1. Bölüm

94 7 3
                                    

      Koşar adımlarla evden çıkıp hemen arabama binmek için hazırlandım. Fakat arabamın tekerleği patlamıştı. Hemen taksi durağının oraya koşmaya başladım. Ayağımın taşa takılması ile kendimi yerde bulmam çok uzun sürmeyecek diye düşünürken bir kol benim yere düşmemi engelleyerek beni kendine çekti. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Sonra iki saat ki dikilmenin sonunda nihayet kendimi geri çektim ve "Dikkat etsene!" Dedim. Oda "Asıl sen dikkat et önüne bakmıyorsun! İyilik de yaramıyor şuna bak ya ! Dedi biraz irkildim ve sonra ondan daha yüksek bir sesle : "Yapma bana iyilik istemiyorum". Dedim. Yüzündeki sinirin farkındaydım. Ve arkama bakmadan koşmaya başladım. Arkamdan söyleniyordu. Sesini duydum ve sinirime hâkim olamayarak ona taraf döndüm ve ona:

"Duyuluyor !" diye bağırdım. Yüzündeki sinirli ifadesi yumuşadı ve dalga geçen bir ifadeye büründü. "Duyulsun diye söylüyorum " dedi ve bana doğru yürümeye başladı. Dalga geçer gibi "Elini uzatıp görüşmemek üzere " dedi . Bende aynı şekilde "Görüşmemek üzere "dedim ve ayrıldık.

...

    Akşam yemeğinden sonra odama çekilip sadece kitap okumak istedim. Kitaplığımdan okuma kitabımı çıkarıp kaldığım yeri aramaya başladım. Kaldığım yeri hatırlamıyorum ve sanırım kitap ayracımı kaldığım yere koymadım. Bu yüzden nereye kadar okuduğumu hesaplamaya çalışırken telefonumun melodisi irkilmeme sebep oldu. Arayan Serraydı Telefonu yatağın üzerinden alıp kulağıma götürdüm.

...

    İki saatlik konuşmanın ardından telefonumdan herhangi bir tane oyun açıp oynamaya başladım. Ve sonra televizyonda izleyebileceğim birşey varmı diye kendi kendime konuşuyordum ki henüz adını bilemediğim insanlardan sesler geliyordu. Aman Allahım ! Hemen içerideki insanlara görünmeden oradan çıkmak istedim ama sanırım pek başarılı olamadım. Arkamdan ismini hatırlamadığım biri bana bakarak :
"Aaa Deniz sendemi buradadaydın ?" Ahh yaa yakalandım. " Evet ama ben... " Annemin o tiz sesiyle bana seslenmesine ilk defa sevindim.
Mutfağa gittiğimde annemin bana yalvarıcı bir bakış göndermesiyle ne istediğini anlar gibi oldum. Yani muhtemelen markete gitmemi isteyecekti. Ama yanılmışım benden kahve yapmamı istedi inanılabilir gibi değil kahve hemde benden.

...

      Canım sıkılmıştı kuzenime geçmek istedim çok uzak değildi fakat araba ile gidilebilecek mesafedeydi. Arabama atlayıp kuzenimin yolunu tuttum. Giderken elim boş gitmemek için pastaneye uğrayıp şöyle çikolatalı bir pasta aldım. Yanına da kola. Muhteşem ikili...

     Otoparkta boş olan yere arabayı koyup zili çaldım. Kapı açıldığında merdivenleri ikişer üçer adımda çıkmaya çalışırken ayağımın kayması ile çenemin merdivene yapışması bir oldu. Canımın acımadığını söyledim ama sanki çenemi bıçakla kesmişim gibi sızlıyordu. Ve unuttuğum o önemsiz gibi görünen ve en önemli şey "pasta"...

     Beril 'in pançomu çıkarmamı bekliyor olduğunu gördüğümde hemen çıkarıp eline verdim. Ve pastaya baktığımda sinirlerim alt üst olmuştu. Eski o güzel ve gösterişli pastadan eser kalmamış. Sanki üzerinden tır geçmiş gibi bir hali vardı.

     Aslında pastaya çok birşey olmamış demek isterdim ama ... malesef ki diyemeyeceğim. Sanırım biraz ezilmiş...

TESADÜF Where stories live. Discover now