Part 4

889 64 24
                                    

Bunu yazmam için aradan iki ay geçmesi gerekiyormuş sanırım asdfa Neyse, size iyi okumalar:)

"Durumu stabil"

"Parmağını kipirdattı"

Tanımlayamadigim bu sesler kafamı doldururken ben de daha yeni gözlerimi açmış burada ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Ya da niye burada olduğumu.

Ya da kim olduğumu.

Sahi ben kimim ki?

Gözkapaklarimi sırf bu soruların cevaplarını almak için çok zorladım. Ama ilk başımdan başlayıp sinsice bütün vücuduma yayılan o acıyı görmezden gelmek gerçekten büyük bir uğraş gerektiriyordu.

"Uyanmak üzere"

Gözlerimin dışarıdaki o gizemli dünyayla tanışmasına izin verdim. Ama daha yeni misafiri olduğum bu dünyadan daha ilginç çekici bir şey olduğunu fark ettim, yatağın yanında ve camın ardında beni izleyen insanlar. Ben olan biteni, hatta kendimi anlamaya çalışırken iki saattir başımda kavramayı başaramadığım kelimeleri sarf eden o ses düşüncelerimi böldü.

"Merhaba, biliyorum şu an bir şeyleri merak ediyorsun, Taylor. Ama emin ol çok kısa zamanda bütün soruların birer cevap bulacak." dedi ve yanindakileri de alıp gitti.

Bu adam ne diyor? Ben burada ne arıyorum? Dallas mı çeviriyoruz burada ya? Yoks-

Bu seferki düşüncelerimi bölen bir kadın olmuştu, benimkine benzeyen sesi olan kadın. Kafamı sese çevirdiğimde yatağın karşısında bir televizyon olduğunu fark ettim. Kendimi anlamaya çalışmanın hiçbir işe yaramdığını fark edince dikkatimi karşımdaki sarışın güzel ama biraz yorgun kadına verdim.

" Merhaba bayan kim olduğunu bilmeyen. Eee, ben Taylor. Biz aynı kişiyiz. Yani şey, şu an sen kendini izliyorsun aslında, yani beni. Yani ben Taylor'ım ya, sen de Taylor'sın, hani şu Swift olanından. Gerçi sen onu da bilmezsin ya, yani beni, yani kendini, üffff....."

Ya ben ciddiyim, Dallas mı çeviriyoruz burada gerçekten? Ne saçmalıyor bu kadın? Ya da ben mi deliriyorum?

İyi de daha adını bilmeyen biri delirdiğini nasıl anlayabilirdi ki?

Gerçi benim adım Taylor'dıdeğil mi, öyle söylemişlerdi.

Ne saçmaliyorum ben, iyice ekrandaki kadına benzedim, hayret bir şey.

"Bak, beni boş ver tamam mı, sen sadece söyleyeceklerime odaklan. Senin adın Taylor Swift. 23 yaşındasın ve dünyaca ünlü bir country şarkıcısısın."

Efendim? Ya o uçuk, ya da ben.

"Bunlar sana çok saçma geliyor şu an, tahmin edebiliyorum."

Aynı zamanda akıllı, bak nasıl da anlıyor?

"Ama gerçek. Her neyse. 13 Aralık 1989'da doğdun. Annen biraz sonra göreceğin kadın, adı Andrea. Bak fotoğrafa, gördün mü, işte o. Yanındaki baban, Scott. Şu yakışıklı çocuk var ya, işte o erkek kardeşin. Ailen böyle."

İyiymiş.

"Müzik senin tek aşkın. Hayır hayır vazgeçtim aşkın değil, yani öyle de tek değil."

Yine başladı saçmalamaya.

"Senin gerçek aşkın, yani müzik de gerçek de, erkek arkadaşından bahsediyorum. Adı Jake. Bak elimdeki fotoğrafa, gördün mü? Sen onunla beş yaşındayken tanıştın. O senin çocukluk aşkın. Böyle deyince de kendimi kötü hissettim, o hep benim çocukluk aşkım olmuştu."

Don't Let Me Forget || Taylor SwiftWhere stories live. Discover now