Sakinleşmek

986 31 2
                                    




Berk sabahın altısında canı acıyarak uyandı. Uyku geçici bir oyalanma hali olmuştu onun için, aklında yaşadığı o gece, tutku, pişmanlık ve nasıl, ne şekilde devam edeceğini bilememenin verdiği tarifi mümkün olmayan bir ruh hali vardı. Bildiği bir tek şey vardı. Bu durumdan çıkmalı ve bir şekilde alıştığı ve kendini güvende hissettiği hayatına devam etmeliydi. Bir hata yapmış ve bu hatadan dönmenin yolunu bulmalıydı. Yataktan kalktı ve telefonuna baktı. Volkan'ın kendisini 5 defa aradığını ve bir de mesaj yolladığını gördü ve mesajı açtı.

"Lütfen bana bir kez kendimi ifade etme şansı ver." yazıyordu.

Telefonu cebine koydu, odadan çıkıp banyoya girdi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra evden dışarı çıktı. Önce tereddüt etse de Volkan'ı aramaya karar verdi.Mantıklı hareket etmesi ve bu durumdan kurtulması gerekiyordu. Cebinden telefonunu çıkardı ve Volkan'ı aradı.Telefon ilk çalışta açıldı.

"Merhaba Volkan nerdesin?"

"Evdeyim, Lütfen bana gel ve yüz yüze konuşalım."

" Hayır evde değil dışarıda bir yerlerde buluşalım. Ben sarıyer sahiline geçiyorum. O taraflarda bir yerlerde buluşalım."

"Tamam hemen çıkıyorum evden, görüşürüz."

"Görüşürüz" dedi Berk'te ve telefonu kapattı. Ardından yoldan bir taksi çevirip, bindi. Taksi Sarıyer'e vardığında parayı ödedi ve araçtan indi. Sahil boyunca yürüyüp, yorulduğunda kafelerden birinde oturmaya karar verdi. Güneşli hava ve deniz kokusu bugün daha iyi hissetmesine neden olmuştu. Kafasında Volkan ile konuşacaklarını planlıyorken, telefon çaldı. Arayan Volkandı. Volkan'a kafenin adresini söyledi ve heyecanla beklemeye başladı. Bu karşılaşma için hazır mıydı?, onu görünce ne hissedecekti tam olarak bilemiyordu.

Tam bu esnada Volkan'ı gördü ve el işareti yaparak kafenin en ucunda bulunan, yakınlarında kimse olmayan masaya gelmesini söyledi. Volkan gözlerinde mahcubiyet ve özlem karışımı duygular ile ona bakıyordu. O iri koyu kahverengi gözleri her zaman olduğu gibi ışık saçıyordu. Sandalyesini çekti ve oturur oturmaz konuşmaya başladı.

"Berk senden öncelikle özür dilerim. O kadar kuvvetli bir çekimdi ki sana karşı hissettiğim kendimi frenleyemedim. Ayrıca biliyor ve hissediyorum ki sende benim hissettiğim kadar güçlü şeyler hissediyorsun. Ben o gece ki tavırlarından cesaret alarak bu kadar aceleci davrandım ve bende neredeyse senin kadar alkollüydüm. İki gündür o kadar kötü bir psikoloji içindeyim ki işe bile gidemedim. Ben seni seviyorum" dedi gözlerinin en derinine bakarak.

"Öncelikle bugün biraz daha sakin ve mantıklı düşünebiliyorum. Evet bende bir kafa karışıklığı yaşadım ve enerjinden etkilendiğim için bir şekilde hayatımda bir ilki yaşadım. Ama o sabah ben o yataktan pişmanlık ile uyandım. Benim çok sevdiğim bir kız arkadaşım var ve onu bir erkekle aldatmış olmanın çok ağır yükünü belkide sürekli içimde taşıyacağım. Keşke bu kadar ileri gitmeseydik."

"Berk bizim aramızda ki sıradan bir çekim değildi. Biz birbirimize aşık olduk. Seni gördüğüm ilk andan itibaren itirazsız adımlar ile sana doğru yürümekten alıkoyamadım kendimi. Böyle hisler hayatta çok az insana karşı hissedilir. Ve ben hayatımda ilk defa bir erkeğe aşık oldum."

"Ne aşkından bahsediyorsun ?Ben bir erkek ile aşk yaşayamam. Bir hevesti, bir kafa karışıklığı sadece. Ben bundan sonrasının olmayacağını ve böyle bir şeyi yaşamak istemediğimi biliyorum. Zaten bu ayı tamamlayıp, istifa edicem. Seninle karşılaşmak istemiyorum."

"İstifa etmene gerek yok. Bizim mağazaya gelmeden diğer mağazalarda çalışırsın. Yaşın çok genç ve hissettiğin şeyden korkup kaçıyorsun. Ama aşk bu hayatta herkese nasip olmayacak bir mucizedir. Ve cinsiyetle değil ruh ile ilgilidir Berk. İzin ver bu mucizeyi yaşayalım. Ben seni deliler gibi seviyorum."

" Ben Özge'yi seviyorum ve bu konunun bir daha açılmamak üzere kapanmasını istiyorum."

"Peki öyle olsun" dedi Volkan ve masadan kakıp hesabı ödemek üzere kasaya yöneldi. Hesabı ödedikten sonra kafeden ayrıldı.

Berk bu konuşmayı güçlü bir şekilde yapabildiği için kendisini iyi hissetse de, Volkan'ın duygularının ne kadar güçlü olduğunu ilk kez anlıyordu. Volkan ona aşık olmuştu.İçinin acıdığını ,boğazına bir şeyin düğümlendiğini hissetti. Gerçekten de oda Volkan'ı ilk gördüğü andan itibaren ondan başka şey düşünemez olmuştu. Ama böyle bir ilişki nasıl yaşanır ki? Hem hayatında birlikte büyüdüğü, tüm ilkleri birlikte yaşadığı, aynı zamanda en yakın arkadaşı olan Özge varken.Hayır yaşanamazdı, yaşanmamalıydı. Bir kahve söyleyip sigara yakmaya ve ardından Özgenin okuluna gidip ona sürpriz yapmaya karar verdi...

Özgenin okuldan çıkacağı saati iyi bildiği için tam zamanında okul kapısında yerini almıştı. Ve kısa bir süre sonra Özge kapıda arkadaşları ile belirdi. Berkin onu kapıda beklediğini görüp hızlıca arkadaşları ile vedalaşıp Berke doğru yürüdü.

"Aşkım beni görmeye mi geldin? Ama hastaydın sen kıyamam ben sana."

"Bana senden daha iyi gelecek bir şey olmadığı için seni görmeye geldim aşkım" dedi ve sarılıp boynundan öptü.

"Birileri beni özlemiş anlaşılan.Şahane yapmışsın, hadi seni yemeğe götüreyim o zaman."

"Tamam böyle güzel bir kadınla yemeğe hayır demem."

" Peki burada harika noodle yapan bir yer biliyorum. Oraya gidelim sevgilim."

" Tamam sevgilim."

Berk Özgenin ona güven veren elini tutarak, götüreceği restorana doğru yürümeye başladı. Kafasının içinde Volkanın ona söylediği cümleler dolaşıyordu. Bunlarla daha sonra yüzleşmek için yol boyunca Özge'ye sorular sormaya ve kafasını dağıtmaya çalıştı. Nihayet restorana varmışlardı. Cam kenarında bir masaya oturdular.

"Aşkım iyi misin? Çok yorgun görünüyorsun. Tam iyileşemedin anlaşılan."

"Evet iyileşemedim ama çok kısa süre içinde iyi olacağım sevgilim." dedi Berk gözlerini Özgeden kaçırarak."

"İnşallah sevgilim. Hem şu meşhur tatilimizi yapabiliriz belki böylece."

"Yapacağız sevgilim, daha fazlasını da yapacağız. Hadi sipariş verelim. Ben açıktım" dedi Berk ve garsonu çağırdı. Siparişlerini verdiler ve sohbet etmeye başladılar. Berkin beyninin içinde Volkanın ona söylediği cümleler dolanıyor, Özgeye odaklanmakta zorluk çekiyordu ki siparişleri gelmişti. Yemeklerini yerken bir yandan Özgenin tüm hafta boyunca neler yaptığını, sınav dönemi yaklaştığı için önümüzde ki on gün görüşemeyeceklerini konuştular.Özge sınav dönemlerinden Berk'i göremediği için nefret ettiğini söyledi. Ama dersleri ağır olduğu için başka şansları da yoktu.

"Madem sınav dönemin yaklaştı bugün tüm günü birlikte geçirelim sevgilim." dedi Berk.

" Sen iste ben tüm ömrümü seninle geçiririm sevgilim." dedi Özge gülümseyerek.

"Peki sinemaya gitmeye ne dersin ? Sonrasında da istersen bir yerlere müzik dinlemeye gideriz."

"Şahane olur aşkım. "

El ele tutuşarak restorandan çıktılar. Ve günün kalanında planladıklarını yapmak için sinemaya doğru yola koyuldular.

İçimdeki Volkan.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin