Bölüm 38

40K 2.8K 570
                                    

Güneşin batmaya yüz tuttuğu saatlerde atı iyice yavaşlatmıştık. Aiden boynuma doğru eğildi, "Neredeyiz Valerie?" diye sordu. Saatlerdir ormanın içinden ilerliyorduk ve hiç durmamıştık.

Çevreme bakındım, çekingen bir sesle, "Bilmek istemezsin." diye mırıldandım. İleriyi işaret ettim. "Birkaç saate sulara ulaşacağız Valefor, orada geceyi geçirebiliriz."

Aiden başını salladı. Dizginleri çekip atı durdurduğunda hemen ona baktım. Hızla aşağı atladı, öne geçti ve atı kendisi çekmeye başladı. Seze de hemen onun yanında eşlik ediyordu, ses duyduğunda ileri atılıyordu.

Atın üstünden inmemem gerektiğini söyledi, dakikalar boyunca Seze'yle yan yana yürüdü. Ormanı değil, onları izliyordum. Seze arada sırada burnuyla Aiden'ı dürtüklüyordu, Aiden koca kurttan tepki gelince ona değişik bir bakış atıyordu ama tebessüm edip yürümeye devam ediyordu.

Arkama baktığımda Aiden yavaşladı, bir sorun olduğunu sandı. Hızla önüme döndüm, göz bile kırpmadan Seze'ye baktım. Kurt hırladı, benimle aynı noktaya gözleri değdiğinde kulaklarını açtı.

Vavalar koşuyordu.

Dudaklarımı emir vermek için araladım lakin Seze daha ben ondan rica edemeden aklımdan geçeni yaptı. Aiden'a başını eğerek hızlıca yaklaştığında sesimi yüksek tuttum. "Çabuk onun sırtına çık." dediğimde Aiden ne olduğunu anlayamadı.

"Ne?" dedi Seze'ye bakarken.

"Vavalar geliyor Aiden. Ormanın en derin noktasındayız, çık sırtına." Daha itiraz etmesine fırsat kalmadan Seze başını eğip Aiden'ın yanına eğildi. O sırada sesler duyuldu, ayak sesleri git gide şiddetlendi.

Seze onun hareketsiz kaldığını görünce neredeyse homurdanıyor gibi ses çıkardı. Aiden'ın önüne geçti, bacaklarını hafif kırdı. Küçük ama yüzlerce vavanın sesi hemen arkamızda geldiğinde Aiden çevik ve aceleci bir şekilde Seze'nin sırtına atladı. Aslında, Seze onu zorla sırtına çıkarttı. Ağaçların arasında durdum, Seze hemen önümde kaldı.

İlerlemeye devam etmedik, vavaların geçmesini bekleyecektik.

Aiden kimin sırtında olduğunu bile kavrayamadan vavalar arkamızdan gürültüyle çıktı ve birbirlerine çarparak, ittirerek üzerimizden atlamaya, yanımızdan geçmeye başladılar.

Aiden, Seze kıpırdanınca parmaklarını onun tüylerine geçirdi fakat Seze bile benden başkasının üzerinde olduğunu henüz kavrayamamıştı. Vavalara değil, onlara bakıyordum ve suratımdaki ifade Alischa'yı ilk gördüğüm andaki gibiydi.

'Ben hiçbir şey demedim.' diye fısıldadım zihnimden. 'Seze ona gitti, vavaları duyunca onu sırtına alan Seze'ydi.'

Drogo aklıma hızla girdi, zaten diğer canlıların gözünden bizi izliyordu. Her adımımızı takip ediyordu.

Seze'nin önünden geçen vavalara dişlerini gösterip hırlamasını izledim.

'Senden başka bir insanla ilk defa bu kadar yakın.' diye fısıldadı Drogo. 'Savaşçının ne yaptığını biliyor, neden yanında olduğunun farkında. Seze, senin en büyük parçan. Sevdiği kişiyi koruyanın kim olduğunu bilecek ve üzülmesine asla izin vermeyecek. Fark etmeden yaptığı bu hareket, onun sana duyduğu sevgiyi ifade ediyor ve savaşçının yanındaki duruşuna inanıyor.'

'Ya sen?' diye sorduğumda hemen cevap veremedi.

'Bir tek kraliçeme güvenirim.'

'Drogo...'

'Benim güvenim sana ve şüphe duymadan yanında kalanlara. Kara büyüyü kafandan atmana yardımcı olana.' Gözlerim Seze'den ve Aiden'dan hızlıca çektim. Ace'ten bahsettiğini bilerek onlara bakamadım. 'O, kara büyüye yenik düştü.'

ANWAWhere stories live. Discover now