Bölüm 5 | Oğlan İsteme

3K 264 78
                                    

Louis gerginlikle ayağını sallarken Harry salınarak içeri girmişti. Titreyen elleriye biri tuzlu, toplam beş kahveyi taşırken heyecandan kahveyi ilk Mark ağaya vermeyi unutuyordu az daha. Ne büyük ayıp.

Bütün kahveleri dağıtıp yerine geçerken Louis'nin suratına bakıyordu Güllü. Damada tuzlu kahve verilme adetini elbette biliyordu Louis. Bu yüzden burnunu tıkayarak fondip yaptı kahveyi.

Ve çok yüksek sesle nefes verdi.

Şaşırtıcı bir biçimde(!) kahve çok sıcaktı. Harry kıkırdamamaya çalışarak Louis'ye suyu uzattı. Oğlan isteme merasimini daha fazla rezil etmemek adına acısıyla yaşamaya çalışan Louis kendini kasmaktan kızarmıştı. Harry adet gereği içeri doğru giderken kıkırdamasını serbest bırakmıştı.

Mark ağa etrafı şöyle bi süzdükten sonra parlak gri takım elbisesini düzelterek konuya girdi,

"Allah'ın emri, peygamberin kavli ile oğlunuz Harry'i, oğlumuz Louis'ye istiyoruz."

Zaten durumlar belliydi, evlilik kesindi. Bu yüzden Anne kendini naza çekmeden elini havaya doğru sallayarak, "Verdim gitti, hayırlı olsun inşallah iki taraf için de"

Harry ve Louis sırasıyla büyüklerin elini öptükten sonra nişan yüzükleri takıldı. Güllü ve Boobear ağa resmen nişanlıydı artık. Düğünün cumartesi yapılması kararlaştırıldı. Ortada kurtarılması gereken bir namus vardı. Tamam, olaylar açığa kavuşmuştu fakat milletin ağızı torba değil ki büzesin.

*****

Harry artık Louis'nin namusuydu. Bu yüzden bir yere gideceğinde, evden çıkacağında Louis'ye sormak zorundaydı.

Kapıyı tam açmadan Louis'nin odasına süzüldüğünde Louis yavaşça Harry'e döndü ve yanındaki koltuğa iki defa vurarak yanına çağırdı.

"Um, Lou benim çarşıya gitmem gerekiyor, İki saatliğine çıkabilir miyim? Vallahi billahi saat dördü geçmeyeceğim."

"Öyle bottom başına ("kız başına"yı çevirmeye çalıştım ama olmadı herhalde ehe) çarşıda tek gezmek olmaz avluya in ben de seninle geliyorum." Harry mutlu bir sivas kangalı gibi kafasını salladıktan sonra konağın ahşap merdivenlerinden indi.

Louis'yle ne kadar zaman, o kadar mutluluk.

*****

Louis'yle yaklaşık bir buçuk saat çarşı pazar gezdikten sonra Louis'yle ne kadar zaman, o kadar mutluluk olayının yanlış olduğunu kavramıştı Harry. Louis dar pantolonları hiçbir şekilde kabul etmemiş, Harry'nin bacağının iki katı bolluğunda pantolonlar aldırmıştı hep. 

Yorgunlukla arabaya bindiklerine Louis, "İstersen dışarıda yiyebiliriz? İskender yiyelim mi? Nasıl da canım çekti!"

Louis, Harry'nin de onay vermesiyle iskender yemeğe Aboov Kebap'a doğru sürdü arabayı. Artık laf olur, söz olur korkuları da yoktu, nişanlanmışlardı. Kebapçının üst kattaki aile salonuna çıkıp cam kenarındaki masaya oturdular. Burası Louis'nin mekanıydı, haftada bir buraya gelir 1,5 adanayı götürürdü.

"Ooo gel cigerim gel otur şöyle bakayım" Louis onlara doğru yaklaşan garsona el işareti yaptı.

"Selamun aleyküm ağabey nasılsın?" Garsonun Louis'ye saygı duyduğu çok belliydi.

"Aleyküm selam koçum, Elhamdülillah buna da şükür. Ee anan nasıl oldu sağlığı sıhhati yerinde mi?"

"Sağolasın ağabey sayende iyi şimdi. Çok şükür" Minnetle mırıldandı.

"İyi iyi... Koçum şimdi sen bize birer tabak iskender getiriver" Garson hemen ayağa kalktı,

"İçecek ne getireyim ağabey?"

"İki ayran cigerim" Garson çocuk koşarak aşağı indi.

Harry'nin kafasını hafif yana eğmiş, kaşlarını çatmış olduğunu gördüğünde durumu açıkladı Louis,

"Anasının durumu iyi değildi, yardım ettik" Harry gururla gülümsedi. 

İskenderler gelene kadar ikindi namazını kebapçıdaki mescitte kılmaya karar verdiler. İkisinin de abdesti vardı zaten. Abdestsiz yola çıkılmaz. 

Namaz sonrası masaya döndüklerinde iskenderler gelmiş, üzerlerinden duman tütüyordu. Çabucak masaya kuruldular.

"Allah! Şu kokuya bak kurban olurum ben buna" Dedi Louis keyifle. Harry onu daha önce böyle yerken görmemişti. Sanki dünyadaki en lezzetli şeymiş gibi löp löp götürüyordu. Sonunda bitirdiğinde arkasına yaslanıp Elhamdülillah diye mırıldandı. Harry elleri dizinde Louis'yi bekliyordu, tabağını bitirememişti daha.

"Lou, benimkini de yer misin ben doydum da?" Tabağını Louis'nin önüne itti. Louis hemen tabağa yumuldu. Harry'nin bunu demesini bekliyordu sanki. En son ekmekle tabağı sünnetlerken garson çocuktan el hareketiyle hesabı da istedi. 

Konağa doğru giderken doymuş ve mutlulardı.

*****

Üzgünüm millet çok geç yayınladığım için. Afyon'a tatile gitmiştik yüzdüm falan yani bölüm yayınlamayı unuttum. Affedin beni, dövmeyin diye okuldan gelir gelmez yayınladım xx ;) -Çişliler .d

Mardin'de Aşk (Larry Au)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin