Bölüm 28

6.4K 260 30
                                    

*DÜZENLENDİ*

Bölüm 28

Ateş'ten;

Sinirle ayağımı sallarken bir yandan da söyleniyordum. Bu uçaklar neden rötar yapıyordu ki?

“Ne zaman kalkacak bu uçak?”

Pamir telefonu kapatıp bana döndü.

“Abi elimden geleni yapıyorum görüyorsun.”

Yanımdaki koltuğa oturdu. Mira bizi arayınca hemen harekete geçmiştik. Her şey hazırdı fakat tek problem uçaktı. Yazın ortasında fırtına nerede görülmüş?

Yarım saat sonra sonunda uçağa binip havalanabilmiştik. Uçak Pamir'e ait olduğu için bir problem çıkmadığı sürece hiçbir havaalanında durmadan York'a gidebilecektik.

5 saatin sonunda İngiltere'ye indiğimizde hemen kiraladığımız arabaya binip York'a gitmeye başladık. Önce Mira'nın söylediği karakolu bulacaktık.

Pamir yanımda sakin bir şekilde tabletine bakarken ben sinirden kafayı yemek üzereydim. Bir aydır Mira kayıptı, annem neredeyse her gün sinir krizleri geçiriyordu, Mira'nın yokluğunu fark eden Mirel durmadan bana Mira'yı soruyordu. Artık sabrım kalmamıştı. Yine de sakin kalıp sordum.

“Karakol nerede?”

“Şoför burada uzun zamandır yaşıyormuş. Karakolun yerini bildiğini söyledi.”

Yaklaşık on dakika sonra araba durduğunda hemen inip etrafıma bakındım. Sanırım Mira'nın bizi aradığı karakol burasıydı.

Hemen içeri girip kapıdaki görevliye amirlerinin yerini sordum. Ya da burada ne diyorlarsa.

Pamir sessizce arkamdan gelirken ne olup da bu kadar sakin kaldığını merak ediyordum. Sonunda yetkili birini gördüğümde selamlaşma faslını geçip direk Mira'yı sordum.

“Kardeşim nerede?”

Adam bozuk İngilizce'siyle konuşmaya başladı.

“Öncelikle sakin olun beyefendi. Üstündeki GPS'den nerede olduğunu bulacağız.”

Adamla beraber bilgisayarların olduğu bir odaya girdik. Adam bir şeyler yaptıktan sonra bize döndü.

“Lokasyon bilgilerini kaydedin lütfen.”

Hemen telefonumu çıkarıp adamın gösterdiği bilgileri not aldım. Sonunda karakoldan ayrıldığımızda yüzümde kocaman bir sırıtma vardı. Mira'yı bulmaya bir adım daha yaklaşmıştım.

Tekrar arabaya binip adamın verdiği bilgileri haritaya girdim ve çıkan konumu Pamir'e gösterdim. Arabayı büyük bir hızla gösterdiğim konuma sürerken arkadan da babamın çok güvendiği birkaç adamı geliyordu. Normalde o adamlar şoförlük yapıyorlardı fakat babam bize yardımcı olmaları için yanımızda göndermişti.

Sonunda konumdaki evi bulduğumuzda kapıda iri yarı bir adamın durduğunu gördük. Silahı olup olmadığını buradan göremiyorduk fakat varsa baya zorlanacaktık. Silahsız olduğumuz için hepimizin hayatını tehlikeye atacaktık. Bu yüzden arabada beklemeye başladık. Eğer Aker evden çıkarsa onu gafil avlayabilirdik.

Fakat beklediğimiz gibi olmadı. Neredeyse akşam olmasına rağmen eve giren çıkan olmadı. Bu yüzden biz de harekete geçmeye karar verdik. Plan da aynen şuydu;

Güneş gözlüğümü ve sırt çantamı düzelttikten sonra evlere baka baka ilerlemeye başladım. Elimdeki telefona bakarken yanlış yerde olduğumun farkına varmıştım. Bu yüzden dönüp ilk gördüğüm insana baktım; kapıdaki koruma!

Abim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin