Gökçe

8 2 1
                                    

Kendini anlayamadığı bir akşamdaydı yine Gökçe. Kaç gündür böyleydi, anlamıyordu halini. Beğenmiyordu duygu durumunu, hoş aslında neden olduğunu biliyordu ama kendine itiraf edemiyordu. Dışarıdan bakan birisi onu şımarıklıkla suçlayabilirdi, her istediğini elde eder, başarılı, neşeli, bir gülüp bir söyleyen bir kızdı. Neyin eksik olduğunu dışarıdan bakanlar anlayamazdı. Kendi de saklardı zaten, yaralarını göstermeye çekinirdi.

Kovalamaca oynayan düşüncelerinden sıyrılmak için yattığı yerden kalktı ve bilgisayarını açtı. Maillerini kontrol etti önce, sonra internette biraz oyalandı. Yok, olmuyordu. Can sıkıntısı geçmiyordu. "Eh... Yaz tatili işte." diye kandırıp duruyordu kendini kaç gündür. Bir işe yaramazlığının bahanesi buydu. İşe yaraması gerektiğini, vakit kaybından hoşlanmadığını bile bile sanki görünmez bir el zorluyordu onu tembel tembel yatması için. Huysuzluğunun nedenlerinden biri buydu. Daha da nedenleri vardı... Ama onlar hep kafasında olduğu için yorulmuştu, durup da dinlemek istemiyordu kendini. Bu akşam da bu düşünceleri girmeyeceğini söyledi kendine. En iyisi uyumak, yeni bir güne uyanmaktı. Alarmını kurdu, eline aldı telefonu ve uyuyana kadarki sürede telefonla uğraştı. Hep bunu yapıyordu, hedefi erken yatmak ve erken kalkmakken imkansız bir saate alarm kuruyor ve geç saate kadar oyalanıyordu. Her sabah ve her akşam bu oluyordu. Kendinden biraz bıkmıştı Gökçe, olayları oluşuna bırakmak değildi bu umursamıyordu artık. Umursamıyordu ama üzülüyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 10, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

GÖK MAVİWhere stories live. Discover now