Yoksa Sen!!

428 16 2
                                    

1.Bölüm

*******Kae Ra Rin*******

Theodore arkasında birtakım tıslamar duydu, bu çok sayıda zombinin ona doğru yaklaştığı anlamına geliyordu. İçine düştüğü umutsuzluktan kurtulup gücünü yeniden toplamaya çalışırken önüne çıkan iki zombiyi öldürdü. Yere düşerlerken gri renkteki derileri ortadan ikiye ayrıldı ve içlerindeki parçalanmış sarı kemikler etrafa saçıldı. Karanlığın içinde iki kapı olduğunu fark etti, eskilikten hurdaya dönmüşlerdi. Bir tanesi koridoru kapatmış, diğeri soldaki duvarın içine yerleştirilmişti. İlkini kırmak için şiddetle vurdu. Ama kırılmadı, onun yerine şiddetli bir gümbürtüyle yerinden sıçradı, elinden düşürdüğü kılıcı yerde metalik bir çınlama oluşturmuştu. Zombilerin yaklaşan seslerini duydu ve panik içinde çılgınca ikinci kapıyı itti. Kapı gürültülü bir gıcırtıyla açıldı. Kapıyı şiddetli bir gürültüyle kapattığında, içeri girmeye çalışan zombiler kapının diğer yanında kalmışlardı.  ''Buuuurası güüüvenli değiiiiiil mi?''Kulağının dibinde kuru bir fısıltı duydu..........

-Hey bayan dikkat edin!!

-Özür dilerim bayım.

-Önüne baksana kör müsün?

-Üzgünüm ama koyduğunuz teşhis yanlış. Kör  falan değilim ama siz en iyisi yeniden  tıp fakültesine başvuru gönderin.

   (Hay bippppp. Ya  bıraksaydınız da sevgili, belasını arayan Theodore ne olduğunu öğrenseydim..) 

-Hey köpeğimin kuyruğuna bastın!!

-Ah teyzecim kusuruma bakmayın kardeşinizi görmedim. Yanlışlıkla ayağına basmış olmalıyım .

-Yolda giderken hiç kitap okunur mu???

-Okunur neden okunmasın?? Sana da soran olursa beni örnek verirsin.

Okul yolu düz gider. Nah çok düz gider. En iyi örnek ;  ben aklı başında bir kız olarak kaldırımda koşmadan, bir çıt bile çıkarmadan  yavaş yavaş ilerliyorum. Ama nedeni belli olmayan sebeplerden, tanımadığım insanlar sanki bomba yerleştiriyor muşum yada market arabalarıyla yarış yapıyormuşum gibi sürekli  bana bağırıp çağırıyorlar. Yaptığım  ise, öğretmenlerimizin sürekli yapmamızı istedikleri şey. Kitap okumak. Tamam kendimi biraz kaptırıyor ve önüme aslında hiçbir tarafıma bakmadan ilerliyor olabilirim. Ama bu çok mühim, insan öldürüp, kemiklerini kıtır kıtır kırdıran bir şeye sebep olmaz ki. Ya birisinin ayağına basarım veya  duvara, direğe yada birisine çarparım. Olacaklar sadece bunlardan ibaret.. Bu zamana kadar sadece bir kere yolda kitap okurken, önüme bakmamam kötü sonuçlanmıştı. Şimdi eskilere dönüş yapmak için meşhur bir bakış atıp size anlatıyım; Ben yine yolda en sevdiğim ' Korku'  kitabımı okurken, o sahneleri yaşıyormuş gibi sağıma, soluma hayali kılıcım ile birlikte harika manevralar yaparak zombileri öldürmekle meşguldüm. Önümdeki;  sararmış derisi,  siyaha bürünen ve ölümü hatırlatan gözleri ve yine sararmış dişleri olan çirkin zombiye attığım  tekme ile onu yere serip kılıcımla vücudunu ikiye ayırmıştım ki.. Birden çığlık sesleriyle kendimi kaptırdığım dünyadan sıyrıldım ve gerçekliğe döndüm. Meğer attığım son tekme zombiye değil, orada binayı boyamakta olan işçinin merdivenine isabet etmiş ve düşürmüştüm. Mağdur işçi merdiven ile birlikte yolun ortasına, işçi yola, merdiven ise önümdeki kaldırıma düşmüştü. O kadar yükseklikten düşen işçi ölmemiş, yavaşça kalkmaya çalışırken yoldan geçen kamyonun altında kalmıştı. Kanı  her yere saçılmış,  adeta kırmızı boya görüntüsü veriyordu. Gözleri yuvalarından fırlamış, kafatası yarılıp patlamış olan beyni dışarı sarkmıştı. Ben ise tüm bu güzelim sahneyi ağzımda ki koca gülümsemeyle izliyordum. Sonrası işte; hapis, akıl hastanesi, psikiyatri bölümüne bedava bilet... Ah gerçekten olsa, en güzel hediyemi  almış olurdum herhalde. Anladığınız kadarıyla bu sadece bir hayalden ibaretti. Evet merdiveni düşürdüm, düşürmesine ama  hayali  işçi yerine, merdivenin tepesinde, kulpundan asılı olan kırmızı boya ile düşürdüm. Kırmızı boya,  oradan geçmekte olan bir arabanın üstüne düşüverdi. Araba kırmızıya boyandı ve ben kaçışı olmayan kitap cezasına mahrum kaldım.. Başı sadece böyle ufak, gereksiz  şeyler yüzünden kayda bile değmeyen belalara maruz kalan zavallı kız kim mi?....BENİMMM<<<

Yoksa Sen!!Where stories live. Discover now