“Bunlar nereye siktir olup gidiyorlar” dediğimde cevaplayan olmadı.

“İyi erkek arkadaşını gönder Ecmel alkış sana” dediğimde bana şaşkın gözlerle baktılar.

“Deniz beni bırakmadı. Sadece okul çıkışı PES atacaklarını söylediler ben de izin verdim”              dedi soğukça. Bir dakika

PES ATACAKLAR VE BENSİZ

Sikerim lan belanızı ırıspılar.

“Kızlar bana bi ara küsersiniz ama yardımınıza ihtiyacım var.” Dedim ve hazırlanmaya başladım.

“Bir şey demeden peşime takılın yoksa ölürsünüz.” Dedim tehditkar bakışlarımı onlara atarak.

Hemen çantamı alığım gibi koridorda koşturmaya başladım. Bunu çok ağır –özellikle Uluç bey- ödeyeceklerdi.

Merdivenlerden aşağıya indim ve yolda salına salına yürüyen enayilerimi gördüm. Kızlar da peşimden gelmişlerdi. Öne eğilip fısıldadım.

“Sadece yaptığımı yapın” dedim ve koşmaya başladım. Uluç’un sırtına atlamamla Burçak ve Ecmel de Deniz ve Güray’ın sırtına atlamıştı. Üçü de sendelerken içimden kocaman bir oh çektim. Üçü birden arkasını döndüğünde şaşkınca bize bakan Cansu’yu gördük. O atlamıştı. Doğaç yanına gitti ve sırtını gösterdi.

“Saçmalama Doğaç alçın yeni çık- aaaa” birden bağırmaya başladı çünkü Doğaç onu sırtına aldı ve döndürmeye başladı. Dirseğimi Uluç’un kafasına koydum ve elimi yumruk yapıp iç geçirdim.

“Benim hiç böyle bir sevgilim olmayacak. Uluç’un bile boklu Merve’si var.” Dedim sesi bir şekilde. Aslında ben romantik bir aşk istemiyordum ama insan imreniyor işte ne yapacaksın.

“Bir daha şu kıza boklu deme”  ooo Uluç bey satış. Kaç yıllık arkadaşını bu bokluya mı satacaksın. Öle olsuunnn.

“Sus konuşma it herif. Bir daha bana küsersen azına bok doldururum” dedim ve onu gülümsettim. Sonra da yanağını öptüm. Yanımıza geldiler ve beni ittirmeye başladılar.

“Bu bizi bıraktığın için, bu taşındığın için, bu abin ortaya çıkıp bizi unuttuğun için, bu da annem için…” gibi şeyler söyleyip beni dövmeye başladılar.

“Uluç, uçur beni sıpaydiğğğ” dedim ve ulu aralarından çıktı. Bu sefer biz onları kovalamaya başladık. Dershaneden çıkanlar ise bu halimize sadece gülüyorlardı. Bir ara deve güreşi yaptık ama kimse yere düşmedi. Kahkahalarımızın ardı arkası kesilmiyordu.

“Siz hayatımda gördüğüm en mükemmel erkeklersiniz” dedi Burçak kahkaha atarak. Gülümsememle onu onayladım. O anda gözlerim bir noktaya odaklandı. Buz gibi gri gözler. Yanındaki can alıcı kahverengi gözleri de yok sayamadım. Ah Allah’ım olamaz ya. Onların burada ne işi var.

Egoist ♕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin