5 CADI 1 DADI

18. Bölüm" Terk ediliş"

5 Cadı 1 Dadı.

Yazar: Yaren ARAS

İnstagram : yrn. ars (ŞU ANDA KULLANMIYORUM.)

Bölüm şarkısı : SEN BENİMSİN.

Bölüm : 18 (ONSEKİZİNCİ BÖLÜM)

  stiles_-buse_-perrie ithaf ediyorum. güzel yorumları için teşekkür ediyorum:)

 
                      "Hayat bazen hiç olmadık yerde hiç olmadık bir zaman da mutlu eder ya seni!."

TOPRAK:

Sinir ettiğim dev tarafından sınıftan kovulduğumda kantine doğru ilerlemiştim. Zaten gidecek başka bir yerim yoktu. Bahçeye çıksam elbet bir öğretmene yakalanır azar işitirdim. Kantine fazla uğramazlardı çünkü okulumuzda öğretmenlere özel bir kantin daha vardı. Kantine giriş yaparak etrafı yokladım. Herkes derste olduğu için iki üç kişi hariç kantin boştu. Onlarda büyük bir ihtimal ya benim gibi dersten atılmışlardı ya da son sınıf öğrencileriydi. Arada bir boş dersleri olunca burayı işgal ederlerdi de sayın büyüklerimiz. Her neyse. Kuytucuk bir köşeye geçtim ve bir sandalye çekerek oturdum. Ardından kafamı kollarıma yaslayıp derin bir uykunun beni esir almasına izin verdim.

-

Kolumun dürtülmesiyle rahatsız olarak kıpırdandım. Tekrar dürtülmem ve cırtlak çıkan Kumsal'ın sesini duymamla daha fazla devam edememiş kafamı kaldırmıştım. O güzel uykumdan uyandıran Kumsal'a ve etrafa aval aval bakmaya başladım. Okuldaydım ve hâlâ kantindeydim.

"Günaydın Toprak Hanım." Diyen ve tepemde duran Kumsal'a baktım.

"Zil mi çaldı? Sırada ki ders ne belki biraz daha uyurum."

"Toprak tam üç saattir uyuyorsun zaten. Kalk sınıfa gidiyoruz."

"Üç saat mi?!"

" Üç saat ya! Üç ders saati!"

Üç saat! Koca üç saat ben yatmış mıydım yani? Yuh! Oha Toprak oha! Boşalt da semerini ye bari. Ben gece bile uyuyamayan, haftalarca uykusuz dolanan kız üç saat uyumuştum ha! Hem de okulun rahatsız naylon sandalyesinde. Ben şoktan çıkamaz hâlde nasıl bu kadar uyuyabilirim diye düşünürken Kumsal tepeden yüzüme anlamsızca bakıyordu. Daha fazla dayanamamış olmalı ki kolumdan tutarak kaldırdı ve sürüklemeye başladı.

"Hadi Toprak öğretmen derse girerse yok yazılırız."

"Beni niye uyandırmadın ya? Hocalar niye bir şey demedi? Müdür görmedi mi beni?"

"Toprak sus bir ya! Kimya dersinden sonra bizi Konferansa götürdüler zaten derse hiç girmedik. Müdür de gördü seni, hasta yatıyor dedim. İki üç zırvaladı gitti."

"Ha! Peki dev?"

"DEV Mİ? OKULDA DEV Mİ VAR?" Diye bağırarak etrafına bakınan Kumsal'la sinirle elimi tükürdüm ve gelişi güzel salladım bir tokat ensesine. Kafası öne doğru düşünce dengesini kaybetmiş sendeliyordu ki yere kapaklanmadan önce ensesinden tutarak dik pozisyona getirdim. Bu hareketi beklemeyen Kumsal hem korkmuş hem de kızarmış ensesini tutarak şaşkınca ilerlemeye devam etti.

"Salak! Ne devi ne işi var devin burada! Allah'ım bu nasıl benim ikizim olur ya! Tamam, kardeşim olsaydı, babaanneme çekmiş derdim de ikizim olunca ben de babaanneme çekmiş oluyorum." Diyerek ellerimi dua eder gibi açmış yukarı kaldırmıştım. "Kimyacıyı diyorum ben çıktıktan sonra ne yaptınız diyorum."