Son Mutluluk

461 59 143
                                    

BU HİKAYE BİR ŞEYLERİ ANLAMANIZ İÇİN YAZILDI... GÖNÜLDEN KALEMLE KAĞIDA AKAN BİR SERÜVEN BU SÖZLER. HASRETİ, KABULLENİŞİ, HER KARANLIK GECENİN BİR AYDINLIK SABAHA AÇILDIĞI GERÇEĞİ...
BU SÖZLER BİR KADININ DUDAKLARINA MÜHÜRLENMİŞ KELİMELERİN KALEME DÖKÜLMÜŞ HALİ... BU KELİMELERİ OKURKEN BİR ANNE BİR KADIN RUHUNA AKMANIZI TEMENNİ EDİYORUM.

HOŞ GELDİNİZ

Bazen savaşırsın bir şeyleri başarmak için. Hatta tüm zorluklara rağmen başarırsın da. Sonra biri gelir çelmeyi takar boynuna. Yaptığın her şeyin boşa olduğunu anlarsın o an.

Milim milim işlediğin, alın terinle dizdiğin taşlarla hazırladığın merdivenin çöküşünü izlersin. Daha üzerinde yürümek nasibin olmadan çöker onca eziyetle çizdiğin yollar...

Bazen bir söz bunca çöküntüye sebep olur. Bazen de sessizlik boğazına düğüm oluverir. Zaman hiçbir şeyin ilacı olmaz böyle anlarda. Aksine geçen her saniye biraz daha kaydırır ayağını. Sağlam durmaya çalıştıkça daha sert düşersin...

Bilirsin aslında gerçeği. Ölümü ensende hissedersin. Hâlbuki ölümden daha kötüsü bekliyordur seni. Evet yanlış duymadınız. Ölümden daha kötüsü...

Bitişin, kayboluşun, derin bir karanlığa çekilişin sembolüdür zaman. Peki bunlardan daha kötü ne olabilir?
Cevabı net. Her şeyin farkında olup susmak, çaresiz kalıp boyun eğmek, kabullenmek.

Tükenmiştir artık enerjin. Sonu gelmiştir umudunun. Ne olacak bu saatten sonra hiçbir fikrin yoktur ama hep "Hazır Ol!"da beklersin belayı. Misafir edersin hayatına acıları, belaları, uykusuz geceleri...

Bir süre sonra alışırsın da onlara. Bir gün yemediğin dayağın sebebini merak edersin. Ya da hiçbir suçun olmadığı halde yarın neyle suçlanacağını tahmin etmeye çalışırsın. En sevdiklerin bile sırtını dönmüştür sana. Damarlarında akacak kanın, canından kopacak etin kalmamıştır artık. Kurduğun tüm felaket senaryolarını her gün yaşadığını hissediyorsun.

Bir süre sonra artık canını hiçbir şeyin yakmadığını hissediyorsun. Ateş gibi yanan sıcak suyla, elini cayır cayır yaktığının farkında olmadan çalışıyorsun. Ya da, buz gibi bir havada üzerinde sadece incecik gece elbisesiyle bahçeye çıkıyorsun.

O sürede zaman geçiyor. Bir zamanlar doğurmayı bile istemediğin çocukların boyuna gelmiştir. Farkında bile değilsin tüm bunların.

Artık yaşlanıyorsun. Ne elinin tuzu, ne de bir zamanlar göz kamaştıran güzelliğinin izi kalıyor akıllarda.

Kimsenin umurunda olmamaya başlıyorsun. Yıllarca beklemişsindir bu günlere gelmek için. Belki de, her elini Rabbine açtığında istemişsindir bunu. Senin için bir özgürlük sembolüdür bu umursamazlık. Gel gör ki, şimdi ağır geliyor bu durum kalbine. Herkes için bir paspastan daha değersiz olduğunu görmek ezdikçe eziyor parçalara ayrılmış ruhunu...

Bunu da kabulleniyorsun geçen zamanda. Artık tek bir değerli şey kalmamıştır hayatında. Yalnızlığını sevmeye başlıyorsun bu anda. Tek başına eğlenebilmenin mümkünlüğünü keşfediyorsun. Hiç olmadığın kadar mutlu oluyorsun. Elini öpen, koynuna yatıran yoktur ama huzurun vardır bu kez.

Tabii her seferinde olduğu gibi bu mutluluğun da, kısa sürüyor. Bir annenin yaşayabileceği en acı şeylerden birini nasipleniyorsun... UTANÇ!

Evet, çocukların utanıyor senden. Ergenlik yaşındaki kızın evinin hizmetçisi olmandan utanç duyuyor. Aslanım dediğin oğlun seni suçlayacak bir şeyler arıyor her seferinde. Üstünün başının halinden, bakımsız ak düşmüş saçlarına kadar saydırıyor.

"Ben asla böyle biriyle birlikte olmazdım!" diyor bu sefer; arkasına bile bakmadan kaçan babasını haklı çıkararak.

Bir şey söyleyemiyorsun. Gençtir, cahildir diyerek tüm hatalarını affediyorsun. Mutlu olmalarını diliyorsun sadece. Gücünün yettiği yer buraya kadardır. Tek başlarına mutlu olmalarıdır son isteğin.

Su dökersin arkalarından. Gözünde kalan son bir damla düşer yanaklarına. Uzatırsın ayaklarını yatağa. Son bir yudum suyunu içer, son kez ellerini açarsın Rabbine.

"Allah'ım sona geldik artık çok şükür" dersin. Arkandan kimsenin okumayacağı Fatiha'yı kendin okursun kalan son gücünle.

En son dünya gözüyle bir daha görmek istersin canından olanları.

Bir melek karşılar son kez açtığın gözlerini. O Melek tüm acılarının bitiş çizelgesi, ilerideki mutluluğunun çıkış biletidir. Kendini o meleğin kollarına sessizce bırakırsın. Huzura kavuşman artık Onun ellerindedir...

SON

ZAMAN TÜNELİ -18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin