7.Bölüm - Son Adım

1.3K 109 26
                                    


Astraea Göz'ün simgesi bulunan yeşil kâğıdı kutunun yanına bıraktıktan sonra Alexander'ın saniyeler içinde kapıp getirdiği bir çeşit bıçakla kutuyu açmışlardı. Kutunun içindeki materyalleri birer birer koltuğa dizerlerken sessizce onları izledim.

"Zarfta ne var?" Alexander'ın sorusunu yöneltirken gözlerini Astraea'nın açmakta olduğu zarfa dikmesiyle, yanlarına yaklaştım ve mektubu okumaya çalıştım. Zarfın içine katlanarak konmuş iki ayrı kâğıttan birini açan Astraea sesli bir şekilde yazanları bize aktarmaya başladı.

"Size bıraktığım küçük çuvalın içinde bulunan ışın taşlarını kullanarak uğramanızı istediğim adrese gidin. O evin sahibi size yardımcı olacak, siz de ona yardım edeceksiniz. Tek yapmanız gereken şey şu: Bu zarfta bulunan bir diğer mektubu ona iletmek..."

Astraea mektubu okumayı bitirdiğinde Alexander kahverengi bir çuvalın ağzına bağlanmış düğümü hızlı hareketlerle çözdü ve çuvaldan kopkoyu, siyah renkli ışın taşlarını çıkardı.

"Dikkatli ol, onlar çabuk dağılan taşlardır." Tanrıça uyarısını yapıp elindeki mektubu kutunun içine gelişigüzel bıraktıktan sonra, ileteceğimiz mektubu dikkatle yeniden zarfa yerleştirdi.

"Kutuda başka bir şey yok mu?" diye sordum beklentiyle diğer parçalara göz gezdirirken. "Sanırım diğer şeyleri Göz'ün gitmemizi istediği yere gittikten sonra anlamlandırabileceğiz." Alexander'ın açıklaması makul görünüyordu. Zira bütün parçalar birbirinden oldukça uyumsuzdu.

"O zaman son hazırlıklarımızı da yapıp yola çıkalım." Astraea yüzüne yayılmış heyecanı gizleyememişti. İlginçti, ben bile bu yolculuk için heves duymaktaydım.

*

Alexander'ın rehberliğinde yanımıza ihtiyaç duyabileceğimizi düşündüğü materyalleri almış, hiç zaman kaybetmeden Göz tarafından gönderilen ışın taşlarından birini kullanarak gitmemizi istediği bölgeye ulaşmıştık.

"Bu ev senin evinden çok daha büyük," Gözlemimi içimde tutmamayı tercih etmiştim. Alexander beklemediği yorumum karşısında önce şaşırmış, ardından da gülmüştü. "Eh, asırlar süren hayatımda zenginliğin peşinden gidilmesi gereken bir şey olmadığını anlayacak kadar şey gördüm." Keşke diğer insanların da onun kadar ömrü olsaydı diye düşünmeden edemedim. Zira birbirlerine en çok zararı geçici servetler edinebilmek adına veriyorlardı. Biz büyük bahçenin ortasında, kapıya ulaşan kısa merdivenlere doğru ilerlerken bahçede kimsenin olmaması dikkatimi çekmişti. Evde kimse var mıydı acaba? Yoksa Göz içeriye bir şeyler saklamıştı ve bizim onu bulmamız için mi bizi buraya yollamıştı? İnsan yavrularına, sürekli unutuyordum şunların isimlerini, çocuklara benzer meraklı tavrımla sessizce ilerlemeye devam ettim. Astraea ve Alexander da benim merakımı paylaşıyor gibi görünseler de, konuşmuyorlardı.

Bahçeyi herhangi bir canlıya rastlamadan aşıp küçük merdivenleri de tırmandıktan sonra evin kapısına ulaşmıştık. Alexander oldukça sabırsız bir tavırla kapıyı iki kez tıklattığında, onun da en az benim kadar heyecanlı olduğunu anlayabilmiştim. Kulaklarımı duyu yeteneğime kilitlediğimde içeriden gelen sesleri dinlemeye başladım. Bir merdiveni baştan aşağıya hızlı adımlarla inen gürültülü ayak seslerini gittikçe yaklaşan adım sesleri takip etti. Kapı açıldığında karşımızda Alexander'dan biraz daha uzun boylu, mavi gözlü, kumral ve genç bir adam vardı.

"Sizi bekliyordum, gelin içeri." Aceleci bir tavrı olması beni şüphelendirse de, Astraea ile Alexander'ın tereddüt etmeden içeri girmesiyle onları takip etmek durumunda kaldım. Üzerine sabitlediğim şüpheci bakışları fark eden genç adam çabucak açıklamasını yaptı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 08, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MOMENTUMWhere stories live. Discover now