1

1.8K 137 54
                                    

Aralarındaki yirmi santime rağmen gayet uyumlu bir çift gibi gözüken Aden ve Alparslan uzaklaşırken arkalarından bir müddet onları izledim. Aden, en azından bunu hak ediyordu. Alparslan ile gidip gerçekten eğlenmeliydi. Ayriyeten ben de onun yanında numara yapmaktan yorulmuştum artık.

"O geri zekalı Alparslan'ı ellerimle boğmama ramak kaldı. Aden çocukta ne buldu hala anlamıyorum."

Ah, başıma kalmış bir Tuğrul vardı değil mi? Oyunculuğa hız kesmeden devam.

"Her şey?"

Bana gözlerini devirip kollarını kavuşturunca kıskançlığı yüzüme bir gülümseme yerleştirdi.

"Ee ne yapalım?"

"Bilmem ne varsa yapalım gün bitene kadar."

Omuz silkip önünden geçtim ve resmen bir şehir gibi olan Disneyland'e girdim. Üç adımda dibimde bitmeyi başaran Tuğrul ile önümüze ilk çıkan şeye yöneldik.

"Hız treni? Ben atlıkarınca istersin sanmıştım."

Yavaş çekimde ona dönüp gözlerimi gözlerine diktim. Günün başında kendisine benimle uğraşmaması için yeterince kuvvetli bir mesaj verirsem rahat edebilirdim diye düşünüyordum.

"Eğer biraz daha konuşursan kazara tren 360 derece dönerken kemerin açılabilir ve beynin raylarda güzelce ezilebilir. Bunu ister misin?"

Yüzündeki salak sırıtışı yavaşça silindi ve gözlerini kaçırdı.

"Hayır."

Cevabıyla gülümsedim.

"Güzel."

Özel biletler sayesinde sırada beklemeden trene bindikten sonra saçlarımdan sıkı bir topuz yaptığıma emin olup yanımda kafasını arkaya yaslamış uyuklayan Tuğrul'u dürttüm.

"Hasta mısın trende uyuyorsun?"

Bir anda kendisine gelip etrafa hızlıca baktı.

"Hepsi o salak Alparslan yüzünden. Ve ben Aden'in onunla gitmesine izin verdim. İniyorum lan ben!"

Kalkmak için hareketlenmesiyle tırnaklarımı omzuna saplayıp onu koltuğuna bastırdım ve acıyla inlerken yüzüne doğru eğildim.

"Hiçbir yere gitmiyorsun. Bence ikimiz de Aden'i koruma konusunda baya hassasız. Eğer ben izin veriyorsam sen de vereceksin. Arkadaşımı güvenmediğim biriyle gönderecek değilim."

Bu sefer geri çekilmek yerine elimi sertçe tutup omzundan kurtardı ve git gide artan bir baskı ile sıkmaya başladı.

"Ben Aden'in abisiyim, bu bir. Normal bir kız olmayabilirsin ama sınırlarımı zorlama, bu da iki."

Yüzüme melek gülümsememi yerleştirdim ve birkaç saniyeliğine içimden onu tebrik ettim. Kendini ezdirmemeyi biliyordu.

"Evet ama tavsiyem hala beni zorlamaman kanısında." Dedikten sonra eimi onun elinden zorlanmadan kurtarıp sırtına arkadaşça güzel bir tokat yapıştırarak önüme döndüm.

Dönmemiş olmayı dilerdim.
Yüzüm yavaşça asılırken gözlerim önümüzdeki vagonda sevişmeye meyillenmiş çifte takılmıştı.

Kendine gel Beril. Yalnız değilsin.

Birkaç kere gözlerimi kırpıştırdıktan sonra emniyet kemerlerine odaklandım ve trenin hareket etmesini bekledim.

Bana her şeyi unutturacak kadar korkunç olsaydı keşke.

Nefes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin