final

5.4K 609 387
                                    


Doktor, o günden sonra ilk defa hastaneye geliyordu.

Yoongi'nin odasına girmek için derin bir nefes aldı ve ağlamamak için kendini tuttu.

İçeri girip, özenle serilmiş yatak örtüsünü kaldırdı ve çocuğun defterini eline aldı.

Süssüz, küçük mavi renkte bir defterdi.

Elindekini, sanki değerli bir ganimetmiş gibi dikkatlice tutarken yatağa oturdu ve ilk sayfasını açıp tanıdık el yazısına baktı.

'Ah, doktor. Merhaba! Bunu okuyan kişinin sen olduğunu biliyorum çünkü ah, insanlar benimle ilgilenmiyor bile. Ama sen, doktor! Sen benimle ilgilenen tek kişiydin, sana bunun için minnettar olduğumu söylemek isterdim fakat muhtemelen gökyüzünde bir yerlerde olacağım.'

Doktor, çocuğun yazdıklarıyla kafasını pencereye döndürdü ve gökyüzüne baktı. Yüzündeki parlak gülümsemeyle el salladı ve okumaya devam etti.

'Ah, doktor. Sen bu mutsuz yolda benim yoldaşım oldun, en yakın dostum, yeri geldiğinde babam oldun. Sana çok müteşekkirim.

Fakat ben nefesimi özledim. Bu yüzden gittim. Mutlu olduğumu biliyorsun değil mi, doktor?'

Yaşlarını daha fazla tutamadı, defterin sayfasını okşadı sessizce.

'Gece vakti, pencerenden gökyüzüne bak. Biraz gülümse ama, az çok huzura kavuşmuş oluruz.

Bu arada, hani beni sevgisiyle mest eden şu çocuk var ya, evet evet, Park Jimin! O da bir selamını istermiş.

Senin kalbin pek pîrüpâk, doktor. Sanırsın bir çocuk!'

Tutamadığı yaşları dudaklarına karışıp gülümsetti onu. Diğer sayfayı çevirirken daha yavaştı.

'Doktor, sen beni hayata döndürdün. Ama benim hayallerimin ipleri koptu, yakalayamadım.

Ah, doktor. İyi bak kendine, kafanda canlanmış her hatıramızı canlı tut, delirmesinler.

Sen, bu çirkin dünyayı bile kurtarırsın, doktor.

Sen benim kahramanımsın,

Vasiyetimdir: Ciğerpâre'min çiçeklerini bol bol sula, sevgi göster ki yalnız kalmasınlar.
Onlar çok kırılgan, doktor.'

Nefesi kesildi, yutkunamadı.

'Bu bir veda değil, başka bir zamanda, başka bir şekilde yeniden görüşeceğiz, doktor!

Hoşça kal.'

Defterin kapağını sessizce kapatırken göğüsündeki boşluk büyüdü ve beynindeki düğümler sıkılaştı.

Yataktan kalkıp camın önüne adımladı ve dışarıya baktı. Duvardaki çirkin, kırmızı el yazısını görünce sesli bir kahkaha attı.

'Biz akıllanmayız doktor, sen delir!'

Her gidişimde, hastanelerin bahçeleri bana hüzün verirdi. Bunun sebebi, her gün gördüğüm duvardaki çirkin el yazısıydı.

bu da bittiiiiiii

okuduğunuz için teşekkür ederim, umarım kalbinizde tatlış bir his bırakmıştır <3.

yaptığınız yorumlar ve verdiğiniz oylar için de bol bol teşekkür ederim, beni hiç hayal kırıklığına uğratmıyorsunuz.

şu an uyuyorsunuz büyük ihtimalle, iyi uykular hepinize~

hepinizi çok seviyorum, çok değerlisiniz kucak dolusu öpücükler :3

o gitti doktor, gitti...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin