68. Bölüm "Dünyalar Güzelim."

Start from the beginning
                                    

"Sen, tanıdığım en adi orospu çocuğusun." Diyebildim sesimin çıktığı kadarıyla.

Gülümsedi. "Sen de beğenmediğin bu orospu çocuğuna sike sike boyun eğeceksin." Diyerek dudaklarını dudaklarımın üzerine bastırdığında gözüm karadı. Bütün gücümle bağırıp onu uzaklaştırabilmek adına elimden geldiğince çırpındım.

"Dokunma! Dokunma! Dokunma!" Sürekli aynı şeyi tekrar ederek boğazım parçalanırcasına bağırıyor onu üzerimden atmaya çalışıyordum. Bir şeyler söylüyordu. Çenemi bırakmış tekmelerimi durdurmaya çalışıyordu. Dokunamazdı... Yağız'ın itinayla iyileştirdiği yerleri bir kez daha yaralayamazdı. Beni bin parça edip tekrar tekrar zarar veremezdi! Vermemeliydi! İnsanlığa sığmazdı... Zaten bunu yapan da insan olamazdı... Olmamalıydı...

Çığlıklarımın uğultusuna karışan kuvvetli bir gürültü ve bir takım sesler duyar gibi olsam da vücudum girdiği panikten bir türlü çıkamadı. Tek anlayabildiğim cümle "Sikerim ulan!"olmuştu.

Ellerimin serbest kalmasıyla hareketlerim daha da seri bir hale geldi. Gözlerim hiç açılmayacakmışçasına sıkılmış, gözyaşlarım yüzümü sırılsıklam yapmıştı. Ellerim boşluğu döverken vücudum kilitlenmişti sanki. Kulaklarım uğulduyordu hiçbir şeyi algılamamakla birlikte bayılacak gibi hissediyordum ama bayılamazdım bu haldeyken bilincimi yitiremezdim. Birisi başımda bir şey söylüyordu ama hiçbir şey anlamıyordum. Hıçkırıklarım ve iç çekişlerim, ellerimin tutulmasıyla birlikte çığlıklara dönüşürken kendimi artık kaybetmek üzereydim. "Bırak! Dokuma!" sürekli aynı şeyi tekrarladım durdum. Bıraksındı... Dokunmasındı...

"Güvercin." Çaresizce yerde kıvrılmış vücuduma, güçlü bir titreme eşlik ederken duyduğum kelime beni biraz olsun sakinleştirmişti sanki. Artık bayıldığıma emindim yoksa Yağız'ın yumuşak bir şekilde söylediği o kelimeyi duymam imkânsızdı.

"Yanındayım..." Ağlamam daha da şiddetlendi. Keşke bu rüyadan hiç uyanmasaydım.

"Ağlama..." Açılmaya direnen gözlerimle daha fazla inatlaşmadım. Açılmasındı, beni bu rüyadan uyandırmasındı...

"Güzelim, benim..." Yağız'ın duyduğumu sandığım sevgi dolu sesiyle kollarımı bedenime çaresizce sardım. Herşey bir hayaldi... İçimdeki üşüme daha da arttı. Elim az önce Eymen'in dokunduğu dudaklarıma gitti. Dudaklarımı kanatırcasına silmeye çalıştım. Baygınlığım geçtiğinde kâbusum yine geri gelecekti. Elimin üzerinde hissettiğim eli iğrenerek geri ittim. Feryadım, içimde çığ gibi büyüyen korkularımın dışavurumuydu. Kollarımı, bacaklarımı ve hareket ettirebileceğim her yerimi gelişi güzel savuruyor kendimi korumaya çalışıyordum.

"Dokunma!" diye tekrarladım belki milyonuncu kez. "Yalvarırım..."

"Benim Güvercin; Yağız." Yine o güzel rüyanın içine çekiliyordum sanırım. Yağız yine bana güven veriyor yanımda olduğunu hissettiriyordu.

Herşey karman çorman olmuştu neredeydim? Rüya mı görüyordum? Gerçekle hayal birbirine girmişti. Bir müddet daha kendi kendime çırpınıp durdum. "Gerçek değilsin." Dedim. Gözlerimi bir kez daha açmaya çalıştım ama vücudumu kontrol edemiyordum.

"Sana sarılmama izin ver güzelim."

"Yoksun." Dedim hıçkırarak.

"Gözlerini aç Güvercin, beni göreceksin."

"Gidersin." Dedim. "Eğer uyanırsam gidersin."

"Bana güven, gitmeyeceğim. Seni almadan hiçbir yere gitmem."

HIRÇIN GÜVERCİNWhere stories live. Discover now