Bölüm 7

15.5K 727 47
                                    

- Hala kinlisin, hala öfkelisin. İlk gün ki gibi içinde taşıyorsun yangınını. Ama bil ki senin acın, benim utancım Efsun. Unut artık onu, göm. Tekrar tekrar bana mezarını kazdırma. Ne olursa olsun. Sen benim karımsın. Ona göre davran.

Bedirhan büyük bir hayal kırıklığıyla odadan çıktı. Hâlbuki içini açmaya, derdini dökmeye niyetliydi. Belki anlatırsam anlar, biraz olsun öfkesini söner diye bekliyordu. Belki, olur ya... Bu sefer baktığı yerde kor bırakmazdı. Hem kendisinin hem de benim acımı dindirir diye düşünüyordu. Bırak karısı olmayı, ona dokunacağını düşünmekten bile tiksiniyordu demek. Efsun diyeceğini demişti. Abisinin kanına karşılık Bedirhan'ın canını yakmaya niyetliydi.

Efsun'un odasından çıkıp tam karşıdaki çalışma odasına girdi. Masanın karşısındaki sedire kıvrıldı. Gece boyunca düşündü. O günü, Ekber'in öldüğü günü düşündü. Daha on dokuz yaşındaydı, Ayhan'da on altısında. İki aile arasındaki kan davası uzun yıllardır devam ediyordu. İsfendiyarlar Bedirhan'ın amcası Cemşit'i öldürmüştü. Cesedini de sanki bir hayvanın leşi gibi getirip bırakmışlardı Karadağ konağının kapısına. Babasının acısı hatırladı. Hasan Karadağ adeta bir gecede on yıl yaşlanmıştı.

Bedirhan o günden sonra tam bir öfke topu gibi geziyordu. Ayhan'ın da ondan farkı yoktu. Yeni yeni babalarına işlerde yardım etmeye başlamışlardı. Ekber Bedirhan'dan birkaç yaş büyüktü. Ailesinin bütün işlerini de yürütüyordu. Hasan Karadağ'ın göz koyduğu bahçelerden birini Ekber'de almak isteyince ortalık karışmıştı. Bedirhan tam işi bağlamışken Ekber, Karadağlardan daha yüksek bir fiyat vermişti. Bahçenin sahibi de Ekber'e satmaya niyetliydi. Bedirhan ile Ekber bahçede birbirlerine girdiler. Yumruk yumruğa kavga ediyorlardı. Karadağların adamlarından biri havadisi Ayhan'a ulaştırınca Ayhan, evden silahı da alıp yola düştü.

Ayhan bahçeye vardığında iki genç adamı üstü başı kan içerisinde buldu. Güçleri tükenmişti ama kavgalarına devam ediyorlardı. Bir anda ne yaptığını bilemedi Ayhan. Çok toydu, öfkesine yenildi. Silahı çekti, tam karşısında abisiyle kavga eden adama doğru ateşledi. İlk silah sesinden sonra iki kez daha bastı tetiğe. Bedirhan önce ne olduğunu anlayamadı. Yaka yakaya geldiği Ekber, yavaşça ellerinden kayıp yere düştü. O düşerken Bedirhan onu tutmaya çalıştı. Eline bulaşan kanı, elindeki silahı hala onlara doğrultan Ayhan'ı gördü. Ekber hemen oracıkta ölmüştü. Hem de Ayhan'ın silahıyla... Ayhan yavaş yavaş yerde yatan adama doğru yürüyüp dizlerinin üzerine çöktü. Başını ellerinin arasına aldı.

- Ne yaptım ben? Ne yaptım?

Bedirhan Ayhan'ın gözlerindeki korkuyu gördü. Doğru düzgün konuşamıyordu bile. Biraz sonra Ayhan, yerinde sallana sallana ağlıyordu. Kardeşini böylece bırakamazdı. Elindeki silahı aldı, bir güzel temizledi.

- Kimseye bir şey söylemeyeceksin. Ayhan, bana bak. Duydun mu beni? Kimseye ağzını açmayacaksın. Ben halledeceğim abim. Seni kurtaracağım.

İsfendiyarların haberi nasıl aldığını bilmiyordu. Sadece onu hatırlıyordu. Ayhan'ın elinden silahı alıp gönderdikten sonra gelmişti. Daha çocuktu Efsun. On dört, on beş yaşlarındaydı. Aynı kara saçları gibi kapkara yelesi olan bir atın üzerinde geldi. Koşarak abisinin yanına ulaştı. Ağlıyordu, hem de hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Abisinin yanına yere oturup başını dizlerinin üzerine almıştı.

- Katil! Katilsin sen, abimi öldürdün.

Bedirhan onun gözlerini görünce korktuğunu hatırladı. Dile kolay on yıl geçmişti aradan. Yıllardır kâbuslarına giren gözler, şimdi karşısındaydı. Aynı korkunçlukla hem de... Biraz olsun eksilmemişti nefreti. Efsun haklıydı. "Kocasıyım belki ama abisinin katili biliyor beni." Ona dokunamayacağını da biliyordu. Eğer o yatağa girerse sadece ikisi olmayacaktı. "Ekber'in cesedi hep aramızda yatacak." İki adım ötesindeydi, elini uzatsa elini tutabilirdi. Ama aslında öyle uzaktı ki... Aralarında yıllar, en önemlisi kan vardı. Sabaha karşı kıvrıldığı yatakta uykuya daldı.

EFSUN HANIMTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang