K.0.0

7.2K 240 43
                                    

1999 Senesi..

''Anne,nereye gidiyorsun.Baba bari sen gitme.Lütfen baba.''  Küçük kız bağırarak ağlamasına rağmen annesiyle babası dönüp arkasına bakmamışlardı. Hatta daha da hızlanmışlardı. Küçük çocuk onların arkasından koşmaya,onlara yetişmeye çalıştı ama ayağı taşa takılıp düşünce durmak zorun da kalmıştı. Yere oturup ağlamaya devam etti. Hava kararmaya başladığında bir apartman boşluna girip oturdu. Dizlerini kendine çekip ince kollarını bacaklarına doladı. Kafasını da dizlerine yasladı. Yavaş yavaş sokak boşalmaya başlamıştı. Küçük kızın bedeni daha fazla dayanamadı ve uykuya daldı.

Sabah hafif bir sesle uyandı. Biraz daha kendine geldiğin de bir telefonun zil sesi olduğunu anladı. Yanından bir ses duyduğunda sıçradı ve duvara iyice sinip başını kaldırdı. Saçları hafif beyazlamış,yüzünde yılların izleri olan kırışıklıklara rağmen hala dinç ve yakışıklı olan bir adamla göz göze geldiler. Adam hafif gülümseyerek karşı tarafla konuşmaya başladı. Gözlerini küçük kızın gözlerinden çekmiyordu.

''Ne var?''

Karşı tarafı bir süre sonra dinledikten sonra,konuşmak için ağzını açtı.

''Tamam,depoya götürün...Sonra geleceğim...İşim var...Sen bana hesap mı soruyorsun?...Kapa ve sadece işini yap.''

Adam kıza dönüp yine gülümsedi. Elini uzatıp yumuşak bir sesle ''Ekrem'' dedi. Kız adamın elini tuttu ama adını söylemedi. Adam da buna karşılık kızmak yerine gülümsedi ve ''O zaman senin adın Armina olsun. Adının anlamı korkusuz. Hem baksana benden hiç korkmadın.''  Kız gülümseyip kafasıyla onayladı. Adam ayağa kalkıp pantolonunda ki tozları silkeledi. Elini kıza uzatıp kalkması için gözlerine baktı. Kız da adamın uzattığı eli tutup kalktı ve o da taytın da ki tozları silkeledi. Adam buna hafif bir kahkaha attı. Kızın elini tutarak sahile doğru yürümeye başladı.

2017 senesi..

Genç kız kulaklıklarını çıkarıp,kum torbasını yumruklamayı bıraktı. Aklına yine Ekrem babayla tanıştıkları zaman gelmişti. Ellerinde ki eldivenleri de çıkarıp evin bodrumundaki spor salonundan çıktı. Merdivenlerin başında oturmuş onu izleyen Ekrem babayı gördüğünde gülümsedi. Ekrem'de antrenmana indiğinden beri onu izliyordu. 5 yıldır üst üste kafes dövüşlerinde şampiyon olan manevi kızıyla gurur duyuyordu. Gerçi kafes dövüşlerinde olmasa bile gurur duyacaktı.

''Hadi duş al,dışarı yemeğe çıkalım.''   

Kız gülümseyerek kafasını onaylar anlamda salladı. Bunla da yetinmeyip ''Tamam,baba.'' diye bir kez daha onayladı. Ekrem Bey'in gülümsemesi yüzüne daha da yayıldı,derinleşti. Bunu gören genç kız daha sıcak gülümsedi. Kafasını sağa sola sallayarak merdivenleri sekerek çıkmaya başladı. Ekrem Bey'de merdivenlerden kalkarak salona gidip oturdu.

Armina odasına girip kapıyı kapadı. Dolabın karşısına geçip ne giyeceğine baktı. Nereye gideceklerini bilmiyordu. Kapıyı açıp merdivenlere doğru bağırdı. ''Nereye gideceğiz baba?''. Ekrem Bey'de aynı şekilde cevap verdi. ''Dursun amcana.''Armina bir şey demeden kapıyı kapattı ve rahat bir şeyler çıkardı dolabından. Dursun amca,Karadeniz'den buraya gelmiş Rize'li bir insandı. Deniz kıyısına çektiği karavanın da şehrin en iyi balıklarını yapardı. 'Bu akşam balık ziyafeti çekeceğiz,ha?' Diye mırıldandı.

Armina bunları düşünürken aynı zaman da aşağıda oturan Ekrem Bey'de derin düşüncelere dalmıştı. Artık Efken ile Armina 'nın tanışması gerektiğini düşünüyordu. Armina altına siyah taytını giyip üstüne beyaz bol,üstünde siyah renkte ''I'm not a queen, you bitch'' yazısının altında orta parmak olan bir t shirt giymişti. Ayağına da koşu ayakkabılarını geçirdi. Üstüne kapşonlu hırkasını geçirdi. Saçlarını tepeden sıkıca kuyruk topladı ve telefonunla kulaklığını cebine atarak aşağı inmeye başladı.

Kafes (Askıya Alındı)Where stories live. Discover now