Seherbaz Adayları

En başından başla
                                    

"İnsanın Dean Ormanındaki mantar ve balıklı kokmuş menülerden sonra burada oturup yemek yiyebildiğine inanası gelmiyor," dedi Ron. Hermione alınmış göründü ve ters ters "O kokmuş mantarların seni hayatta tuttuğunu unutma Ron Weasley," diye yanıtladı. "Başına ödül konmuş kaçaklardık ve elimden gelenin en iyisi buydu."

"Ben de onu diyorum işte. İşler değişti. Şimdi biz dışarıdayız, Umbridge, Yaxley ve tüm çete içeride. İhtiyar Grines de esaslı adammış, canına okudu Umbridge'in." Masadan yükselen duman helezonlar çizerek tavana yükseldi ve tepelerinde mahkeme salonundaki kürsüsünde oturan Arcanus Grines belirdi. Harry tek sözüyle Umbridge'in cezasına on yıl eklemiş olduğunu hatırlayarak koltuğunda rahatsız rahatsız kımıldandı.

"İhtiyar mı?" Hermione şaşırmış göründü ve imalı imalı sırıttı. "Elphias Doge ile karıştırıyorsun sanırım. Baban duruşmada bana Grines'in sihir tarihinin en genç Daire Başkanlarından biri olduğunu söyledi."

Ron'un gözleri kısıldı, kinayeli kinayeli "Gilderoy Lockhart'ın asası sandığa kalkmış bakıyorum. Keşke mahkeme salonunda biraz daha kalsaydık, belki imzalı bir resmini alabilirdin," dedi.

Hermione umursamaz bir tavırla Londra manzarasını süzerek, "Eh, bana sıra gelmezdi sanırım. Rita Skeeter salondan çıktığımızda yanında bitmişti bile; bir şey söylesin diye ağzının içine bakıyordu." Ron'un suratı iyice düştü. "Tabi Mary Cattermole'nin seni gördüğünde yaşadığı coşkuyla yarışamaz. Bakanlıkta olanlardan sonra Mr Cattermole sana iyi bir uğursuzluk büyüsü yapsa yeridir." Hermione dişlerini gıcırdattı, "Septirdin diye unuttuğumu sanma. Belki de geyik otunu omzuna değil yüzüne sürmeliydim, Muriel Halanın elmas tacını bulmuş bir burnuk gibi yapışmıştın." Ron'un dudakları bir an için çarpıldı ancak Hermione'nin yüzündeki ifadeyi görünce sırıtmaya cesaret edemedi. Sessizlik oldu. Harry bu fırsattan istifade Umbridge'i düşünürken kafasına takılan konuyu dile getirmeye karar verdi.

"Azkaban'ın ruh emiciler gittikten sonra nasıl bir yer olduğunu merak ediyorum."

"Hala çok tatsız olduğu kesin," diye yanıtladı Ron. "Babam bir Bakanlık işi için ziyaret etmişti. Döndüğünde orayı korkunç yapan tek şeyin ruh emiciler olmadığını anlattı. Mesela bir hayaletten bahsetti. Kanlı Baron yanında solda sıfır kalırmış."

Hermione fısıldadı, "Ekrizdis..."

"Efendim?" Harry merakla Hermione'ye döndü.

"Hayaletin adı Ekrizdis. Bir Büyücülük Seceresi'nde okumuştum. Azkaban'ın eski sahibi ve şu anki hayaleti," diye yanıtladı Hermione isteksizce.

Harry'nin merakı uyanmıştı. Azkaban biz zamanlar özel bir mülk müydü yani? "Ee?"

"Ne e'si?"

Harry sabırsızca üsteledi "Azkaban? Ekrizdis? Hayalet? Büyücülük Seceresi'nde onlarla ilgili ne yazıyordu?"

"Öff, tamam anlatıyorum." Masada üzerinde Chef Wizard logosunun basılı olduğu kâğıt mendillerden birini alıp katlamaya başladı. "Hoşuma gitmiyor sadece. Ozan Beedle'nin Hikâyeleri'nden biri değil sonuçta." Derin bir nefes aldı:

"Azkaban 15. Yüzyılda Kuzey Denizinin ortasında ufak bir adaya inşa edilmiş bir kaleymiş. İlk kazma vurulduğu andan itibaren büyülendiği için işaretlenemezmiş, yani hiçbir Muggle haritasında bulunmuyormuş. Hatta hiçbir büyücü, sahibi dışında tabi, varlığından haberdar bile değilmiş. Azkaban'ı yaptıran Ekrizdiz, kendi döneminin en acımasız, en habis büyücülerinden biriymiş ve muggle'lardan ölesiye nefret edermiş. Büyü yoluyla açık denizlere yardım çağrısı gönderir, bu çağrıya icabet eden yardımsever denizcileri adaya çekermiş. Karaya çıktıklarında onları yakalar, sonra da onlara dayanılmaz işkenceler ederek zevk için öldürürmüş. Sırf bu iş için özel zindanlar inşa ettirmiş. Bunlar yetmezmiş gibi bir de Ruh Emiciler varmış tabi." Hermione yüzünü buruşturdu.

Harry Potter ve Kızıl Pelerin #Wattys2018 GalibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin