⚜️1.BÖLÜM⚜️(kuma)

8.4K 301 12
                                    

Atın üstünde son sürat giden genç kız her erkeğin aklını başından alacak bir görsel şölen sunduğunun farkında bile değildi ,
saçına tel tokalarla tutturulmuş beyaz tülbent rüzgar yüzünden düştü düşecek gibi görünüyordu bir eli ile eğeri tutup diğer eli ile tülbentini düzeltti konağa saçı açık giderse babası laf ederdi

yusuf ağa sert mizaçlı biriydi namusuna söz getirtmemek için konağın bütün kadınlarını bir odaya kapatır gerekirse konaktan dışarı bile adım attırmazdı
dilba da babasının bu tavrını bildiği için hareketlerine daha çok dikkat eder olmuştu , çok gezmez misafirliğe bile gitmezdi

mardin de çoğu kişi yusuf ağanın kızı dilba hazarın güzelliğini kendi gözleri ile göremez anca görenlerden duydukları ile kalırlardı ,at iki siyah arabayı görünce yavaşladı
dilba gitme vaktinin geldiğini anlayınca yüzü düştü biraz daha ata binmek istiyordu ama babasının kesin emri vardı günde sadece iki saat dışarı çıkmasına izin vermişti

atını durdurup indi yanına gelen korumaları görünce gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu kızmıştı ama sonra pişman oldu o böyle bir kız değildi sonuçta onlarda evlerine ekmek götürmek için çalışıyorlardı atını öpüp bembeyaz yelesini okşadı

"hanımım araba hazır"

Birşey demeden başıyla onayladı arabaya binip konağa doğru yol aldılar , önlerinden giden siyah arabada korumalar vardı yol tehlikeli mi değil mi diye kontrol ediyorlardı bu kadar güvenlik fazla diye düşündü genç kız , geçen gün babasına "bu kadar korumaya ne gerek var baba" diye sormuştu

yusuf ağa ise otoritesinden ödün vermeden " sen benim işlerime karışma bolluk içinde yaşadığına şükür edeceğine hesap soruyorsun" demişti dilba babasının bu sözlerine hem kızmış hem kırılmıştı zaten her fırsatta Allaha şükür ederdi kafasına takmamak istese de babasıyla arasında geçen diyalog üzücüydü

iki arabada konağın tahtadan yapılmış işlemeli büyük kapısının önünde durdu dilba korumanın kapısını açmasına izin vermeden kendisi açıp indi eli kolu sağlamdı çok şükür ufak şeyleri kendi halledebilirdi kendisi için açılmış konak kapısından avluya girdi aile üyeleri yemek masasına oturmuş bir tek kendisinin sandalyesi boştu "geç kaldım" diye düşündü kesin babası kızacaktı masaya doğru ilerleyip konuşmaya başladı

" hayırlı akşamlar"

"hayırlı akşamlar kızım gel hadi seni bekliyorduk"

hanife hanım kızının güzelliği karşısın da yine hayran kalmıştı her gün kızını görse bile konaktan ayrılır ayrılmaz özlüyordu iki erkek oğlu genco ve azad bi tane de dilbası vardı

"yok daye ben bir üstümü falan değiştireyim size afiyet olsun "

arkasını dönüp merdivenlerle yöneldi arkasından gelen bariton sesle durmak zorunda kaldı hemen arkasını dönüp babasına baktı

" otur şuraya"

"baba üstümü değiştirip geleceğim her yanım toz toprak siz başlayın"

"otur dedim sana!"

başını eğip masaya döndü küçük adımlarla masaya yaklaştı sandalye çekip oturdu genco abisinin karısı berfe yengesinin ona baktığını anlasada gözlerini çevirip bakmadı babasının herkesin önünde bağırması ağrına gitmişti önüne konulan pilava kaşığını daldırıp yemeğe başladı

DİLBA (KUMA)Where stories live. Discover now