••7••

79 16 32
                                    

Multimedia: Ev

Yazar'dan....

Araz'ın kollarına sıkışmış korkunun ilmek ilmek işlendiği bedenin sahibi Engin Tan, alnına nişan alan bomboş mavilere sahip kızı, bakışlarının hedefi yapsa da bu bakış Gece'nin umurunda değildi. Üzgündü ama sinirli bakışları hak ettiğini düşünmüyordu. Sadece bir kez olsun düşünmeden oluruna bırakmak istedi düşündükçe çıkar yol bulamayan Araz. Bunu başaracaktı. Bu adamı öldürmesi gerekirse öldürecekti, işkence etmesi gerekirse edecekti. Ama asla sonunu düşünmeyecekti. Bu işin sonunda ne olacağını bilmeyi şiddetle red ediyordu. Fakat unuttuğu karanlık olduğu kadar da onu perperişan eden bir gerçek vardı ki, artık isminin başına katil eklenerek anılacaktı. Asla geri dönüşü olmayan bir olayın baş rolü seçilmişti.

"Ne istiyorsunuz?!"

"Canını."

"Ordan bakılınca yaşamaya hevesli mi duruyorum?"

"Ölümü arzuladığın da söylenemez"

"Piyon gönderdi değil mi? Ama inan, inandığın şeyler vazgeçtiğin şeyler kadar önemli değil."

"Ordan bakılınca bu ne kadar umrumda gözüküyor?"

Gece ile ölümü ensesinde hisseden Engin Tan arasında geçen konuşmayı dikkatle dinleyen Araz konuşmanın bittiği biliyordu, tıpkı kelimeleri kullanmasının vakti geldiğini de; ama bir kaç şeu söylemeden önce bir soru işareti kendini göstermişti zihninde elinde olmadan.

Piyon ile bağlantılarını nerden biliyordu?

Ucu açık soru genç adamı meşgul ettiği kadar ortağı; dipsiz mavilerin sahibi kadını da meşgul ediyordu. Hissettiklerini zerre dışarı yansıtmayan bu ikili hislerini öldüreceklerdi bugün aslında. Engim Tan vazgeçtiklerini söylerken vicdanlarından mı bahsetmişti? Yada bedenlerindeki masumluğu kanlı ellerle bozacaklarından mı? Bulundukları oda, her şeyin gerçekten bir bailangıcı olacaktı.

Karanlık odada karanlık silüetler olarak kalacaklardı.

Hislerinin yok olacağını anlayan Araz ne yazık ki ucu açık sorunun cevabını bulamamıştı. Üstünde durmayı da sonraya erteleyerek olduğu konuma odakladı kendini.

"Herkes yaptığının bedelini öder, Engin Bey."

"Bedel ödemek için suç işlemek gerek, genç adam"

"Suçun olduğu için burdayızdır belki de?"

"O herife inanmanız aptallık!"

Gece sıkılmış olacak ki silahının hedefinde olan ölmesine dakikalar kalan adamın alnından kaydırarak  kulağına tereddütsüz ateş etti. Tok ses kulaklarını çınlatsada kendince alıştırıyordu kendini. Ne gariptir ki, kendisini öldürmeye alıştırıyordu. Bu duruma inanamaz gibi sancılar giren kalbine boştaki eliyle baskı uyguladı.

Araz, boğazına doladığı koluna akan kanlara yanaklarının içini ısırarak dehşetle bakarken ay tenli kadın da dişlerini sıkıyordu kalbindeki sancılar sebebiyle. İşlerinde ciddi olduğunu göstermek amacı ile yaptığı ön hazırlığa, devamını da fiili olarak göstermeden sözcüklere döktü olacakları,

"Bir kez sorarım. Sana yalvarmam. Şans asla tanımam. Ölümünü de sade yapmam. Şimdi söyle; Piyon ile arandaki dava ne?"

Engin Tan dolu gözlerini saklama gereği duymadı geçmişini tozlu raflardan eline aldığında. Herşeyi bir çırpıda anlatmak istesede daha kendinin kabullenemediği bir şeyi onların kaldırabileceğini sanmıyordu. Ama küçük birkaç şey söyleyebileceğinden de emindi.

Gece'nin GerçekleriWhere stories live. Discover now