Tesadüf

506 273 196
                                    

Yeni bölüm geldi. Keyifli Okumalar

'Tesadüf bir başlangıçtır. Finali sen oynarsın, perdeyi kader kapatır.'  (Bob Marley)

Bizimde hikâyemiz ufak bir tesadüf ile başlıyor. Bakalım perdeyi kim kapatacak?

***

Sabah kalktığımda yatağın içinde biraz durdum. Her sabah bunu yapardım. Geceden kalma yorgunluktan dolayı belimde hissettiğim ağrıyla bir iç çektim.

Bu sene YGS vardı. Bunun için çok çalışıp anneme yardım etmek istiyordum. Dün gece 3'e kadar çalışmıştım. Okullar tatil olsa da pek umursamıyordum. Bana hiç bir zaman tatil değildi.

Yatakta doğruldum ve pencereden dışarı birçok insanın acı çektiği mahallemize baktım. Çoğu dilenci hep bu sokakta olurdu. Sanki burdan zengin bir insan geçecekmiş gibi...

Durumumuz çok kötü sayılmazdı. Ama iyi hiç sayılmazdı. Bana sorarsanız halimden şikayetçi de değildim. En azından o şımarık babası para içinde yüzdüğü için kendini birsey zannedenlerden değildim.

Odadan çıktım. Ve çok az eskimiş olan merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Mutfaktan sesler geliyordu. Muhtemelen annem yine sabahın köründe uyanmış. Yemek yapmaya başlamıştı.

Annemin bir pastanesi vardı. Öğlenleri çok dolu olduğu için orda anneme yardım ediyordum. Ona kalsa bunu bile istemiyordu ama benim biraz zorlamam ile yanında çalışmaya başlamıştım.

Sessiz, sedasız annemin arkasından gelerek yanağına bir öpücük kondurdum. "Günaydın annecim. Yardım edilecek birşey var mı?" dedim.

Biraz korksada sonradan kendine gelerek "Sana da günaydın. Yardım edilecek birşey yok tatlım. Sen sofraya geç." dedi. İşte annem böyleydi. Her işi hep kendi yapmak istiyordu. Sonrada yoruluyordu.

Birkaç dakika sonra annemde masaya oturdu. Ve "Kızım az önce gördüm. Galiba Göktürk Koleji'nin sınavı varmış. Katılmayı düşünüyor musun?" dedi. Ahmet Göktürk'ün kolejiydi bu. Okulun yarısı ise zengin şımarık bir veliahta aitti. Yani Yağız Göktürk'e...

Ama ben yine de katılmayı düşünüyordum. Ne kadar şımarık bir çocuk olsa da kendimden şaşmıycaktım. Lisede son yılımdı. Bu seneki YGS için herşeyi yapmalıydım. Başımı hafifçe salladım. "Evet katılacağım" dedim.

***

Öğlen annemin yanına gittiğimde her masa neredeyse doluydu. Bugün diğer günlerden daha kalabalıktı burası. Dükkanın mutfağına girdiğimde annemin telaşlı bakışları beni buldu.

"Kızım kahve bitmiş. Ve şuan içerideki çoğu kişi kahve bekliyor. Şurda bir tane market vardı. Oradan kahve alıp gelir misin?" dedi. Yüzünden telaşlı olduğu çok belli oluyordu. Hızlıca önlüğü çıkardım ve koşmaya başladım.

Baya bir trafik vardı. Sonunda kırmızı ışık yandığında karşıdan karşıya geçmek için bir hamle yaptım fakat sağımdan gelen arabayı görerek gözlerimi sımsıkı kapattım.

Aniden gelen fren sesiyle gözlerimi açtım ve kırmızı ışıkta geçen karşımdaki gerizekalı çocuğa baktım.  "Kızım ne önüme çıkıyorsun. Az daha çarpıyordum. Bu da fakir kızların yeni numarası mı acaba?" dedi. Arabadan inerek üzerime doğru yürümeye başladı.

Dediği son şeyle kendime gelerek bende onun üzerinde doğru yürüdüm ve "Sen ne diyorsun ya. Kırmızı ışıkta geçen sensin. Ayrıca fakir kız numarası derken? Beni kendi kızlarına benzetme çocuk. Şimdi çekil önümden!" dedim. Arkamdan küfürler ederek arabasına binerken sadece sustum. Çünkü anneme söz vermiştim ve acelem vardı.

***

Marketten aldığım kahve ile pastaneye doğru ilerledim.  Anneme olayları anlattığım da defalarca kez 'Birşeyin var mı?' diye sormuştu. Bende defalarca 'hayır' cevabını vermiştim.

Yanımıza Zeynep gelmişti. Genelde pastane kalabalık olduğunda hep bize yardım etmeye gelirdi. Zeynep benim 10 senelik arkadaşım. İlk okul 2. sınıftan beri arkadaşız. Aslına bakınca annemden sonra güvendiğim tek insan o benim.

2-3 saat sonra kafe boşalmaya başladı. Bizde Zeyneple bir masaya oturduk ve konuşmaya başladık. Ona olanları anlattığım da çocuğun yakışıklı olup olmadığını sordu. Direk hayır demiştim. Aslında çocuk yakışıklıydı ama şımarık ve kötüydü.

Zeynep biraz sonra telefonuyla ilgilenirken attığı çığlık ile masadaki insanlar bize döndü. "Kızım neden bağrıyorsun? İnsanlar bize bakıyor." dedim.

Telefonunu neredeyse gözümün içine sokacak şekilde getirdi. Ve bir fotoğraf gösterdi. "Yağız Göktürk bir kız ile yakalanmış Gazel. Yıllar sonra ilk kez bir kız ile." dedi. Telefonda gördüğüm fotoğraf ile beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Bugün kavga ettiğim daha doğrusu bana neredeyse çarpcak olan çocuk Yağız Göktürk müydü?

"B-bu çocuk bugün bana çarpacak olan çocuktu." dedim. Zeynep gözlerini 360 derece açtı ve bana baktı. "Sende ki şans bi bende yok." dedi. Bu çocuğun neresini seviyorlardı. Şımarığın tekiydi sadece.

***

Dükkanı kapattıktan sonra eve geldik. 1 hafta sonra sınav vardı. Öğlen dükkana giderken kayıt olmuştum. Artık uzun bir çalışma saatleri beni bekliyordu.

1 Hafta Sonra

***

Bugün sınav günüydü. Her gece saat 2 yada 3'e kadar çalışıyordum. Kazanabilirdim kendime güveniyordum. Ama içimde kaybetme korkusu da vardı.

***

Sınavdan çıkmıştım. Soruların kolay olması beni mutlu etmişti. Ama ordaki zengin insanları görünce ve Yağız Göktürk'ün söylüceği cümleleri düşünerek üzülüyordum. O çocuğun sözleri umrumda değildi. Sadece okul ona aitti. Birşey bile söylesem beni okuldan attirabilirdi.

***

2 gün sonra evimize gelen kağıt ile kazandığımı anlamıştım. Sabah erkenden uyandım. Kahvaltımı yedikten sonra hazırlanmaya başladım. Altıma siyah kısa kloş eteğimi giydikten sonra üstüme de gri yarım bir tişört giydim.

Okulla evin arasında yarım saatlik bir yol vardı. Evden çıktım ve kayıt işlemleri için okulun yolunu tuttum.

Yarım saat içinde ordaydım. Okul çok büyüktü. Yine de müdürün odasını buldum ve kapıyı çalarak içeri girdim. İçerde o da vardı. Gözlerim onu bulunca o da bana bakmaya başladı. Ufak bir sırıtıştan sonra zorla konuşarak "Şaka mı yapıyorsunuz? Baba senin burslu dediğin kız bana bağırmaya çalışan bu manyak mı şimdi?" dedi. Bide manyak diyordu ya.

Onu takmayarak müdüre baktım. "İsmim Gazel Soylu efendim. Kayıt işlemleri için geldim." Bana bakarak başını salladı. "Biliyorum zeki kız." dedi. Oğlu ne kadar kötü olsa da babası için aynı şeyi diyemezdim. Aksine çok iyi bir adama benziyordu.

"Kızım ben seni 12/C sınıfına göndermek istiyorum. Hatta şuan yaz kurslarımız var. YGS için, eğer gitmek istersen Yağız seni sınıfına kadar bırakabilir. Bizde Yağızla seni bekliyorduk zaten." dedi.

Yağız Göktürk beni bekliyordu ha öyle mi? Yağıza doğru bakınca yüzündeki kötü sırıtışı gördüm. "Bencede 12/C sınıfına gelsin baba. Orda onu bekleyen hayranları olacak" dedi. Sonra yanıma doğru yaklaşarak "Hadi seni sınıfına götürelim Gazel Soylu" diye cümlesine devam etti.

Kapıdan çıktığımızda kolumdan tutarak beni çekmeye başladı. "Kızım sen ne yapmaya çalışıyorsun? Ben senin o hanımefendi tavırlarını yermiyim sence?" dedi. Kolumu hâlâ tutup çekiyordu ve bu canımı acıtmıştı.

"Ben birşey yapmaya çalışmıyorum Yağız Göktürk. Sadece herşey tesadüfen oldu." Kolumu bıraktı ve başını sallayarak "Canın yandığında anlayacaksın bunun tesadüf değil. Kötü şans olduğunu!!" dedi. Ve hızlıca yanımdan ayrıldı.

Bölümü şarkıyla beraber okumanızı tavsiye ederim. Beğendiyseniz vote ve yorumlarınızı bekliyorum♥♥♥

PAMUK ŞEKERİMSİ (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now