Ayağı Kırık Tahta Masa

arap

ev öyle güzeldiki bülbül yuvası gibi.hele bahçe.evin penceresinden bakınca sonu görünmüyodu .en çok zeytin ağacı vardı.sonra erik ağaçları,ayva,muşmula,nar...bir sürü meyve ağacı.baharın gelmesini bekliyoduk sabırsızlıkla.erikler olucak ve biz hepsini yiycez.iyice yerleştik evimize.alt katı mutfak olarak kullanıyorduk.annem duvardaki raflara sıra sıra dizdi çiçekli melamin tabaklarımızı.masamız ,ocağımız bide tek kişilik divanımız yerleştiriliverdi mutfağa.üst katta iki oda vardı.ilk oda bizimdi.bi karyola ve tek kişilik divanı yanyana koydu annem.pencerenin önünü açık bıraktı.ordan bahçeyi seyretmek camı açıp odayı havalandırmak daha kolay oluyodu.karyolaya üç kız sığdık.yeşim daha minnak iki yaşlarında.kıvırcık kabarık saçları var.nazlı.nazlı çünkü evin en küçüğü.yan oda oturma odası oldu.iki çekyat aldı annem oraya .televizyonumuz orta sehpamız.harika oldu.

allah bereket versin,allah annemin babamın cebine çok çok paralar versin.bu bizim yemek sonrası ettiğimiz duamızdı.her yemek sonrası büyük bir inançla ağzımız dolu dolu dua ederdik.allah annemin babamın cebine çok çok paralar versin.adem bazen mızıkçılık eder,etmiyom yaaaa dua falan,ediyom ediyom hiç para verdiği yok derdi.isyankar kardeşim benim.biz üç kız yıllar boyu devam ettirdik duamızı.adem haklı çıktı.allah annemizin babamızın cebine hiçbirzaman çok çok paralar vermedi...

birde akşam yatınca yaptığımız iyigeceler faslımız vardı.iyi geceler anne,iyigeceler baba,iyigeceler yeşim,iyigeceler mine,iyigecelerağaç,iyigeceler sürahi,iyigeceler,yastık,iyigeceler,çanta...bitmek bilmezdi...tek tek sayardık aklımıza gelen herşeyi.belliki oyun bellemişik.birde gökgürlediğinde annem eşliğinde salavat getirirdik hepbir ağızdan.eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü ennemuhammeden rasulullah.annem korkar üstüne üstlük bide bizi korkuturdu.laf aramızda hala korkar ve salavat getiririm

bi gün adem elinde minnakmı minnak bi köpek yavrusuyla geldi.allahım nasıl tatlı bişey.siyah beyaz.niye adını arap koyduysak koyduk işte.aileye bir fert daha eklendi.

nerden geldiyse geldi birgün bahçede birde kedi peydah oldu.yavru falan değil ama.enikonu bir tombik kedi.hadi sende hoş geldin dedik.tombik kocaman kediyede minnak dedik.o minnağın bir horlaması var inanmazsınız işte.eve iyice yerleşti bu minnak.yayılıyo bütün gün çekyatta,halının üzerinde.yiyo içiyo keyfi yerinde.bi gece uyuyoz ,yorganın üstünde bişehorluyo.bi tekme vurdum havaya zıpladı hayvan.uyucak yermi yok a minnak.sıcak buldu,kalabalık buldu sığışıyım dedi büyük ihtimal.hadi geldin bari horlama dimi ya.sonraları hergece geldi yatağın üzerinde uyudu minnak.bi sabah miyavlama sesleriyle uyandık.bir değil birsürü miyav miyav.yatağın altından geliyodu sesler.sen bizim minnak tombik değil hamileymiş.üç tane nurtopu gibi yavruyu bizim yatağın altında gece doğur.çok minikler.gözleri açılmıyo.annem yan tarafta dam var oraya götürün dedi.ademle alıp taşıdık onları damın köşesine yerleştirdik eve geldik.bi baktık minnak almış yavruyu ağzında sallıya sallıya merdivenlerden yukarı bizim odaya getiriyo yine

o gün gün boyu üç dört kez yavrular dama götürülüp,minnak tarafından tekrar geri getirildi.pes ettik sonunda.