HİRAERTH BÖLÜM:19

Start from the beginning
                                    

"O zaman sizin anneniz kim? " diye sordu Dimitri.

"Onu gördün mü? " diye sordum ani bir heyecanla.

"Üç kere tek gördüm." dediğinde gözlerinde birkaç saniyeliğine dalgınlık oldu.

"Nasıl?"

"Hiraerth, sana hiç masal anlattı mı?" diye sordu.

"Masal?"

"İşte bundan bahsediyorum. Karşıma geçip beni aptal yerine koyuyorsun. Hiraerth'in bana her şeyi anlattığını düşünemiyor musun?" dediğinde, öylece ona bakakaldım. Her şeyi biliyordu. Benim Shira olmadığımı biliyordu.

"Kimsenin bizi duymayacağı bir yere geçelim." dediğimde yüzümde sert bir maske vardı.

"Tabi ki sevgili kardeşim." dedi gülerek ve ayağa kalktı.

"Dimitri sen kal." dedim bizimle beraber kalkan Dimitri'yi gördüğümde. Yüzünde hala hipnozun etkisinde olduğunu gösteren mayışmış bir ifade vardı. Başını sallayarak yerine geri oturdu.

Dragon, bizi kalabalık clubten çıkarıp, yeniden asansöre yöneltti. Asansörden indiğimiz de, yıkık dökük odalardan geçtik ve sağlam olan bir odaya girdik.

"Shira hangi cehennemde?" diye sordu Dragon. Bir afallayarak ona bakacak gibi oldum ama hızla kendimi toparladım.

"Kim olduğumu nasıl anladın?" diye sordum, pür dikkat yüzünü incelerken.

"Shira'yla daha önce karşılaşmadığımı mı sanıyorsunuz? Hiraerth, beni dönüştürdü. Ve Shira bunu zaten biliyordu." dediğinde, yüzünde kendinden emin ve küçümseyen bir ifade vardı. Buz mavisi gözleri ben ve Alex'in üzerinde gezindi.

"Her şey iyice boka sardı ama..." dedi Alex ve yüksek sesle ofladı.

"Bak," dedim kararsız bir sesle. "Sadece babamın yerini öğrenmek istiyorum. Her şeyi biliyorsan eğer, zararsız biri olduğumu da biliyorsundur. Lütfen, sadece babamın yerini öğrenmek istiyorum." diye devam ettiğimde iç çekti ve başını olumsuz anlamda salladı.

"Beyritte, değil mi?" diye sorduğunda, başımı salladım. "Hiraerth, senin buraya gelebileceğini sanmıyordu ama bu ihtimali hep göz önüne almıştı elbette. O senin intikam almandan soyumuzu riske atmandan korkuyordu ama görünen o ki, sen buraya gerçekten onu bulmaya gelmişsin. Peki ama gerçek Shira'ya ne oldu?"

"Shira'nın ne önemi var? Beni babama götürmek zorundasın."

"Bana Shira'ya ne yaptığınızı söyle!" diye yüksek bir sesle gürlediğinde, öfkeyle ona baktım.

"O tutsak tamam mı? Kimseye zarar veremeyecek bir halde? Duydun mu? İç..."

Bağırışlarımın arasından duyulan güçlü bir darbe, hızla kapıya dönmemi sağladı. Ardından fısıldılar çığ gibi yükseldi ve birden fazla telefon sesi duydum. Hepsi aynı şeyi söylüyordu.

"Shira tutsak, ona benzeyen biriyle bizi kandırdılar."

Dragon'un öfkeli buz mavileri bana bakarken, hızla kapıya doğru ilerledi. Alex ve bende hemen arkasından giderken, buradaki bütün vampirlerin en ufak fısıldamayı bile duyabileceğini bilerek nasıl yüksek sesle gerçeği söylediğimi aklım almıyordu. Alt kata, kalabalığın en yoğun olduğu yere indiğimizde oldukça tanıdık bir yüzün neredeyse ölmek üzere olduğunu gördüm.

Christopher, onlarca vahşi vampirin arasında sıkışıp kalmış ve neredeyse ölümle yüzleşmek üzereydi. Dragon, bizden önce atıldı ve öfkeli vampirleri Christopher'ın üzerinden çekti. Christopher'ı arkasına aldığında, aralarına mesafe koyduğu vampirlere öfkeyle bağırdı.

Vampir Yasaları 1- Hiraerth | TamamlandıWhere stories live. Discover now