin topuklu ayakkabıları iş hayatında giy diye. '

Kesinlikle dinlemem gerekirdi. En azından ilk iş gününde giymeliydim.

Aslında evden çıkmadan önce yeni aldığım çok topuklu olmayan ayakkabılarımı giymiştim. Hala ayakkabıların topuklarına göre verilen isimleri doğru düzgün bilmiyorum bile.

Aynada kendime bakınca ilk iş günümde yürüyemediğim topuklu ayakkabılarımla rezil olmak istemedim. Ama keşke rezil olmayı göze alsaydım.

Benim gibi yeni işe başlayacak 6 kişi vardı. 6 kişiden ikisi kızdı ve ben bu kızlardan biriydim.

Diğer kız ise ' Aman Allahım! ' dedittirecek güzellikteydi ve topuklu ayakkabı giymişti.

Ve ben üniversiteye yeni başlamış çaylak gibi babet ve siyah düz hiçbir özelliği olmayan ceket pantolon takımı giymiştim.

Sonuçta memur olarak çalışacaktım o kadar da özene gerek yok diye düşünüyordum.

Taa ki karşımdaki sarışın afeti görene kadar. Az olan güvenim şu an yerlerde sürünüyor.

Bu arada hiçbir özelliğim dikkat çekiçi bir yanımın olmadığını söylemiş miydim?

Ne omuzumda ne de belimde olan ve garip bir rengi kıvırcık saçlarımla, sıradan küçük kahverengi gözlerim vardı, ayrıca küçük ve dolgun olmayan dudaklarımı unutmamak lazım. Kesinlikle güzel kızların kategorisine girmiyorum, makyajla bile!

Yerlerde sürünen güvenim ve babetimle, iş arkadaşlarımla tanışmak için yanlarına gittim.

"Günaydın." dedim. Ve hepsi birden bana döndü.

Gülümsedim onlarda bana günaydın dedikten sonra, tabii o sarışın afetin yarım ağızla dediği gözümden kaçmadı, tam tanışmak için bir şeyler diyecekken bizden sorumlu kişi geldi.

"Günaydın çocuklar, ben Nihat, benim yanımda işlerin nasıl yürüdüğünü öğreneceksiniz. Umarım hiçbir sorun çıkmadan bu seneyi atlatırız hadi beni takip edin. " dedi.

Üniversitede doğal olarak nasıl memur olunacağını öğretmedikleri için ilk başta her şeyi öğrenmek için ayak işleri falan yapacağımızı biliyordum.

Nerden mi? Hey , ben memur çocuğum! Babamın da Nihat Bey gibi yeni gelenleri yönlendirdiğini biliyorum.

Bu arada memuriyetlik dediysem düz sıradan bir memur değilim. İyi bir maaşım ve 3 yıl sonra yükselme imkanı olan bir ünvanım var.

Sırf devlete girebilmek için 1 yıl boyunca nefes almadan çalıştım. Aileden bir zenginliğimiz olmadığı için kesin kazanmam lazımdı ve kazandım.

Nihat Bey'i takip ederken yeni iş arkadaşımdan biri yanıma yaklaştı.

"Merhaba ben Murat" dedi.

"Merhaba ben de Mehpare tanıştığımıza memnun oldum" diyerek gülümsedim.

Murat " Ben de." Dedi.

Murat'ın gelip benimle tanışmasıyla az da olsa rahatlamıştım. Sonuçta memurluk hayatım onlarla geçicekti ve bende bu sure içinde iyi arkadaşlıklar edinmek istiyordum .

Bir de iş hayatı dışında aşk hayatı da istiyordum. Hani demiştim ya yeni bir şeye umutla başlıyorum diye bu umudumdan biri de artık aşık olmaktı. Aşk hayatımın olmasıydı.

Yan yana yürürken göz ucuyla Murat'ı süzdüm, annemin tabiriyle boylu posluydu. Yakışıklı kategorisine sondan da olsa girebilirdi bence. Hemen değerlendirmeye al Mehpare dedim kendi kendime.

Sonuçta 24 yaşındayım işim de var evlilik çağım gelmiş bulunuyor.

Ama tabii Murat'I görünce kalbim çarpmadı, tık yok. Sanki Murat senden hoşlanıyorum dedi de ben bunları düşünüyorum.

Yine başladım... Off, ne zaman ilk gördüğüm an kalbimin çarpacağı bir çıkacak ki..

Kendine gel Mehpare yine daldın birazdan umutsuzluğa yelken açıcaksın.

Sonunda çalışacağımız kata geldik. Nihat Bey hepimizin masasını gösterdi ve bugünlük sadece masamızda bulunan dosyaları bilgisayara geçirecektik.

Zaten bunlara hazırlıklıydım. Dedim ya memur çocuğum ben diye.

Bu arada diğer yeni iş arkadaşlarımla tanıştım. Sarışın afetin adı Nil'miş. Bunu yüzüme bakmadan söylediğinde onunla hiçbir zaman anlaşamıyacağımızı anladım.

Diğer 3 erkekle tanışmıştım. İkisi evil biri de nişanlıymış. Hepside iyi birilerini benziyor. Nil'in gıcığın teki olması hariç.

Sanırım iş arkadaşlarımdan iyi arkadaşım olmaya aday biri varsa o da Murat olacak. İlk günden iyi anlaştık.

Böylelikle ilk haftayı geçirdim. Bu sefer kesinlikle Nil'in gıcık ve kendini beğenmiş biri olduğunu onaylayıp mühürledim.

Hayır kıskanacağı tipte bir kızda değilim ki neden bana ters ters bakıp sorularıma cevap vermediğini anlamadım.

İş hayatımın ikinci haftasında Nihat Bey odamızda gelerek bombayı patlattı.

"Çocuklar, artık sizleri diğer bölümlere alacağız." Dedi.

3 kişinin yerini söyledikten sonra geriye ben, Murat ve Nil kaldı.

"Mehpare, Murat ve Nil de dış ve halkla ilişkiler bölümüne geçicek." Dedi.

Bu habere ne kadar sevinsem azdı sonuçta kendi alanıma ilişkin bir yerde çalışacaktım. Belki de işim sıkıcı olmaktan çıkabilir.

Hayalimdeki gibi diğer ülkelere gider, yeni insanlarla tanışabilir. Hayır hayır, yine başladın Mehpare Hayal yok!

Merhaba arkadaşlar, hikayem biraz yavaş ilerliyor ama karakterlerin ve durumun iyi oturmasını istediğim için böyle olması gerekti ama ilerde açılacak ve umarım güzel bir şekilde devam edecek. Daha iki bölüm olsa da Umarım beğenmişssinizdir. İyi okumalar J

Hayallerimi Gerçekleştirebilir misin? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin