Sevgilim olur musun?

4.3K 218 95
                                    

"Multi medyadaki Yağmur"

Gözlerimi yüzüme vuran güneşle birlikte açtım. Güneşin ışıkları tam gözlerime vuruyordu. Bu yüzden daha fazla güneşe maruz kalmamak için, başımı öbür tarafa çevirdim.

Bu gün okula gitmemiştim. Sonuçta doktor iki gün rapor vermişti. Ayağım her ne kadar iyi olsada, okula gidecek değildim. Heleki evde yatmak varken.
Annem ve babam, büyük ihtimalle işe gitmişlerdir. Yani evde yalnızım.

Oh bee... Azıcık kafamı dinleyeyim canım.

Bu gün gerçekten çok mutluydum. Rüzgar'la barışmıştık. Beni affetmişti.

Bir dakika... Ama o kızın hala kim olduğunu bilmiyorum. Ama dün Rüzgar'a "Aşkım" dedi. Yani sevgilisi.

Acaba Rüzgar neden bana söylemedi? Neden söylesin ki, ben onun nesi oluyorum sanki?

Gerçekten ben Rüzgar'ın hiç bir şeyi olmuyorum. Sadece sıradan bir sıra arkadaşıyım. Haa bir de komşusu.

Bütün bunları düşünmem, yine canımı sıkmıştı. En iyisi artık kalkıp, kahvaltı yapmaktı.

Yattığım yatağımda doğrulup, ayağa kalktım. Banyoya doğru ilerleyip, banyoya girdim.

Sıradan işlerimi halledip, aşağıya indim.

Annem kahvaltımı hazırlayıpta gitmişti. Eee... Tabii biliyor kızının huyunu.

Sandalyeyi çekip oturdum. Çatalımı alıp, önüme ne geldiyse yemeye başladım.

Kahvaltım bitince, masadakileri mutfağa taşıdım.

Orada da işim bitince, odama çıktım.
Bir tane kitap alıp, cam kenarındaki koltuğuma oturdum. Kitabımı güzelce okumaya başladım.

Okumaya başlamasına başladım da. Acaba Rüzgar ne yapıyordur?

Aklıma Rüzgar takılınca kitabı okumayı bırakıp, düşünmeye başladım.

🌟🌟🌟

Rüzgar
Sıramda oturmuş, tahtada yazanları defterime geçiriyordum. Geometri hocası yine döktürmüştü. Bir zamanlar en çok sevdiğim ders, şuan bu hoca yüzünden en sevmediğim ders haline gelmişti.

Ne var da bu kadar yazdırır ki bir insan? Of ya.. Off.

Tahtadakileri bitirip, beklemeye başladım. Bu sırada kolumdaki saate baktım. Öğle arasına üç dakika kalmıştı. Sonunda bu dersten kurtuluyordum.

Son dakikaları beklerken, defterimi ve kalemlerimi çantama koydum.
Ve bu sırada zil çaldı.

Telefonumu alıp sınıftan çıktım. Okuldanda çıkınca, her zaman gittiğim cafeye gittim.

Cam kenarındaki bir masaya oturdum.

Oturduktan bir iki dakika sonra, garson geldi. "Ne alırsınız efendim?" "Ben karışık tost ve portakal suyu alayım." Garson "Tamam efendim." deyip gitti.

Ben de bu sırada Derin'i aradım.

🌟🌟🌟

Derin
Masanın üzerindeki telefonumun titremesiyle, gözlerimi okuduğum kitabımdan ayırdım.

Rüzgar arıyordu. Beni araması içimi bilmediğim, bir sevinçle kaplamıştı.
Çok beklemeden telefonumu açtım ve kulağıma götürdüm.

-Alo... Rüzgar?.

-Şeyy... Nasılsın? Yani ayağın nasıl oldu?

-Daha iyi... Sen ne yapıyorsun?

ZIT KUTUPLAR "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin