11.Bölüm

61.5K 3.3K 525
                                    

İyi okumalar❤

Kapının açılma sesi duyulunca gözlerimi daha sıkı kapattım. O sırada bir kahkaha duyuldu. Ardından kahkaha atan kişi konuşmaya başladı. "Hiç iyi numara yapamıyorsun Erica."
İçimi korku kaplarken hızla arkamı döndüm ve Amy'nin gözlerine baktım.
"Senin burada ne işin var?"

"Aidan, Zoe ve George bizim eve gidince bende seni ziyaret edeyim dedim. Sence de iyi düşünmemiş miyim?" dedi yaklaşarak.

O yaklaştıkça ben duvara daha çok sokulmaya çalışıyordum. Amy bebeğim için tehlikeliydi! Yalnızca bebeğim için değildi. Korktuğum şey de buydu zaten. Amy herkes için tehlikeliydi. Etrafa bir su fıskiyesi gibi tehlike saçıyordu.

"Yarım kalan işimi tamamlamak için de uygun bir fırsat, değil mi?" dedi tek kaşını kaldırarak.

"Amy git buradan!" diye bağırdım korkuyla. Ondan kendim için korkmuyordum. Ondan bebeğime yapacakları için korkuyordum. Bir vampirin insandan güçlü olduğu insanlardan beslendiğinden belli değil miydi zaten?

"İşimi bitirince gideceğim tabii." dedi ve gülerek üstüme atladı. Çığlık atarak ellerimi karnımda siper ettim.
Birden önümde sis tabakası gibi beyaz bir şey belirdi. Amy ona çarptı ve sertçe yere düştü.

Bunu ikimizde beklemiyorduk. Üzerindeki şaşkınlığı atlatınca sinirle bulunduğum yere baktı ve aynı şeyi tekrar, daha hızlı bir şekilde denedi.

"Lanet olsun!" diye bağırdı öncekinden daha sert bir şekilde yere düşerken. Bu sefer düşüşün sertliğiyle birlikte bana karşı öfkesi ve nefreti de ateşlenmişti. Yere düşmesini sağlayan o beyaz sis sanki onun öfkesinden oluşan ateşe kömür atmış gibiydi.

Aşağıdan dış kapının açılma sesi duyulunca hızla ayağa kalktı. Bana nefretle son bir bakış attı. Ardından pencereye doğru koştu ve pencereden atladı.

Odanın kapısı açılınca korkuyla başımı oraya çevirdim. Gelen Aidan'dı. Beni bu halde görünce gözleri fal taşı gibi açıldı ve vampir hızıyla koşarak yanıma doğru geldi. "Erica! İyi misin?" dedi. Gözleri telaşla yüzümde gezinirken bana çok yakın olduğu için ve az önceki korkuyla karışık garip olay yüzünden kalbim hızla atıyordu.

Karnıma sancı girince acı bir çığlık attım. Aidan sakin olmamı ve bunun gibi şeyler söylüyordu. Ama onu duymuyordum. Duysam bile dediklerini uygulayamıyordum ki.

  Eğer o beyaz sis gibi şey olmasaydı bebeğimle beraber ölecektim. Daha doğmadan ölecekti.

Kendi ölümümü pek kafaya takmıyordum. Çünkü doğum yaparken ölecektim ne de olsa
Ama o... Onun yaşaması gereken bir hayat vardı.

"Biraz daha iyi misin?" diye sorunca başımı sallamakla yetindim. Hala iyi değildim. Ama birkaç dakika öncesine göre iyiydim.

Aidan benim biraz kafamı dağıtmamı söyleyerek beni salona getirmişti ve televizyonu açmıştı. Televizyonda çıkan çocuk programını sıkıcı bulsam da izlemeye başlamıştım.

Önüme konan çay ile birlikte hayretle Aidan'a baktım. "Sen çay yapabiliyor muydun?"

Bu dediğime gözlerini devirdi ve konuştu. "Kanla besleniyor olabilirim. Ama ara sıra çayda içiyorum."

Çayımdan bir yudum aldım ve çocuk programına döndüm. Kapının açılmasıyla başımı oraya doğru çevirdim. Gelen Zoe ve George'tu.

Zoe, kapıdaki anahtarı çekti ve kapıyı kapattı.

"Noldu?" dedi Aidan gözlerini ikisi arasında gezdirirken.

"Amy'nin buraya geldiğini biliyoruz. Bizde ailesine haber verdik."

Gözlerini kocaman açtım. Bunu yapmalarının iyi mi yoksa kötü mü olduğunu bilmiyordum.

Amy, her ne kadar kötü biri de olsa ailesine değer verdiği belliydi. Zoe'nin bunu ailesine söylemesi pek iyi olamamıştı.

Karnıma giren sancıyla kısık sesle çığlık attım. Hepsinin bakışları bana dönerken elimi karnıma götürdüm. Zoe olanları anlamışçasına yanıma geldi. Yürümeme yardım ederek kaldığım odaya doğru götürmeye başladı.

Odaya gelince kapıyı açtı ve içeri girdik. Yatağıma yatmama yardım ettikten sonra gidecekken durdurdum.

"Zoe, sence de onu ailesine söylemeniz biraz kötü olmadı mı?"

"Niye böyle düşündün canım?" dedi yanıma oturarak.

"Çünkü Amy'nin ailesine değer verdiği belli. Ve bunu ailesine söylemeniz onun ailesiyle arasının bozulmasını sağlamaz mı?"  Bu dediğime gülümsedi ve konuştu.

"Hayır, bunu yapmamız kötü olmadı. Çünkü o senin bebeğini öldürmeye çalışmıştı Erica. Bizim yaptığımız şey onun yaptığının yanında bir hiç. O yüzden Amy için üzülme tatlım."

Ben onun dediklerinin haklılık payını tartarken oysa çoktan odadan çıkmıştı. Aslında vampir hızını kullandığı için odadan bu kadar çabuk çıkmıştı.

Karnımdaki sancının geçtiğini anlayınca yataktan kalktım ve köşedeki kitaplığa doğru ilerledim.

Raftaki kitaplara göz gezdirirken gözüme takılan bir kitabı elime aldım. İlk sayfalarını okurken bile kitap adeta beni içine çekiyordu.

Yatağa oturdum ve yorganın altına girdim. Ardından kitabı elime aldım ve okumaya devam ettim.

*
Kapının tıklatılmasıyla istemeye istemeye kitabı bıraktım ve bakışlarımı oraya çevirdim. "Gel?"

Kapı açıldı ve Aidan içeri girdi. "Akşam yemeği yiyeceğiz."

Elimdeki kitabı kapatıp yatağa bıraktım. Kapıya doğru yürüdüm. Aidan'ın yanından geçerken kalp atışlarımın hızlanmasına engel olamıyordum.

"Erica!" Aidan seslenince arkamı döndüm. Dönmemle birlikte dudağımda bir baskı hissettim. Ama Aidan hemen geri çekilmişti. Geri çekilince göz kırptı ve konuştu. "Şimdi gidebilirsin."

Yüzümdeki gülümsemeyle aşağı inerken dengemi kaybetmemle düşüyordum ki hafif bir rüzgar hissettim. Ardından düşmediğimi fark edince gözlerimi açtım ve Aidan'ın beni tuttuğunu anladım.

Beni yavaşça yere bıraktı. "Dikkatli ol." dedi ve birlikte masaya doğru ilerledik.

Hep birlikte yemek yerken Zoe, sürekli bana o anları hatırlatarak domates gibi kızarmamı sağlıyordu.

Geçici de olsa mutluyduk.

*

 

Bir Vampirden Hamileyim! (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin