Bölüm 2

160 3 0
                                    

“Güvenmediğim insanlarla hiçbir yere gelmem!” Lisa kapıyı Xander’ın yüzüne çarptı. En azından denedi. Xander kapıyı tutana kadar başarılı olabilmişti hatta. “Yeter ama! Çocukluk ediyorsun. Ya kendin gelirsin ya da zorla götürürüm seni. Gittiğimiz yeri gördüğün zaman bütün bu olanları anlayacaksın!” O sırada Lisa’nın başına şiddetli bir ağrı girdi. Birkaç saniye süresinde zihnine görüntüler doldu. Yüzüne kapanan kapılar, onu geriye çeken bir güç… Gözlerini açmadan önce son kez bir ses yankılandı kulaklarında. “Seni ilgilendirmeyen olaylardan uzak dur. Bir adım daha bize yaklaşırsan cezalandırılırsın!” Lisa korkuyla gözlerini açtı. Gözleri hemen önünde ona korkuyla bakan yeşil-ela gözlerle buluştu. “Lisa! Neler oluyor?” Lisa korkmuştu, hemde çok. Sanki zihnini o yönetmiyordu. O ses, onun düşüncelerine ait değildi. “Bilmiyorum, bir ses var. Sanki…” Aynı şiddetli ağrı başına girdi yine. “Bu sen ve biz arasında Vasilisa Simon.” Ses tekrar kesilmişti kesilmesine ama başındaki şiddetli ağrı onu terk etmiyordu. Vasilisa Simon, ne olduğunu bilmediği bir yere sürükleniyordu. Ve bu yer, bazı şeylerin başlangıcı olmakla birlikte, daha çok sır getirecekti. Lisa, asıl bundan sonra korkmalıydı. Tanrıları kızdırmak istemeyiz, değil mi?

Bu sırada, İdalya’da;

Ana Tanrıça İdal, tanrı ve tanrıçalardan oluşan konseyi toplamıştı. “Sizi buraya toplama nedenimi merak ediyor olmalısınız.” dedi birkaç bin asır da geçse, o hala aynı İdal’di. Genç, güzel, zeki İdal. “Hepiniz çok büyük yanlışlar yaptınız. Ne dünyanın ne de bizim tam olarak sahiplenemeyeceğimiz varlıklar yarattınız. Şuan birçoğu burada, eğitimde. Ama bildiğiniz üzere, sürekli olarak dünyada bulunabiliyorlar. Sorunumuz bunlardan biri ile ilgili.” O her zaman sakin olan İdal, ani bir hareketle Monoculus’a döndü. “Monoculus, sorunumuz Xander…” Xander, İdalya’nın en güçlü melezlerinden biriydi. Herkesin güvendiği, saygı gören biriydi diğer melezler arasında. Monoculus hayal kırıklığına uğradı. Konseyin toplanmasını sağlayacak kadar ne yapmış olabilirdi ki? “Sorumu mazur görün, Tanrıçam, fakat ne yaptı Xander?” O ortamda bulunan herkes, İdal’in gözlerinden geçen karanlığı görmüştü. “Buraya birini getirmeye çalışıyor. Bu kişi aynı zamanda Mason ve Natalie’nin de arkadaşı. Ki Mason, Aaron’un oğlu; Natalie, Ness’in kızı. Getirmeye çalıştıkları kişi bir insan! Yüzyıllardır sakladığımız bu yeri tehlikeye atacak olan kişi içimizden biri bile olsa, benim görevim onu yok etmektir. Bu durumda ya Monoculus, Aaron ve Ness, siz mi uyarırsınız sevgili çocuklarınızı yoksa ben mi el koyayım sorunumuza?” Sözü Nestor aldı. “Burada benim varlığımı unutuyorsunuz. Gizem Tanrılığı kutsal bir görevdir. Buranın sorumluluğu bana ait.” İdal gülümsedi. “Hadi ama Nestor, senin zaafların var ve burası tehlikeye atılamayacak kadar önemli. Ayrıca burada bulunan herkesin görevi kutsaldır. Kendini üstün görme. Görüşme bitmiştir sayın konsey, çıkabilirsiniz. Son olarak, süreniz sadece bir gün. Ya o gençleri durdurursunuz ya da ben üzülerekte olsa onları yok ederim.” Bir gülümseyiş eşliğinde salonu terk etti İdal. Waconda ayağa kalktı. “Karanlıklar Tanrıçası olarak söylüyorum ki, çok karanlık olaylar olacak. Benim bildiğim Xander, hiçbir şeyden vazgeçmez.” O da güldü ve hemen İdal’in arkasından gitti. Sadece Ness, Aaron ve Monoculus kalana kadar salon boşaldı ve üç kişi, birbirlerine baktı. Bu işi hemen halletmeleri gerekiyordu.

Normal dünyaya göz atalım;

Lisa, başındaki şiddetli ağrıyı yok saymış ve Xander’la birlikte yola koyulmuştu. Yoldan Natalie ve Mason’ı da almışlardı. Natalie, Lisa adına korkuyordu. Tanrı ve tanrıçalar katında af olmazdı. Ama Xander’ı tanıyordu. Onu vazgeçiremezdi. Mason’ın umrunda olan tek şey saçlarıydı zaten. Belki annesi Ness’i ikna edebilirdi Natalie. Xander yakalanmayacağız dese de, içi çok huzursuzdu. Bazı

şeylerin ters gideceğini hissediyordu. Gidecekleri yerin biraz uzak olduğunu söyleyen Xander, ufak bir yalan söylemişti. Gidecekleri yer çok ama çok uzaktı…

İdalya Mitolojisi *Gökçe Başaran ve Gözde Kibar*Where stories live. Discover now