[1]phone box

69 12 36
                                    

2015, Mısır

Gözlerini açtığında, mutlulukla yatağına eğilmiş güneş ışınlarıyla selamlaştı Charlize.

Uzun zamandır hayali olan bir gezideydi ve hayatının en mükemmel günlerini yaşıyordu denebilirdi.

Tüm yaşamını, bir muhabir olmak için; farklı haber alanlarına ilk elden bir bakış atabilmek için geçirmişti.

Ve artık, hayali olan Daily Planet'te çalışıyordu; ailesinden kalmış mirasın hatrı sayılır kısmı ondaydı, iyi para kazanıyordu.

Yine de o zamana kadar yaptığı hiçbir haber, tam olarak onu tatmin edememişti.

Hiçbir cinayet mahali, kaza yeri ya da sokak ropörtajı ilgisini çekmemişti.

İşinde fazlasıyla iyiydi, Nick'in gözdesiydi ve sonunda iyi bir haber bulma umudunu içinde taşıyarak Mısır'a, tatile gelmişti.

Güya sadece tatil yapıyordu, ama içten içe düzgün bir haber; ilgi çekici bir köşe arıyordu.

New York, bu özelliğini kaybedeli çok olmuştu ne de olsa.

Her gün değişik şeyler oluyordu, fakat hiçbiri; Charlize'in statüsüne erişecek kadar çözülemez meselelere bağlanmıyor, sorularının cevapları ortada oluyordu.

Charlize, bir bakıma o yüzyılın Holmes'ü olmak gibi bir istek içindeydi ve mekan değişikliğiyle bunun için bir yol açma beklentisindeydi.

Tatil diyordu Mısır için, gerçi herkes buraya tatil yapmaya gelmediğini anlayabilirdi ama birkaç günde Dottie'yle birlikte iyi eğlenmişti.

Gezecek yerler vardı, birlikte piramitlere gitmişler ve hayran hayran -epey de dikkatlice-etrafı iyice gezmişlerdi.

Dinlenecek de vakit buluyordu ve daha bir haftası vardı burada geçirecek.

İçinde bulunduğu ve onun gibi Amerikan turistlerin sıkça kaldığı otelde, yeni dostlar edinmeyi de planlıyordu üstelik.

Yatağında doğruldu ve iyice gerinerek içindeki miskin prensesi, bir Amazon savaşçısına evirmek için ayaklanıp olduğu yerde sabah sporunu yaptı.

Bir sabah rutini olan ılık duşu için soyundu ve bir süre, en tepesinde olduğu otelin penceresinden dışarıyı izledi.

Aşağıda koşuşturan insanları inceledi, her biri üzerinde düşündü; kendini onların yerinde hayal etti.

Mesela, diye düşündü kendi kendine. Şu kırmızı şallı kadın, başında keten bir şapka ve üzerinde bol; mor kıyafetler olan...

Kendi kendine, kadının bir ajan olabileceğini düşündü.

Genişçe elbisesinin altına gizlenmiş simsiyah bir tulum olabileceğini, şapkasının altında bir silah ve çantasında el bombası olabileceğini hayal etti.

Daha sonra tenine bir üşümenin yayıldığını hissettiğinde, haline gülerek pencereden uzaklaştı.

Banyoya girip küveti ılık suyla doldurduktan sonra, kenardaki kutulardan birindeki köpükleri suya karıştırdı ve bir dinginlik eşliğinde suya girdi.

Mysterious FoolWhere stories live. Discover now