19. BÖLÜM - MASALSI DEĞİL DESTANSI OLMALI AŞK

Bắt đầu từ đầu
                                    


"İnsanlık yapmak istedim. Bir yerine bir şey oldu sandım herhalde," diye çemkirdi kız.


"Tamam işte, bende isim kullanmamak için, o an sızlayan yerimi gösterdim, yok bir de pe-"


"Yağız sus tamam, ne kadar ayıp ya!" dedi inleyerek. "Ben gidiyorum. Sen çok terbiyesizsin ayrıca ve de arsız. Utanma da yok. Edepsizsin de..." Yüzünü yelledi. Sıcak mı olmuştu buralar?


"Bende öyle düşünmüştüm," dedi Yağız küçük bir kahkaha atarak. "Ayrıca evliyiz biz, seninle konuşurken utanacak değilim."


Eyşan inanamıyormuş gibi baktı adama ve oradan hızla uzaklaştı, ama hala saydırıyordu, "Gördük! Ar, utanma gibi kavramlar yok sende. Edep hak getire. Ettiği laflara bak." Üstünü değiştirmek için giyinme odasına gitti ve içindeki çamaşırları görünce sesli bir şekilde inledi. "Ne yani o mu değiştirdi?" sonra oradaki pufa oturdu ve akşamı düşündü. Hiçbir şey hatırlamıyordu. Kafayı yiyecekti. Düşünüyor, düşünüyor, aklına bir türlü bir şey gelmiyordu. Hayır yan yana uyuduklarına bile inanamıyordu. "Adamın üstündeydin Eyşan, ne yanı ne yanası?" diyen aklındaki şeytanı susturmak istedi, ama o şeytan çoktan ona kahkahalarla gülmeye başlamıştı bile. Şuan utancından yerin dibine girebilir miydi acaba? Bir süre sonra banyodaki su sesinin kesildiğini duyunca hemen üstünü giyindi ve koşarak banyo kapısına gitti. Adam elindeki küçük havluyla saçını kurulayarak çıktı banyodan.


"Yağız.." dedi adamın suratına bakamadan. Hayır, giyinip çıksaydı ya, valla çok edepsizdi. Ya da nasılsa her şey yaşandığı için artık rahat davranıyordu. Dövme miydi o kasığına doğru inen, ah Eyşan kes şu süzmeyi! "Dün? Biz? Seninle?"


Yağız sırıtarak omzunu duvara yaslayıp, ellerini çıplak göğsünde birleştirdi ve bu hareketi ile kaslarını kızın gözüne sokmuştu resmen. "Biz dün ne güzelim?"


"Yani ben yatarken içimdekileri giymemiştim de..." derken yutkundu, adam karşısında yarı çıplaktı ve Allah kahretsin ki çok çekiciydi.


Yağız ufak bir kahkaha attı. "Bilmem... Öyle miydi? Ne giymiştin?"


"Yağız yapma Allah aşkına, yani ben bir şey hatırlamıyorum..."


Yağız onun yanağına bir öpücük kondurdu, "Merak etme küçüğüm, hasta halinden yararlanacak kadar iradesiz değilim ve o ima ettiğin şey olacaksa-" yavaş bir hamleyle saçlarını sağ tarafına topladı, sol kulağına eğilip, "Hiçbir anını unutmaman ve her saniyesini hafızana kazımak için elimden geleni yapardım," diye fısıldadı. Sonra kendi kafasına sıkmayı bırakıp, kızdan yavaşça uzaklaştı. Kokusu onu deli ediyordu. Sakin olmaya gayret ederek devam etti, "Dün eve geldim, birkaç eşyamı almak için. Erken bir saatti seni etrafta göremeyince merak edip odana baktım. Uyumuştun, ateşin de çok yüksekti, duş aldırdım, üstünü değiştirdim ve yatağa yatırdım. Sonra yanında uyumamı isteyince, gece kötü olma ihtimaline karşın yanında uyudum, hepsi bu."


"Duş mu aldırdın?" -Aman nasıl rahatlamıştı... Asıl şimdi çıkmıştı ateşi...


"Neyse benim çıkmam lazım güzelim, bugün önemli bir görüşmem var, ama önce kahvaltı, hadi bakalım."


Söyledikleri Eyşan'ı neden hayal kırıklığına uğratmıştı bilmiyordu ama üzülmüştü işte. Onunla bir şeyler yaşamış olmak onu nedense çok heyecanlandırmıştı. Utansa da, kızsa da heyecanlanmıştı işte.

RÜZGAR'ın BESTE'si / Y.S.S. I - FİNAL Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ