Roberto senin mantığın 300-500 adamım

520 14 6
                                    

Selam millet ben çılgın yazarınız :)Bu hikayeyi uzun zamandır düşünüyordum ve siz okuyucularıma sunmayı düşündüm.Umarım yansıtmak istediğim duyguları analr ve hikayemi beğenirsiniz.Çılgın yazarınız tarafından seviliyorsunuz hepinizi öptüm şap şuppp :) Resimdeki Roberto.

Bugün günlerden Cuma saat 12.42  ve ben daha yeni kalkmıştım.Düşünmem,üzülmem ve karar vermem gereken yığın şey vardı.Onları bir kenara ayırdım ve uyanabilmek için kendimi buz gibi soğuk suya attım.Soğuk su vücuduma değerken uykumun dağıldığını hissettim.Uvvvvv !!!! soğuk aaa buz gibbi... bbır!!! sesleri eşliğinde banyodan çıktım.Kızımın sesi gelmiyordu,muhtemelen hala okuldaydı.Mutfağa yönelip kendime tost yaptım,karnım doyduktan sonra etrafı topladım ,çamaşırları yıkadım,iş için gerekli listeleri hazırladım.Yapacak işlerim bitmişti ve sadece bir buçuk saat geçirebilmiştim.Salondaki koltuğa oturup bağdaş kurdum,düşüncelerim,üzüntülerim ve kararlarım tek tek beni rahatsız ediyordu.Bir kocam var mıydı?Elbette,belki...yok gibi birşey.Eski olmaya yüz tutmuş bir kocam vardı ve ben ondan boşanmayı düşünüyordum.Neden mi?Beni aldattı,hemde sayamadığım kadar.Aklıma bir ay önceki görüntüsü geldi.Juliet o gece arkadaşından kalacaktı ve benimde iş toplantım vardı,patronum Oliver Piers bizi yeni metresi Pamella Herbert ''şimdiki iş rakibim''ile tanıştırıyordu.Adam evli be!Akşam eve geç geldiğimde ev karanlıktı ,ceketimi çıkarırken içerideki inlemeleri duydum.Yoksa yoksa Juliet ve ve bir erkek mi diye düşünüp bir hışım yatak odama girdim.Benim yatak odamda,benim yatağımda,benim en sevdiğim nevresim takımımın üzerinde benim sevdiğim kocam,bir kadını beceriyordu.Ben olayları hazmedemezken kocam''eski olacak kocam''beni gördü ve toparlanmaya çalışırken yanındaki kadını ya da kızı yere düşürdü.Kız eşyalarını toplayıp kısacık bir sürede evden çıktı.Benim sevgili(!)kocacım gözlerimin içine bakıp''ö-öööö-öözür di-dii-dilerim ''dedi.Bir başka anım gözlerimin önüme geldi.Juliet sarsılarak ağlıyordu,yanına gidip nedenini sorduğum zaman bana telefonunu açıp bir resim göstermişti.Resimde Roberto kızıl bir kadını öpüyordu,ya da dudaklarını yiyordu emin değildim.Kızımı o adamın babası olmadığına ikna ettim ve bunu da diğer ihanetlerin arasına koydum.Birikiyordu,her bir yalanı,ihaneti...Aslında ilk başta terk etmem gerekirdi ama Juliet vardı ve onu babasız bırakmak istemedim.Ona haksızlık yaparmışım gibi hissettim ama Juliet artık yeterli olgunluğa ulaşmıştı.Yakın zamanda 17'sine basacaktı.Son iki haftatır Roberto'dan ayrıydım.Juliet babasının iş seyahatinde sanıyordu.Ben bunları düşünürken yatak odamdan telefonumun sesi geldi. İti an çomağı hazırla!

-Alo

-Selam karıcığım seninle görüşmeyeli uzun zaman oldu.

-Cehenneme git Roberto!

-Sesini ne kadar da özlemişim,tıpkı bir melek gibi.

-Meleklerin nesi olur biliyor musun Roberto?

-Kanatları mı aşkım?

-Hayır Roberto,aşk okları olur ve o okun sivri kısmıda senin bir yerine girsin.

-Aaa! Hiç yakışıyor mu senin gibi bir bayana?Ben sadece bir kahve içelim mi diyecektim.

-İyi dedin şimdi kapa-

-Ah hadi ama tatlım bu ayrılık daha ne kadar sürecekk?dedi o bunları söylerken bende boşanma kararımı onunla paylaşmam gerektiğini düşündüm.

-Roberto,saat 3.30 gibi Cafe De La Rue'de buluşalım.

-İlk buluştuğumuz kafe ha?

-Hayır Roberto eve en yakın kafe o.

-Peki,peki tatlım seni çoook öpüyorum.

-Kendi kıçını öp Roberto,deyip telefonu yüzüne kapattım.Bu isteyerek son buluşmamız olacaktı galiba bu yüzden Roberto'ya güçlü kadın imajımı yansıtmalıydım.Hayır sakın yanlış anlamayın Roberto'yu artık sevmiyorum,sadece kızım için katlanıyorum.Amacım beni bir sürü kadınla aldattığına pişman olması.Bence her kadının içinde böyle bir şey vardır.Islak sarı saçlarıma dalgalı fön çektim.Beyaz bilekte biten bir kot pantolon,siyah kollarını kıvırdığım bir ceket,şifon bir gömlek,kırmızı düz babetler ve kırmızı rugan bir çanta.Rugan çanta biraz iddialı olmuştu ama umrumda değildi.Yeşil gözleriminin altına mavi bir kalem çektim,Chanel No:5 parfümümü odaya sıkıp içinden geçtim.Ellerimle saçımı düzelttim ve kapıyı çekip çıktım.Kafe evime yakındı bu yüzden yürümeye başladım.Kafe hala Roberto'yla tanıştığımız günkü gibiydi.Kırmızı-beyaz bir tente,dışarıda demirden masa ve sandalyeler....İçerideki ortam dışarıyı aratmıyoru;ahşap masalar,gerilere doğru tuğla bir duvar ve şömüne,yanında serpiştirilmiş puflar vardı.İçeriye şöyle bir baktığımda Robert'i göremedim.Şömineye akın ahşap masalaradan birine oturdum.Şirin garson bir kız yanıma siparişimi aldı ve gitti.Beş-on dakika sonra Roberto gelip yanımdaki sandalyeye oturdu.Kocam hala karizmati biriydi,her kadının dönüp şöyle bir bakacağı biriydi;grileşmeye yüz tutmuş siyah saçları vardi,kahverengi sıcacık bakan gözler,bir sürü yalan iltifatı.''Seni özledim Melodie''diyerek elimi tuttu ve okşamaya başladı.Elimi bir hışımla çektim.

-Roberto buraya seninle barışmaya gelmedim,dedim.Elimi tekrar ellerine hapsetti ve okşamaya başladı.Ah, bu çok sinir bozucu.

-Melodie hatırlıyor musun,sen 18 yaşındaydın ve ben senin üzerine kahve dökmüştüm.Sen sinirlenip bana bir tokat patlatmıştın,seninle bir kahve sayesinde tanışmak ne ilginç değil mi?Kahve sayesinde bir daha tanışırız diye düşündüm.

-Roberto ergenler gibi hayal kurmayı kes 40 yaşında bir babasın sen,rüyalardan önce sorumlulukların geliyor hatırlatırım.Ben işte seninle bu yüzden konuşmak istedim ben-

İştee kahveniz geldi hanımefendi,buyrun diyerek garson kız kahvemi önüme koyup Roberto'ya baktı.Roberto'da her zamanki öküzlüğünü yapıp kıza göz kırptı.Kız utanarak yanımızdan ayrıldı.

-İşte,işte Roberto bundan bahsediyorum.Ben seninle burda boşanma konuşması yapmaya çalışıyorum,sen millete göz kırpıyorsun,dedim.Roberto uzun cümlemi algılarken gözleri büyüdü.

-Bo-boo-boşanma m-mıı ?A-a-ammaa hayatım,meleğim biliyorsun ki ben seni çok seviyorum ve yine biliyorsun ki bizim bir kızımız var.

-Evet,evet biliyorum ve düşündüm Roberto,çok düşündüm.Juliet büyüdü ve olgunlaştı,sensiz ev daha huzurlu emin olabilirsin buna,kimse sen yoksun diye şikayette etmiyor,evde başka aldatmalarda görmüyorum yani bunların hepsi iyi şeyler.Sensiz daha rahatız biz emin olabilirsin.Roberto gözlerini masaya dikmiş bir şey söylemiyordu.Konuşmam bitince üzgün gözlerle bana baktı.

-Juliet kimde kalıcak?

-Sen onu dert etme,nasıl olsa 18'ine girecek reşit olmasına az kaldı ve sen çalışmıyorsun yani sende kalamaz ama istediğin zaman görebilirsin Juliet'i.

-Bu karardan emin misin?

-Son derece eminim Roberto,klasik olacak ama hepimiz için en iyisi bu,gerçekten.

-Pekala Melodie,madem böyle olsun istiyorsun tamam ama emin ol pes etmiyeceğimde,sürekli seni bu kararından vaz geçirmeye çalışıcağım.Bugün dikkat ettimde pek güzel olmuşsun,fazla güzel.Bu halin hoşuma gitti.Roberto yine sululuklarına başlamıştı en iyisinin kalkmak olduğunu düşünürken,Roberto kahveyi alıp üzerime boca etti.Hiçbirşey o filmlerdeki gibi ağır çekimde de olmamıştı hani.Beyaz pantolonum kahverengi olmuş ve ıslanmıştı,kahvem sıcak değildi ama berbat görünüyordum.Roberto'ya ateş saçan gözlerle baktım.

-Sen ne halt ediyorsun Roberto.

-Ben,ımm,ya hani biz kahve ile tanıştıkya hah işte kahve dökersem üzerine yine tanışırız diye düşündüm.Az öncede söylemiştim.Hep filmlerde böyle şeyler olur işte ya.

-O filmlerde olur seni kaka kafalı herif,ben burdan çıkıp işe nasıl gidiceğim şimdi?

-Az önce fazla güzeldin meleğim,dedi göz kırptı ve kafeden çıktı.Sinirlenince ağzım bozulduğu için bildiğim bütün küfürleri ederek beddualar eşliğinde kocamdan lanet ettim.Kahvenin parasını ödeyip,tuvalete gittim.Duvar ve yer beyaz fayans döşeliydi ve 4 kabin vardı.Tuvalette kimsenin olmadığını anladığımda gömleğimi çıkarıp ıslak mendille sildim.İçimde siyah atletim vardı ve kötü durmuyordu ama pantolonumu ne yapacağımı bilmiyordum.Gömleğimi çantama tıkıp ilk kabine girdim ve ağlamaya başladım.Şimdi neden ağlıyordum ki?Canım acıyordu,taşıdığım yük bana fazla geliyordu.Roberto'yu idare etmekten yorulmuştum.Ben çocuk gibi kabinde ağlarken kapının açılma sesini duydum.İki kişi vardı galiba.Öpüşme sesleri gelmeye başlamıştı.Ah!!!Lanet,lanet double lanet olsun!Bu ne ya gidin kendinize bir oda bulun be !Şimdi ben ne yapacağım?Kabinde bi beş dakika beklesem belki giderler.Evet tamam beş dakika müsade,sonra olanlara karışmam diyerek iç sesimle karar verdik.1 dakika 25 saniye....İtme sesi ve çarpma sesi.Lütfen düşündüğüm şeyi yapmayın,lütfennnn.Devam eden öpüşme sesleri.Yuhhh!!! 3 dakika 36 saniye....Ne birbirlerinimi yediler acaba diye merak ettim ama yok öpüşme sesleri devam ediyor.4 dakika 18 saniye....Bir inleme ses.Hayır,hayır hadi ama yeter koçum!!! 4 dakika 56 saniye...57....58...59...ve 5dk dolmuştu ama içeriden hala öpüşme sesi geliyordu.Sadece öpüşme olduğunu umarak kabini açtım ve kabin yandaki kabinin kapısına çarparak ses çıkardı.İki çift gözün bana döndüğünü gördüm.

Neeee!!! Senin ne işin var burada?

♥♥♥ AŞK OLSUN ♥♥♥Where stories live. Discover now