3- Altın çocuk.

26.6K 265 43
                                    

Üçüncü bölümdeyiz. Dediğim gibi, karakterleri canlandırıp istediğiniz bedene, kategoriye koyun. İyi okumalar, eleştirirseniz sevinirim, vote bekliyorum. İsteyen mesaj atabilir, konuşalım, hikaye üzerine kritik yapalım. Öpüldünüz :*

--

Gözlerimi araladığımda aşağıdan gelen müzik sesi ve güzel kokular beni mutfağa çekmeye yetmişti. Bertilda kahve yaparken, Dean krep yapıyordu. Alex ise patates soyuyordu. Kafamı kaşıyıp gözlerimi birkaç kez daha kırpıştırdım. Rüya değildi.

"Birisi bana çimdik falan atsın. Ya da tokat?" Üçü de bana döndü. Alex elini üzerindeki mutfak önlüğüne kurulayıp bana yaklaştı. "Ben yaparım"

Dean onu tişörtünün ensesinden tutup çekti. "Bizim işimiz neredeyse bitti ve sen hala elindeki o patatesleri soyamadın Dion!" Günaydın ve kolay gelsin" Masaya geçip bir salatalık alıp ağzıma attım. Buna alışık değildim. Cidden.

*

Okula neredeyse bir hafta gitmemiştim. Ama yokluğum pek fark ediliyor gibi değildi. İnsanlar benimle konuşmak istemezlerdi. Tabii Black Veils şirketinin benim olduğunu bilenler sadece birkaç kez yakınlaşmayı denemişti ama ben yine buz gibi bakışlarım ve konuşmamla onları uzaklaştırmıştım. Kimse beni fark etmezdi ki, merak etmezdi ya da bir sorunum olup olmadığını sormazlardı.

Bu güne kadar.

Bir yanımda esmer, yeşil gözlü, meteor parçası, diğer yanımda sarışın, mavi gözlü yunan tanrısı. İkisi de uzun boylu, ikisi de müzisyen, ikisi de kaslı, ikisi de kızların tek hedefi.Tabii bir de kapıda duran, çoğu öğrencinin hayali olan siyah Porsche 911.

Biz okula girerken bize dönüp bakan gözlere mi, yoksa yanımda duran çocuklara mı baksam şaşırmıştım. Alex ve Dean beni küçük bir kız çocuğu gibi korumaktan ne zaman vaz geçeceklerdi bilmiyordum. Bu durum hoşuma gitmiyor değildi ama biri çantamı taşır, biri belimden tutup kaldırımı çıkmamı sağlarken bu durum insanlar için biraz tuhaf kaçıyordu. Benim için de.

Dean ve Alex'in benimle aynı okulda olmalarına öyle şaşırmıştım ki. Neden daha önce fark etmemiştim ki? Ah! Tabii ya. Çünkü sen teneffüse çıkmaktan bile acizsin. Çişini bile eve kadar tutuyorsun!

İç sesime gözlerimi devirdikten sonrahızla biyoloji sınıfına girip en arkadaki sırama oturdum. Bir yanıma Dean, ön sırama da Alex oturunca sınıf da ister istemez bize döndü.

Alex kızlara bakarak bir şeyler söyleyince gözlerimi ona çevirdim. "Hey Dean, aslında şu kızıl saçlı olan mükemmelle benziyor. Harika yuvarlak kalçaları var!" Dean kıkırdayınca kızıl saçlı kız saçlarını geriye atıp bize doğru sevecen bir şekilde sırıttı. Ya da o sevimli olduğunu sanıyordu.

Dean uzun bir ıslıktan sonra kıkırdadı. Islık çalarken dudakları büzülmüştü ve gerçekten bu anormalce seksi görünüyordu. Hepimiz kıkırdamaya başladığımızda Biyoloji öğretmeni sınıfa girdi. Sanırım buna şükretmeliydim. Dean ve Alex'i kovmuştu ve gözlerde artık benden çekilmişti.

2 hafta sonra.

Son ders zili çaldığında çantamı bir koluma geçirmiş, sınıftan çıkmıştım. Sargılarım çıkmıştı ama alışkanlıktan olsa gerek, bir kolumu hala kullanamıyordum. Dean ve Alex gelmeden gitmek istiyordum. Koridordan çıkışa doğru hızla ilerlerken telefonumun titremesiyle bacağım gıdıklandı. Lanet okuyarak telefonu açıp gelen mesajı okudum.

"Bebeğim, seni yalnız bırakmak istemezdik ama bir sorun çıktı. Ama emin ol artık tek başına tuvalete bile gidemeyeceksin. :D Aslındaa... oraya tek başına gidebilirsin. Seni seviyoruz. Dean de. Öptük bebek! - Alexander"

Tanrım, Teşekkürler.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin