GÖKYÜZÜNDEKİ TEK YILDIZ

13K 1.3K 1.2K
                                    


7

Cümleler susup yerini kelimelere bıraktığında, kelimeler susup yerini nefeslere bıraktığında, nefeslerde susup yerini sessizliğe bıraktığında, ben buradaydım.

Ben hep buradaydım.

Bu dipsiz kuyuyu andıran çöküşümde, bu sonsuzluğa uzanan sessizlikte, hep buradaydım. Yaşamım, sağır bir insanın yaşamına benziyordu. Oysa ben sağır olmadan tatmıştım sessizliği.

Sessizliği, annemin soğuk bakışlarından, babamın boğazında düğümlenen kelimelerden tatmıştım.

Oysa ne güzel olurdu, onun ağzından dökülecek cümleleri duymak.

Bir sürü ses.

Etrafımda bir sürü ses vardı. İnsanların bağrışmaları, tezahüratları, arabanın motorundan ve tekerleklerinden çıkan sesler, Vincent'ın açtığı bangır bangır çalan müzik.

Birde kalp atışlarım.

Kalp atışlarım, oldukça gürültülü bir şekilde kulağımda uğulduyordu.

Sessizlikten yaratılmış bir insan için, bunca gürültü çok fazlaydı.

Sessiz bir dünyam vardı benim. Kimse benimle pek konuşmaz, bende odamdan pek çıkmazdım Tek duyduğum, öğretmenlerin sesi ve sevdiğim şarkılar olurdu. Bundan hoşlanmıyor değildim.

Ama sessiz bir dünya, aynı zamanda yalnızlık anlamına geliyordu.

Yüzünüze bir bir kapatılan kapılar, sizi öylece ortada bırakan insanlar, uğradığınız hayal kırıklıkları ve daha niceleri.

Yıllardır sessiz bir şekilde donakalmış olan dünyam, Vincent'ın dönmesiyle bir kaosa bürünmüştü.

Bir kaosun içinde yaşarken ne yapardınız?

Ya kendinizi o kaosa bırakırdınız ya da akıntıya kapılmamaya çalışırdınız.

Sanırım benim durumumda çok geç kalınmıştı.

Çünkü çoktan onun çekimine yakalanmıştım.

Beni öylesine çekiyordu ki kendisine, güneşe uçan İkarus gibiydim.

Ama İkarus'un sonunu, herkes bilirdi değil mi?

Keskin bir virajda, direksiyon aniden kırıldığında hızlı bir nefes aldım ve kafamı pencereye çarpmamak için tutundum.

Vincent bir kahkaha attı.

"Eğleniyor musun Gece?"

Midem bulanıyordu. Eğlendiğim söylenemezdi. Vincent yarış başladığından beri, ölmek istermiş gibi sorumsuz bir şekilde sürüyor, arabayı oradan oraya atmakta hiç çekinmiyordu.

Batı'nın bizi geçmesine hiçbir şekilde izin vermiyor, sanki arkamızda cehennem zebanileri varmış gibi davranıyordu.

Gözlerindeki çılgınca bakışa baktım. Bu iyi değildi. Bu Vincent değildi.

Cevap vermediğimi duyduğunda sırıtarak konuştu.

"Ben çok eğleniyorum. Sanki uzun zamandır ilk defa nefes alıyorum."

Şaşkınlıkla ona baktım. Bu da ne demekti böyle? Vincent'ı değiştiren bir şeyler olduğunu biliyordum ama, gerçekten o kadar kötü müydü?

Bilmiyordum.

"Uzun zamandır ölüme ilk defa bu kadar yakınım mı demek istedin?"

Bu, onu güldürdü.

GECE'NİN MAVİ PALETİWhere stories live. Discover now